KOMİSYON KONUŞMASI

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli bürokratlarımız, değerli basın mensupları, Sayın Komisyon üyesi arkadaşlarım; hepinizi selamlıyorum.

Tabii, özü itibarıyla bizim de olumlu karşıladığımız bir teklif bu, müspettir teklifin burada görüşülüyor olması. Hatta, ben yakınmıyorum, niye Millî Eğitim Bakanı burada değil, niye YÖK Başkanı burada değil? Ben yakınmıyorum çünkü bazı soruları onlara sorduğumuzda bize otomatik olarak Maliye Bakanlığını işaret edecekleri için sizin burada olmanız bir şekliyle de iyi bir tesadüf oldu. Bu soruların veya soracağımız soruların cevabını sizden doğrudan alacağımız için, bununla ilgili olarak bu konuda en azından iyimser bir sonuç çıkarabilirim.

Sayın Bakanım, arkadaşların toplamda söylediği hususların belki büyük çoğunluğuna katılıyorum, onu tekrara girmeyeceğim. Mesela, önümde yani her birimizin e-mail listesinde sayısız mail var şu anda, özellikle uzmanlardan gelen mail'ler var. Sadece bir tanesini seçtim, burada söyleyeyim. Bir talep var çünkü herkes bu konuda bir haksızlığa uğradığını ya da unutulduğunu varsayar bir noktadadır.

Şimdi, uzmanlardan biri -ben şimdi hangi dönemde işe başladığını bilmiyorum, onu da kendisinden öğrenmeye çalışıyorum- diyor ki: "Ben ilk işe başladığımda düz memur maaşının 2 katı kadar maaş alıyordum, şu anda düz memur maaşıyla maaşlarımız eşitlendi." Burada ifade ettiği rakam 2.000-2.500 arası maaş aldıklarını söylüyor uzman arkadaşlarımız. Sizin de biraz önce bütçe sunumunuzda ifade ettiğiniz rakamla esasında örtüşüyor. Siz de orada "En düşük memur maaşı 2.023." dediniz, böyle bir rakam ifade ettiniz. Dolayısıyla, bunlarda hiçbir iyileşme olmamış, giderek bir kötüleşme olmuş özellikle uzmanlarda. Bir mağduriyetten de söz edecek olursak öncelikle onlardan başlamak gerekir, onlardan başlamak icap eder.

Şimdi, sunumunuzda, işte 120 bin civarında akademisyenin maaşlarına burada bir iyileştirmenin yapıldığını ifade ediyorsunuz. Rakamına girmiyorum, evet, yapılabilecek en iyisini yapalım akademisyenler açısından. Arkadaşlarımızın bu konudaki önerilerine katılıyorum, yapılabilecekse artırım, yapılabilecekse bu miktarda, ben bu artırımdan taraf olduğumuzu ifade edeyim. Ama, uzmanlar katılmış olsaydı ne olurdu yani ne kadar? Eğer onu katacaksanız onun üzerinde durmayalım yani.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Konuşmamda söyledim.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Söylediniz, ben kaçırmışım o boyutuyla. Onun ilave edilmesi önemli olmuştur Sayın Bakanım.

Bir önemli husus daha şu: Şimdi, öğretim elemanları zorunlu hizmete tabi insanlar değil. Üniversitelerle anlaşma yaparlar, diledikleri üniversitelerle, anlaşabildikleri üniversitelerle çalışırlar.

Türkiye'de de işte bir rivayete göre 176, bir rivayete göre 177, bir rivayete göre 184 üniversitemiz var, vakıf üniversiteleri hariç. Malum, akademisyen sıkıntımız da var üniversitelerimiz açısından. Bu durumda, taşradaki üniversitelerimizin hepsi dezavantajlı pozisyona geçiyorlar. Öğretim görevlileri gidip, örneğin, Ağrı Üniversitesinde, Hakkâri Üniversitesinde, Dersim Üniversitesinde, Muş Üniversitesinde görev yapmak yerine Ankara'yı tercih ediyor, İstanbul'u tercih edecek. Dolayısıyla, dezavantajlı pozisyondaki üniversitelerin özellikle akademisyen maaşları açısından daha cezbedici olması gerekir. Bu konuda bir düzenlemeye ihtiyaç var. Yoksa buralardaki üniversitelerin hemen hemen büyük çoğunluğu kadro boşluğunu hiçbir zaman dolduramayacaklar. Böyle bir problemimiz de var. Dolayısıyla bunun da bertaraf edilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Daha fazla ayrıntıya girmiyorum. En iyi teklife katılacağımızı ifade edeyim, öyle söyleyeyim. Bu konuda yapılacak iyileştirme...

Hatta, şuna da girmiyoruz: Yani seçim öncesidir, akademisyene, damağa bir parmak bal çalınıyor falan değerlendirmelerinin hiçbirine de girmeyeceğiz. Dolayısıyla, bu konuda yapılacak iyileştirmenin de iyi olacağını düşünüyoruz.

BAŞKAN - Sayın Bakan bütçenin seçim bütçesi olmadığını sabah söyledi biliyorsun, artık daha...

Teşekkür ederiz Sayın Zozani.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 3 defa söyledi, onu hiç kaçırmadık. Kendisi de 3 defa söylediğini...