| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonda görevlendirilecek uzmanlara, Komisyonun çalışma programının belirlenmesine ve dinlenecek isimlere ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 27 .10.2016 |
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şimdi, öncelikle bu, gazi diyelim onlara, şeyden sonra gelecek bir erkek, bir hanım konuşacaksa onun içine hem devlet-millet bütünleşmesini de ortaya koyacak şekilde Mehmet Bey'in bahsettiği bu Emniyetten yine bir sembolik isim, Silahlı Kuvvetlerden de bir sembolik isim bu işe direnmiş, 4 kişiyi o gün dinleyelim, o gün de bir günü buna ayırmış oluruz.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Özel oturum yapalım.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Özel oturum yapmış oluruz ya da...
BAŞKAN - Nasıl, hangi gün için özel, orayı kaçırdım.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Bir gün, onu siz tayin edin.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Şehit, gazi, polis, Emniyetten birer kişi, askerden birer kişi alalım.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Serpiştirelim araya, 2 konuk, 1 tane de öyle alalım.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Yok, yok, hayır, hayır... O zaman bak, konuk geldi mi onlar gündem dışı kalır, onları yazmazlar.
Şimdi, böyle bir önerim var.
Necdet Özel meselesine gelince: Belki de Türkiye'de yargılanacak bir isim, buraya gelmemesini protesto edelim. Hukuken gelmeyebilir ama bakın, 2 Genelkurmay başkanı, sağlıkları iyi olan 2 insan buraya geldi. Bu birikimin en çok yaşandığı dönem Necdet Özel'in dönemi ve Necdet Özel kendisine verilen -böyle bir iddia var- bir listeyi gayriciddi bir tutumla, yeteri şekilde işleme sokmamış gözüküyor. Yani Hükûmet tarafından kendisine bir liste verildiği söyleniyor, bunu şimdi basından duyuyoruz, o da efendim, havale ediyor bilmem kime, o da "Efendim, bir şey yok." deyince, "Tamam, o zaman bir şey yok." deyip ortaya çıkıyor. Bu bir sorumsuzluk. Buraya gelmesi konusunda ısrarlıyız. Buraya gelmemesi hâlinde kamuoyu önünde kendisini en azından suçlarız. Böyle bir şey olmaz.
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Bu, doğru Başkanım, siyasetin aklanması için Necdet Özel'in gelmesi lazım.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Belki bir de suç duyurusunda da bulunabiliriz yani şikâyetçi olarak milletvekilleri... Şöyle bir şey -devam edecek Aytun Abi- şöyle bir katkı sunmak istiyorum: Gelmiyor mu? Bu kadar da açık deliller var mı? Görevi ihmal ve suistimalden biz Komisyon olarak suç duyurusunda bulunalım. Bunun bir müeyyidesi olmalı, yazık yani. Biz Necdet Paşa'ya burada haksızlık edecek değiliz, kaba davranacak değiliz.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Arkadaşlar, şimdi, bir lafımı bitireyim.
BAŞKAN - Aytun Bey tamamlıyor.
Buyurun.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Necdet Bey bir iş birlikçilikle filan suçlanıyor, bu çok önemli, kendisini de aklaması lazım. Anlatabiliyor muyum? Ve işte, 2 Genelkurmay başkanı geldi buraya, konuştu, bir şey olmadı, tam aksine Türkiye aydınlanmış oldu. O da gelir Türkiye'yi... Zaten bu Komisyon, sizin de hep ifade ettiğiniz gibi, bir soruşturma komisyonu değil, aydınlatma komisyonu ve bir tavsiye çıkacak buradan. Belki de bu Komisyon öyle bir çalışacak ki inşallah mutabık kalırız iktidarıyla muhalefetiyle, bir soruşturma komisyonuna bunu dönüştürürüz. Bu Necdet Özel'in gelmesi konusunda çok kararlı olmalıyız, kesinlikle. Bunun için siyasi baskı da yapacağız, bunu söyleyeyim Sayın Başkanım.
İkincisi, ben söylemiştim, geçti mi bilmiyorum, o geceki yetkililerin, Sayın Cumhurbaşkanının muhatabı olan, darbeye, Hükûmetin yetkililerinin, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ve savunma güvenliğinin üst düzey yetkililerinin uçuş planlarını ve HTS kayıtlarını isteyelim, bu çok hayati. Yani bu, Komisyonun bir şeyi de birçok efsaneyi yıkması bence.
BAŞKAN - Yani uçaklar nereden nereye gidiyordu, onu diyorsunuz?
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Tabii, tabii.
Bunları rica edelim.
Şimdi, sistematik için bir şey söyleyeceğim. Şimdi, Sayın Başkanım, biz bir liste verdik. Bu listede darbe, kalkışma girişimine, bana göre işgal girişimine katılmış birçok önemli insanın ismi var. Şimdi, bize bazı belgeler geliyor, hakikaten belgeden söz ediyorum arkadaşlar. Birtakım muamelelerle ifade verilmiş, adam gelmiş sonra savcının önüne, demiş ki: "Ben bütün bu iddialarımı reddediyorum çünkü içeride bana şunlar şunlar yapıldı, bu şartlar altında bu ifadeyi verdim." Ben de bir tutanak var şu anda. Dolayısıyla, bizim bunları dinlememiz ile polis ifadesi çok farklı şeyler. Onun için, beklememize gerek yok, biz bunları bir an önce dinleyelim.
Bunun akabinde, Sayın Cumhurbaşkanımızdan bir randevu isteyelim. Önce mi olur kuvvet komutanlarından, Genelkurmay Başkanından, MİT'ten, onu Başkanlığınız takdir etsin. İsterseniz önce kuvvet komutanları, MİT, Genelkurmay Başkanını dinleyelim, sonra Sayın Cumhurbaşkanından bir randevu alarak kendisini ziyaret edelim, orada, makamına yakışır bir üslupla, kafamıza takılanları açıklama imkânını kendisine... Bu gelenek de yerleşti Sayın Demirel'le, biliyorsunuz, iyi bir gelenek. Onu da ziyaret etmişti o zamanın komisyonu.
BAŞKAN - Araştırma komisyonu mu ziyaret etti?
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Araştırma komisyonu ziyaret etmişti ve epey de kalmıştınız orada, değil mi?
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Yedi saat kadar kalmıştık.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Maşallahınız var.
Sayın Cumhurbaşkanını bu kadar rahatsız etmeyelim, biz daha az kalırız.
Bunu yapalım. Ondan sonra da bakın, hiçbir parti ayırmadan, sizin de öneriniz varsa, mesela, "Cumhuriyet Halk Partisinden de şu belediye başkanını dinleyelim." diyorsanız onu da yazarak ama başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının, sonra da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının bilgisine başvurmak durumundayız. Özellikle İstanbul Belediye Başkanının hakkında olanları biliyorsunuz yani damadı tutuklandı, içeride ve belediyeyle ticari ilişkileri çıktı. Diğer yandan -hiçbir şekilde suçun, şahsiliği ilkesine saygısızlık etmeden söylüyorum- evlatları Pensilvanya'da komşu ev almışlar ve kendisi -esas olan şu- darbe esnasında Amerika'da. Darbeden üç gün önce gidiyor, üç dört gün sonra da dönüyor. Burada, çok açığa kavuşması gereken hadiseler var Sayın Başkanım.
Ben, bu 2 belediye başkanının, sizin de başka önereceğiniz -hiçbir şey gütmeden söylüyorum- işte "CHP'den de şunu dinleyelim." deniyorsa onu dinleyelim gidelim. Ama bütün bunların, bu belediyeler meselesinin bir önemi var. Belediyeler aynı zamanda mali kaynak kullanıyor. Yani, bu mali kaynaklar acaba bu örgütün beslenmesinde kullanıldı mı, bunları anlamamız gerekiyor. Bunları özellikle sizden rica ediyorum Sayın Başkanım.
Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir.
Şu ana kadar arkadaşların söyledikleri fikirlerle mutabık olduğumu da söylemek istiyorum, herkesle.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, o zaman, bu konuşmalardan, neticeye doğru, saatimiz de ilerlediği için şöyle bir...
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Ama Selçuk Bey'in söz hakkını kestiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Öyle mi?
Şimdi, gerçekten -Selçuk Bey'e söz vereceğim de- bu sürenin kısaltılması için -hani, ben söylediğimde belki yanlış anlaşılacak- arkadaşlardan ben şahsen öneri bekliyorum. Yani, tekerrüre kaçmadan... Denebilir ki -aklıma şu anda geldiği için- mesela, buradaki Komisyonun oluşma oranları da dikkate alınarak kimseye bir haksızlık da olmasın ama... Çünkü, soru sorma dediğimiz zaman her arkadaşımız soruyor, hatta ikinciye de geçiyoruz, bir de milletvekillerimiz de geliyor. Ha, burada, soru sormada, soruları müşterek hâle getirip... Tabii, birçokları spontane gelişiyor soruların, onun için önceden hazırlanalım diyemiyorum, o yanlış olur ama orada bir azaltma için öneriler olursa onları da değerlendirelim.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Başkanım, şimdi, ben muhalif olmama rağmen, bunun bir önemi yok, muhalif olabilirim, çoğunluğun isteğiyle, burada bilim adamları da dinlendi ve bu cemaat ya da örgütün, işte, tarihsel gelişimi, dini istismar ederek nasıl yerleştiğine dair birçok olay anlatıldı.
Şimdi, bunların birçoğunu hepimiz okuyan insanlarız. Yani, bu Komisyonun üyelerinin her biri değerli, çok iyi yetişmiş -diğer milletvekilleri gibi- insanlar, onun çoğunluğuna hâkimiz. Şimdi, onları gene yapalım ama lütfen, onları en sonra artık erteleyelim, pratik insanları dinleyerek ilerleyelim yani olayla doğrudan ilişkisi olanlarla ilerleyelim. Bu bir zaman kazancı yaratabilir, zaten bakın, bu şeylerde şunu yaşayacağız, göreceksiniz, bu... Siz savcısınız, çok deneyimlisiniz bu konuda. Hadiseyle doğrudan ilişkili olan, suçlanan, sanık durumunda olan insanlara siyasi yorumlarla soru sorulmayacaktır, doğrudan olayla ilgili sorular sorulacağı için kısa soru, kısa cevaplar hâlinde geçeceğini düşünüyorum ben ama çünkü diğer burada dinlediklerimizin çoğu kendileri de yorum yapan, açıklamalar yapan misafirleri de dinledik. Öyle olunca herkes kendi görüşünü beyan etme ihtiyacı hissetti, kendi dünya görüşü açısından. Bu, süreci uzattı. Bu pratik şeye dönüşürse zaman kazanırız.
Bir de, hepimiz de dikkatli olalım. Yani burada bir kural koymak yerine bir dikkatle zamanı kullanmaya çalışalım diye düşünüyorum. Çünkü, bir kural koyup uygulayamazsak o zaman bir işe yaramamış olacak.
Teşekkür ederim.