| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İçişleri Eski Bakanı Mehmet Kemal Ağar'ın Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .10.2016 |
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Teşekkür ederim Başkanım.
Çok değerli komisyon üyeleri... Sayın Bakanım, hoş geldiniz.
İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI MEHMET KEMAL AĞAR - Sağ olun.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Teşekkür ediyoruz verdiğiniz samimi bilgiler ve açıklamalar için.
Tabii, bir darbe girişimine maruz kaldı ülkemiz, gerçekten, alçakça bir darbe girişimine. Sizin de söylediğiniz gibi daha öncekilere benzemiyor, çok farklı, bağlantıları derin olan bir darbe girişimi. Bir yerlerde hata yaptık ki bu devlet olarak bu darbeye maruz kaldık. Baktığımız zaman da buraya tüm gelen konuklarımız sadece bir döneme, bir kişiye ya da bir olaya hasredilebilecek bir örgüt yok karşımızda; uzun, sabırlı, yani hedefe kilitlenmiş, sistematik çalışan, stratejik çalışan bir örgüt var. Tabii, bu örgütün bu kadar büyümesinde, böylesine bir darbe yapmasında cüretkâr olmasında ülkemizde her on yılda bir darbe girişimi yapılıp var olan sistemin yerle bir edilmesinde... Yani söylediniz az önce "Ya, ben, çok genç yaşımda çok hareketli dönem..." söylediniz ama Mithat Bey "hareketli bir dönem" dedi sizin zamanınıza ama yani bence sizden sonra da her dönem hareketli geçti. Yani maalesef ülkemiz çok hareketli geçiyor.
İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI MEHMET KEMAL AĞAR - O da dinamizm getiriyor Türkiye'ye demek ki.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Dinamizm getiriyor ama şöyle bir şey var: Siz sporla da ilgileniyorsunuz. Şimdi, düşünün ki birinci ligimiz var, her on yılda bir düdük çalıyoruz diyoruz ki: "Futbolu kapattık, takımları dağıtın." İki sene ara veriyoruz. Ondan sonra "Futbolu tekrar toplayın..." Sonra da "Niye Fenerbahçe, işte ya da bizim takımlarımız Galatasaray'ımız Avrupa'yla baş edemiyor?" diye -Allah'a şükür ediyor- yani böyle bir yapımız var. Yani siyasi partileri kapatıyoruz, sivil yönetimi inkıtaya uğratıyoruz. İşte, vesayet yönetimi devam ediyor, darbeler devam ediyor. Arkasından da, sonuçta, bu ülke her on yılda bir böylesine adı değişiyor, işte bazen "FETÖ" oluyor, bazen işte "filan cunta" oluyor bir darbeye gidiyor.
İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI MEHMET KEMAL AĞAR - Doğru.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Şimdi, siz bir şeyden bahsettiniz, işte iyi devlet adamı, inisiyatif alan, şöyle yapan diye. Evet, doğrudur, yani bunlar her liyakatli ve kabiliyetli olan insanda olması gereken şeyler.
BAŞKAN - Kanunun verdiği yetkiyi kullanmak, başka bir şey değil.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ama biz bir devletiz, yani 80 milyonluk bir devletiz ve bir imparatorluğun varisleriyiz. Yani biz sıradan, Avrupa'nın ortasına sıkışmış, sınırları cetvelle çizilmiş olan bir ülke değiliz.
İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI MEHMET KEMAL AĞAR - Güneyler öyle canım, cetvel var orda yani.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Yani dolayısıyla, var olan şeylerimiz, kişiler, şahıslar üzerinden değil, mutlaka bir sistem üzerinden yürümesi lazım. Sizce, ülkemizde, devletin yapılanmasında, birçok anlamda bir sistem sorunu var mı?
İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI MEHMET KEMAL AĞAR - Şu...
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Bu konuda bir öneriniz olabilir mi? Ve son günlerde gündemde olan tartışmalar hakkında düşüncelerinizi verirseniz bir daha böyle bir darbe girişimiyle karşılaşmamak için... Yani, ben, kısa... Söylediniz ama...
Teşekkür ediyorum.
İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI MEHMET KEMAL AĞAR - Efendim, cemaatler, tarikatlar falan tabii ki ülkenin gerçeği bunlar, hepimiz biliyoruz bunları.
Ben, Turgut Bey'le mesela çok yakın çalıştım, Allah rahmet etsin. Zaman zaman özel toplantılarda -rahmete kavuştuğu için söyleyeyim- beni alırdı yanına. Şimdi değerlendiriyorum neden alıyordu? Bizi seviyordu, bu işleri öğrenelim diye, bir de devletin resmî görevlisiyiz, şahit olalım diye alıyordu, ileride birisi başka şeyler... Onlar, hep dinin güzelliği, bütünleştiriciliği, büyüklüğü, milleti bir arada tutma özelliğini ve hayır işlerini... "Devlet işine karışmayın kardeşim, bir derdiniz olursa gelir şu kanallardan bana söylersiniz, yok memur, o, bu, bunlara karışmayın." derdi. Doğru bir tavır. Yani devlet içinde grup şeyi yaratmamak lazım, gruplaşma, bütünleşme... Elbette birbirine kafa dengi olan insanlar iyi olacaktır, birlikte olacaktır, hizmeti başarabilme, yoksa, Türkiye'nin yüzde 90'ı birbirine benzer. Bir arkadaşıma söyledim: "Ya kardeşim, bu milletin yüzde 90'ı birbirine benzeyen insan, işte ramazanda orucunu tutar, hayrını yapar, cumaları namaza gider beş vakit kılamasa da." Toplumun ortalaması böyle. Dolayısıyla, ilave özellikler aramaya gerek yok. Başarılı mı değil mi? Ehil mi değil mi? Liyakatli mi değil mi? Bunları oturtabilirsek eğer... Bu onarımı yapacağız, bunun başka çaresi yok yani polissiz, adliyesiz, askersiz devlet olabilir mi hele bu coğrafyada? Ama bütün bunların temelinde eşitlik, hakların müşterek şekilde insanların önüne sunulması, kabiliyetlileri öne doğru çıkarabilme. Elbette başka nitelikler olacaklar her mesleğin gerektirdiği. Mülakat diye bir mesele var, bunu koyduk. Bunu, kalkıp bana yakın adamları almak için kullanmamalıyım ben. Yani yakın mı değil mi o da belli değil? 22 yaşındaki çocuğun yakınlığı nereden belli olacak, bir tavassutla geliyor sonuç olarak ama Türkiye'deki insanların birçoğu benzer zaten birbirine yani çok fazla bir fark yok.
Dolayısıyla, devleti yönetmek konusunda, devlette siyaseten milletin güç vermediği hiç kimse böyle bir heves içinde olamaz, olmamalı, olana da göz yumulmamalı, gereken yapılmalı yasal sınırlar çerçevesinde. Devleti kim yönetir? Milletten yetki almış siyasi kadro yönetir, onun getirdiği bürokratlar yönetir, bürokratı o denetler. Onu kim denetleyecek? Meclis denetleyecek. Dolayısıyla, millet iradesi dediğimiz mesele bu. Hiç kimse kendisini siyasetin yerine kaim kılarak... Bunlarda da epey mesafe aldı Türkiye, vesayetti, oydu, buydu; bunların hepsi tam kırıldı, bir rotaya doğru giderken bu felaketle karşı karşıya kaldık. Allah'tan başarıya ulaşamayan, akim kalan bir teşebbüs, bunu da inşallah birlikte bir iradeyi diyalog yoluyla var etmek suretiyle süratle onarımı sağlamanın gereği var. Ben de bunun yapılacağına inanıyorum şahsen. Bu tecrübeden sonra, o gecede müşterek irade göstermiş bu Meclis yapmazsa başkası da zor yapar bunu, onu da söylemek lazım.