KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, şimdiye kadar hiçbir bakan -benim galiba 8 ya da 10'uncu bütçem- ya da kurum yetkilisi gelip buraya oturup da hiçbir bütçede "Bana verilen ödenek yetersiz, bunu artırın." demedi şimdiye kadar yani böyle bir görüşme yapılmıyor. Hiç kimse de daha sonra "Verilen para azdı, yetmedi." Demedi; şimdiye kadar böyle bir hadise olmadı. Şimdiye kadar, hiçbir Maliye Bakanı da -siz dâhil- "Ya yapılan bütçe eksik kaldı, nakıs kaldı; ek bütçe istiyorum." demedi. Yani böyle bir sorun olmadı ki. Buradan böyle bir ek bütçenin çıkmaması gibi bir durum da söz konusu olmadı, bir sıkıntı söz konusu olmadı ki.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu aktarma...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ee tamam. Ödeneküstünden bahsediyorum.

Şimdi, yüzde 2'lik harcama yetkisini siz genellikle 8-9 gibi kullanıyordunuz ortalama olarak, demin arkadaşlarım söyledi. Yani yüzde 2'yi yüzde 8 gibi, yüzde 6 daha fazla kullanıyordunuz. Bu yüzde 300'lük bir fazlalığa tekabül ediyor. Şimdi, yüzde 10 istiyorsunuz, yüzde 10'u mesela yüzde 12 yaptığınız zaman çok görünmeyecek, "Ya yüzde 10, yüzde 12 olmuş, çok önemli değil." denecek. Hâlbuki bunlar önemli. Bu bütçe yapılmadığını gösterir artık, bir anlamı kalmadığını gösterecek artık. Şimdi yüzde 10'u da aşacaksınız belki, yüzde 10'u da aşacaksınız. Yani buranın, Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde şu var, yani yüzde 2'nin, yüzde 10'un da çok önemi yok, diyor ki: "Anayasa tarafından yasama organına verilen yetkiyi yürütme organı alıyor." Yüzde 10'la bağlantıyı çok fazla kurmuyor. Siz de bu yetkiyi alıyorsunuz. Yüzde 2'yi yüzde 10 yapıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Ben bu marj içerisinde kalırım." Belki kalırsınız ama bu yetkiyi alıyorsunuz. Buradan, milletvekillerine millet adına verilen yetkiyi alıyorsunuz, yürütme organı olarak kullanıyorsunuz. Demokrasiye aykırı tarafı bu, işin felsefesine aykırı tarafı bu.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Gerekçesini okuyun lütfen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Verdiğiniz son örnek var ya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla ilgili, o 2 milyarlık...

BAŞKAN - Her örnek yeni bir tartışmaya yol açıyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, siz o örneğe mesela karşı argüman geliştirin, ben merak ediyorum. Ne yapacağım Parlamentoya mı geleceğim? Bütçe ödeneklerinde toplamda...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Parlamentoya gelmenizin ne mahzuru var? Şimdiye kadar geldiniz de çıkmadı mı? Sayın Bakan, bakın biz burada Plan ve Bütçe Komisyonunda birçok bürokratın imzalamaktan imtina ettiği, çekindiği birçok şeyi, yönetmelikle çıkacak ya da bakan onayıyla çıkacak birçok konuyu kanun maddesi olarak çıkardık; torba kanunlar niye 100, 150 madde oldu? Kanun olarak gelmemesi gereken birçok konu, yönetmelik veya tebliğ konusu olan, bakan onayıyla çıkması gereken birçok konu kanun konusu oldu. Biz bunlarla uğraştık, gece yarılarına kadar, sabahlara kadar. Şimdi bütçe için mi uğraşmayacak? Getirin, her zaman için getirin çıkar. Bir haftanızı alır, ne olacak ki? Ama demokrasinin temelini teşkil eden bu prensibi bozmayın, yanlışlık bu, felsefesini bozuyorsunuz. Yüzde 10'un önemi yok yoksa. Felsefesini, mantığını bozuyorsunuz.