Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/779) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 01 .11.2016 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, hafta içi bir açıklamanız oldu, vergisini düzenli ödeyen mükelleflere yönelik bir düzenleme yapacağınızı söylediniz. Konu hakkında sözünüz vardı, bu konuyu takip ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Bizim üzerinde önemle durduğumuz bir düzenlemeydi, keşke bu tasarıyla gelseydi diye de burada tespit yapıyorum.ka
Sayın Bakan, yine, alışageldiğimiz durumlar bu tasarıda da söz konusu. Birincisi, düzenleyici etki analizi maalesef bu tasarıda yok. Hükûmet kendi yaptığı düzenlemeye, mevzuata uygun bir şekilde tasarıları Türkiye Büyük Millet Meclisine göndermiyor, düzenleyici etki analizi maalesef hazırlanmıyor.
İkinci konu, mali boyutu hakkında yine tasarıda herhangi bir ek bulunmuyor. Sayın Bakanım, hem vergiyle ilgili hem de sigorta primiyle ilgili düzenleme var. Yani bu konuda bizlerin daha sağlıklı değerlendirme yapabilmesine de katkı sağlayacak rakamları bizlere niye vermiyorsunuz? Biraz önce vergiyle ilgili dediniz ki: "Denildiği kadar bu ÖTV'yle ilgili araç fiyatlarında bir artış olmayacak." Ben şöyle algıladım bunu: Denildiği kadar değil ama...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyledir, böyledir demedim, sadece sistemi değiştiriyoruz.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Artış olmayacağını söylediniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, öyle bir şey demedim. Yetki alıyoruz biz. Bu yetkiyi ne zaman kullanırız, kullanır mıyız...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani basındaki haberlerin doğru olmadığını söylediniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama şöyle: Bakın, gazetelerde öyle abartılı...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Kalaycı; ama bitiremeyiz böyle.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok kısa bir şey...
"50 bin lira araçlara zam geliyor." Bu tür afaki, gerçek olmayan, piyasayı ürkütecek ve hiçbir karşılığı olmayarak yapılan açıklamalara tepki olarak söylüyorum yani böyle bir düzenleme asla söz konusu değil.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Benim de söylemek istediğim şu: Keşke bize istatistiki bilgi verseydiniz yani silindir hacmine göre ne kadar araç satılmış, ne kadar vergi toplanmış, ortadaki adaletsizliği daha net olarak görme, daha net olarak değerlendirme imkânımız olurdu.
BAŞKAN - Soru-cevap kısmında hemen yaptıralım onu.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Aynı şeyi sigorta primiyle ilgili de söyleyeceğim. Yani 6,5 katı 7,5 kata çıkarıyoruz. Niye? Yani somut bir gerekçe yok. 2008'de çıktı 5510 sayılı kanun. O zaman niye 6,5 dedik, şimdi niye 7,5 diyoruz, niye 8 demiyoruz? Yani bunun zemini nedir 7,5 derken? Böyle de yaparsak bu sefer reformları delik deşik etmiş oluruz.
Ben size daha somut bir şey söyleyeyim Sayın Bakan: Maalesef kamu kayıt dışına yol açıyor. İşte, burada kamu çalışanı arkadaşlarımız var. Ek ödemeleri niye dâhil etmiyorsunuz prim matrahına?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kayıt dışılık değil canım o.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Ama primden kaçırıyorsun. Yani döner sermaye alıyor arkadaşlarımız, maalesef, prim kesilmediği için emekli aylığına da yansımıyor. Bir düzenleme yapacaksak kamuda bu şekilde sigorta primine tabi olmayan ödemeleri de kapsama alalım, kamu çalışanlarının da bu anlamdaki beklentisini karşılayalım. Yani bu konuda büyük mağduriyet var.
Gelelim bütçeyle ilgili düzenlemeye. Sayın Bakanım, burada da keşke bize rakamları bir verseydiniz. Daha önceki bütçe görüşmelerinde alıyorduk ama şimdi maddeyle ilgili görüşme yaptığımız için -2015 ve 2016, on aylık- bu 21'inci madde kapsamında yapılan aktarmaların boyutuyla ilgili onu bize keşke dağıtsaydınız yani buna göre yine olumlu ya da olumsuz değerlendirmelerimizi mutlaka etkileyecek.
Usulle ilgili yaptığım konuşmada ifade ettiğim gibi bu düzenleme Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesini karşılamıyor bana göre. Çünkü Anayasa Mahkemesi doğrudan 5018 sayılı Kanun'da ya da 4734 sayılı Kanun'da bir iptal kararı vermedi. Yani doğrudan Bütçe Kanunu'ndaki 21'inci madde ve 21'inci maddenin diğer fıkralarıyla, bentleriyle ilgili iptal kararı verdi. Şimdi, burada aslında tasarının gerekçesinde kısmi olarak Anayasa Mahkemesinin gerekçesini koymuşuz, genel gerekçede. Üçüncü paragrafın orta kısmında tırnak içinde diyor ki: "Yasama organının halk adına kamu gelirlerini toplama ve harcama konusunda sahip olduğu yetkinin dava konusu kurallar ve kısmen ilgili bakanlara ya da kurumlara verilerek çerçevesi çizilmemiş, esasları belirlenmemiş bir alanda hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın geniş yetkiler tanıması Meclisin sahip olduğu bütçe hakkının ihlali..." Esas karara da baktığımız zaman zaten bunu Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararında uzun uzun da anlatmış, özellikle bütçe hakkıyla ilgili 33'üncü maddede, 34'üncü maddede, 35'inci maddede Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının maddelerinde uzun uzun bunu ortaya koymuş. Yani burada bütçe hakkının ihlali olduğu kesinlikle doğru. Yani yüzde 10 çok küçük bir rakam değil Sayın Bakanım. O zaman aynı mantıkla gidersek siz bize iki kalem olarak getirin bütçeyi -gelirler bütçesi, giderler bütçesi- onun içinden istediğiniz gibi harcama yapın. Yani tuttum, acaba üniversitede de bize böyle mi öğrettiler diye bütçe ilkelerini ta geçmiş işletme notlarımdan çıkardım. Sayın Bakanım, hakikaten ona bile aykırı bir tutum içerisindeyiz. Yani işletme fakültelerinin birinci sınıfında öğretilen ilkelere bile uygun değil. Parlamento olarak bizden bir yetki alıyorsunuz ama nereye harcanacağının yetkisini bizden almamış oluyorsunuz yani yüzde 10'luk marj dâhilinde almamış oluyorsunuz. "Öteki kurum içi aktarmalarda yüzde 20, hatta ihtiyaç olursa Bakanlık kanalıyla bunun da aşılması..." diyorsunuz. Yani bunlar açıkçası bütçe hakkının ihlalini doğrudan ortaya koyuyor. Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesinde de bu konuya önemle vurgu yapılıyor. O nedenle yapılan düzenleme bütçe Kanununda yapılmalıydı. 2015 Bütçe Kanunu'nun ilgili maddelerinin ilgili fıkra ve bentlerini iptal ediyor Anayasa Mahkemesi, 2016 Bütçe Kanunu'nu ona göre hazırlamamız gerekiyordu yani yapılması gereken buydu ama -aynısı bu yüzde 10 ödenek olmadan yatırım yapılamama, ihaleye çıkılmama hükmüyle ilgili de söz konusu- biz tutuyoruz, mahkeme böyle bir karar verdi, o zaman biz kuralı bozalım diyoruz. Yani gidip reform olarak hepimizin -ben inanıyorum- bütün arkadaşlarımın reform olarak gördüğü kanunları da kuralları da değiştiriyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Şimdi, 5018 sayılı Kanun'un bugün gerekçesini çıkarıp okuyalım, o 21'inci maddenin gerekçesini çıkarıp okuyalım. Niye konmuş o kural? Yani elbette onların bir dayanağı var. Şimdi, biz bunları bozuyoruz. Zaten iktidar bugüne kadar bu temel konularla ilgili reformların hepsini delik deşik etti; Kamu İhale Kanunu, Kamu Borç Yönetimi Kanunu, Kamu Maliye Yönetimi Kanunu, Sayıştay Kanunu, Sosyal Güvenlik Kanunu. Reform diye düzenleme yapılıyor, daha üzerinden belli bir süre geçmeden reformlarda konulan kuralları maalesef delik deşik ediyoruz. Bu, doğru bir yaklaşım değil.
Gerek öğrencilere yapılacak yardımlarla ilgili gerekse serbest bölgelerle ilgili diğer düzenlemelere olumlu yaklaşıyoruz, maddede daha iyi düzenleme yapılması için önerilerimiz olacak.
Ben teşekkür ediyorum.