MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Teşekkür ediyoruz.

Fehmi Bey, hoş geldiniz tekrar.

Mümkünse, aklınızda tutabilirsiniz ama not alırsanız da ben arka arkaya sorularımı sıralayacağım.

Müsaadenizle ben de 17-25 Aralıktan başlamak istiyorum. O dönem, 24'üncü Dönemde Adalet ve Kalkınma Partisinin Grup Başkan Vekiliydim. Biz çok sıkıntılar yaşadık. Ben bir devlet memurunun kızıyım, kendi imkânlarımla siyaset yaptım, buraya geldim. Burada muhalefet milletvekillerinin, kamuoyunda medyanın ve algı operasyonu sayesinde başka grupların desteğiyle yüzümüze baka baka aylarca "Hırsızsınız, hırsızsınız." dendi. Kredi kartını ödeyemeyecek durumda olan, Anadolu'dan gelmiş bir milletvekilinin yüzüne, arabasını satmak suretiyle buradaki dönemini geçirmek üzere çalışan bir milletvekiline, halkın vekiline sürekli böyle hakaretler yapıldı. Bunda da birtakım medya gruplarının ve algı operasyonu yapan kişilerin katkısı olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, Fehmi Bey, 17-25 Aralıktan sonra yazdığınız bir yazıda diyorsunuz ki: "'Bu operasyonu doğrudan cemaat yapmıştır.' demek bana şahsen güç geliyor." Ben bir hukukçuyum. O günlerde, ilk günlerden itibaren, ilk 17 Aralık gününden itibaren delillerin toplanış şekli, savcıların tavırları, dosyaların tekamül etmesinde bir hukuki sıkıntı olduğunu anlıyorduk, bunu hepimiz gördük. Akabinde, bugün görüyoruz ki o gün dosyaları oluşturan insanlar hapiste, idareciler hapiste, savcılar, hâkimler FETÖ'den dolayı içerideler. O günlerde kurulan, 24'üncü Dönemde kurulan, "Yolsuzluk Komisyonu" denilen Komisyonda hukukçu arkadaşlarımız dosyanın Yüce Divana gitmemesi kararını verdiler. Bu, doğru bir karardı, hukuki bir karardı ve o kararın verilmesiyle biraz evvel bahsedilen konuda ilerleyemedi FETÖ'ler. FETÖ ekibi, o gün Yüce Divan kararı verilmiş olsaydı, ellerini ovuşturacaklardı, 15 Temmuzu biz çok daha önce ve belki de çok daha ağır şekilde yaşayacaktık.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - AKP çoğunluğu verdi o kararı yalnız.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Siz bugün biraz evvel bahsettiniz ama tekrar sormak istiyorum: "17-25 Aralığı cemaat yapmıştır." demek hâlâ size güç geliyor mu? Bunu sormak istiyorum; bir.

İkincisi: 15 Temmuza "Hain darbe girişimidir." demek size güç geliyor mu?

Bir sonraki sorum: Yazılarınızın bir tanesinde Melih Gökçek-Dugin görüşmesi olduğundan bahsediyorsunuz. Bu konuda elinizde somut bilgi var mı? Bu görüşme olduysa...

GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Bunu anlamadım.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Alexander Dugin'le bir görüşme yaptığını Melih Gökçek'in...

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Melih Gökçek'in bir görüşme yaptığını söylüyorsunuz.

GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Fotoğrafı var.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Tamam. Bu görüşmenin içeriğiyle ilgili elinizde bir bilgi var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

Yine bir yazınızda "Cemaat içinde derin cemaat var." diyorsunuz. Hâlâ aynı görüşte misiniz? Bu görüşünüzü analiz eder misiniz lütfen?

Bir yazınızda yine -15 Temmuzla ilgili söylüyorum- "Devletin karşı darbe planı vardı ki bu durumu ayakta alkışlıyorum." diyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımız da diyor ki: "Ben o geceyi eniştemden öğrendim." Bu nasıl bir tezattır? Devletin nasıl bir karşı planı vardı? Bu konuda sizin bilginiz varsa bunu öğrenmek istiyorum.

Bir de bu yapıyı itiraf eden, bugün de medyada yine yer aldı, birtakım itirafçılar var. Bunlar psikolojik bir harekât mı yürütüyorlar, yoksa bu itirafçıları dikkate almalı mıyız?

Çok teşekkür ediyorum.