| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .11.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bize bir baştan söz verin dedik, vermediniz. Maddelerde acısını çıkarırız sizden, Başkanlık Divanından, onu söyleyeyim.
BAŞKAN - Kusura bakmayın. Bir dahaki bütçede daha şey yaparız inşallah.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Tamam Başkan, kestim orayı. Şimdi sıra geldi bize.
Sayın Bakan, şu fotoğrafa bakarsanız şu kale, şu da kasır. Aledino Kalesi ve Kasrı Dicle Nehri'nin üstünde. Bu benim ilçem. Burada zincir atardık karşı tarafa, Diyarbakır'dan Musul'a giden keleklerden haraç alırdık. Sizin de ilçenizde Becirman diye bir köy var biliyorsunuz. Becirma'nın adı vergi ödemeyen köydür. Sultan paşalara emretmiş: "Bu köyden vergi almayacaksınız ve üstüne de maaş bağlayacaksınız." Ama cumhuriyetten sonra, 1954'lerde Türkçeleştirilirken köyün ismi Becirman "Vergili Köyü" yapılmış, tam tersi olmuş.
BAŞKAN - Oradan bir gün Maliye Bakanı çıkacağını öngörmüşler.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, Deli Dumrul susuz bir derenin üstüne köprü yapmıştı. İşte, derler ki: "Geçenden 5 akçe, geçmeyenden 10 akçe alırdı." Osmanlı'nın son demleri de iyi değildi. "Galata Köprüsü'nü ne yapalım?" demişler. Toplamış bütün maliyeyi. "Ne yapalım? Durum vahim, bütçe zayıf." demiş. Demişler: "Galata Köprüsü'nün girişine bir kontrol noktası koyalım. Girenden 1 akçe alalım." Bakmışlar sonra, ne oluyor, ses yok halkta. Demişler: "Çıkandan da 1 akçe alın." Bakmışlar "Vallahi durum iyi, halktan ses yok. Ortaya da koyun bir tane." demişler. Şimdi, Deli Dumrul'u, sultanların Galata Köprüsü'ne koyduğu vergiyi, Aledino'dan bizim Dicle Nehri'ne atılan zincirlerle haraç ve Becirman Köyü'nün hepsini yan yana koyduğumuzda iktidarınızın bunlardan daha insafsız olduğunu söyleyebilirim vergi konusunda. Neden böyle diyorum? Çünkü, iktidarınızda tam 917 multimilyoner -ekonomi dergileri açıkladı bunu- 100 tane en zengin banka, holding Türkiye'nin en az vergisini ödüyorlar arkadaşlar. Yani, gelir verginizin dilimine bakınca, şu rakamlara, bu rakamların içinde 36 milyar yüzde 20'den kurumlar vergisi veriyorlar. Geri kalan 416 milyarı nereden alıyorsunuz? Dolaylı vergilerden alıyorsunuz. Kimden alıyorsunuz? İşçiden, memurdan, esnaftan, vatandaştan alıyorsunuz. Yani, 87'de bu oran 37 iken -yani bu kıyaslamayı çok seviyorsunuz- Kenan Evren döneminde yüzde 37 iken dolaylı vergiler AK PARTİ döneminde yüzde 69 olmuş. ABD gibi, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde dolaylı vergilerin oranı yüzde 27-28 dir. Şimdi, en pahalı benzini, akaryakıtı aldığımızı yani söyleyeceğim ama doğal gazı hâlâ karneye bağlanmış ülkemde, doğal gaz karneye bağlanmış şu an ülkemde. Kurumlar vergisini yüzde 30'dan yüzde 20'ye 2006'da iktidarınız indirmiştir. Ve giderek iki fotoğraf Türkiye'de büyümüştür, bir tarafta çok zengin bir azınlık, yüzde 1'lerde diyelim, bir tarafta yüzde 99 işçi, emekçi, emekli, çalışan, esnaf, KOBİ'ler falan büyük bir uçurumla yoksullaşanlar, açlık sınırı altında kalanlar yani aslında fotoğraf çok açık. Ermenek'te Recep Amca'nın yırtık cizlaveti, Ankara'da da kocaman sarayı Recep Cumhurbaşkanımızın, fotoğraf budur.
Şimdi, buradan kıyasladığımız zaman şu noktaya geliyoruz: EPDK'nın bir son raporu var, 2013'e kadar olan dönemlerde verginin vergisini 39 milyar lira almışsınız. Vallahi helal olsun size! Dokuz yılda akaryakıtta 300 milyar, ÖTV 215, KDV 84... Hani diyorlar ya "Maliye rakamlarla, hâkimler kararlarla, iktidar icraatla konuşur." Doğrusu bu çok vahim.
Yolsuzluğun başını alıp gittiği ülkemizde en enteresanı bana Sayıştay kararları geldi, en çoğu kıyılarla ilgiliydi. Kıyılara kıyılmış efendim, kıyılara kıyılmış. Bu ülkenin kıyılarına sahip çıkmak lazım. Hani yolsuzlukta aç olan birisi hırsızlık yapınca polis kovalarsa hangisine acırsınız hırsıza mı polise mi? Ya çok zengin birisi hırsızsa polis kovalıyorsa polise mi acırsınız hırsıza mı acırsınız? Kimin başına ne gelecek? Bir film setinde aksiyonu bol, gecesi gündüzü, karanlığı ve aydınlığı farklı bir fotoğraf var ülkemizde.
Şimdi, bakın, özelleştirmeyle -sizi yakından ilgilendiriyor- en iyi parayı siz topladınız, 60 milyara yakın. Nereye harcadınız kardeşim? Bunun dökümünü ver. "Kara yollarına harcadım." diyorsunuz, Lütfü Elvan diyor ki: "Vallahi duble yolların yüzde 80'i üç yıla dayanmaz, 30 milyar boşa gitti."
BAŞKAN - Tutanaklarda var, öyle bir şey demedi. Yapmayın yani.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu parayı harcarken bir yere, bu para harcanırken bir yere, giderken bu paranın mutlaka üstünde durmak lazım.
Hep seçim yaklaşırken "Bütçede para lazım..." Parayı çok iyi buluyorsunuz. Bakın, son ocaklar, termik santraller, enerjiler, limanlar her şey zaten satıldı ama tekrar-özelleştirme bölümünde anlatmışsınız- 46 santrali hedefe koydunuz, bu santrallerin 18'i termik, 28'i HES. E, buradan da 70 milyar lira çok değil ya, 70 milyar işte, bugüne kadar yapılan kadar para alacaksınız yani bir güç.
Şimdi, Allah aşkına söyleyin, madem kâr ediyor bu kurumlar, enerji açığı var, ithal... Niye satıyorsunuz, kime satıyorsunuz, ne kadara satıyorsunuz? E, önceki sattıklarınızın da burada dökümü var. Maalesef 150 tane madencilik sektöründeki şirket acımasızca bunları götürüyor.
Şeker fabrikalarına da göz dikmişsiniz özelleştirmek için. Ya bırakın, zaten doğuda, Erzurum'da, Ağrı'da, o taraflarda üç beş yerde devletin kurduğu bir iki tane üretim yapan pancarı değerlendiren yer vardı. Şimdi bizi sakarine, kaçak şekere, naylon şekere, vatandaşın sağlığını bozacak üretimlere mahkûm etmek için şekeri de özelleştireceksiniz. Bunu yapmayın.
Şimdi, 2015'te seçimler var. Sayın Bakan, adaletli bir Bakan olarak size burada hep söyledim: Buradaki 3 partiye 853 milyar lira hazine yardımı yapmışsınız 2007'den bu yana, bizim geldiğimizden bu yana. Bu sene de 538 milyon lira yapacaksınız. Bize 1 kuruş yok. Kenan Evren zamanında bile gruplara hazine yardımı yapılıyordu, Kenan Evren, darbeciler döneminde bile. Ama, demokrasi anlayışı, sandık anlayışı, milletin iradesine saygı anlayışı bu kadar batan bir ülkede, 2007'den beri, bağımsız gelip burada grup kuruyoruz, bizim vatandaşımızın, 4 milyon seçmenimizin verdiği vergileri kırışıyorsunuz, bölüşüyorsunuz, kendinize harcıyorsunuz, seçime cebinize koyuyorsunuz. Zehir olsun, zıkkım olsun, helal etmiyoruz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Bu kadar beddua etme.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Helal etmiyoruz. Açık açık söylüyorum, bu kadar adaletsizliği helal etmiyoruz. Bizim seçmenin parasını bu kadar çarçur edecek demokratik vicdanınıza da isyan ediyoruz. Vicdanlar nasır tutmasın.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Türkiye'nin seçmeni o, sizin seçmeniniz değil.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hadi oradan, korkudan barajı indirmiyorsunuz bölüneceksiniz diye, korkudan hazine barajını indirmiyorsunuz bölüneceksiniz diye, korkudan gruplara parayı kestiniz daha önce sizden ayrılanlar grup kurdu diye; bunu biliyoruz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Beş dakika...
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Beş dakika, on dakika... Her dakika da konuşacağım.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Hadi bakalım...
VAHAP SEÇER (Mersin) - Hadi bakalım cevap ver.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, müsaade edin, Sayın Kaplan görüşlerini söylüyor, gerekirse Hükûmetimiz...
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli arkadaşlar, bu söylediklerimin hepsini kulaklarınıza küpe yapın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu ülkede cehennem ateşinde böyle yanılıyor, biliyor musun, en büyük günahınız bu. Başkasının parasını çalmak, vergisini çalmak; en büyük günah budur.
BAŞKAN - Sayın Kaplan, toparlayın lütfen.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii, size biraz gerçekleri açıklayınca hemen sıkıntı yaratıyorsunuz. Şimdi söyleyin bakalım, bu özelleştirme içinde, bu yeni gayrimenkul kazançları üzerinde ormanları kiraya verenlerin satışının arttığı bir olayda siz TKİ'yi satarken, kömür ocaklarını taşeronlara verirken, orada işçiler ölürken Soma'da, Ermenek'te, Şırnak'ta, Zonguldak'ta siz hangi parayla neyin çevresini koruyacaksınız? Bana hangi çevreyi koruyacağınızdan bahsedebilirsiniz?
Efendim, akıllı televizyon, akıllı ampul, bu led ampuller de çıktı ya, artık ampulünüzü değiştirin, o çok tasarruflu. Müsrif bir ampule döndü. Yani, sizin tasarruf ettiğiniz alanlar bunlar.
Şimdi, "Kayıt dışı ekonomiyle kararlılıkla mücadele ediyoruz." Kayıt dışı ekonomiyi Türkiye'de 100 milyara yakın en iyi aklayan ülke AK PARTİ hükûmetleri oldu. E, ak, ak, aklama işinde üstünüze yok. Arkadaşlar, bu son zamanlardaki açıklara bakıyoruz, bütçe açıklarına bakıyoruz, büyümedeki düşüşlere bakıyoruz, enflasyonda çift rakam yakalandı bu ay, ona bakıyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun yani nasır tutmayanlar vardır içinizde, yüzde 10'un üzerinde enflasyon olurken yüzde 3 işçiye, memura, emekliye ücret zammı yapmak hangi vicdanda ve adalette var, hangi terazi bunu tartabilir?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Farkı veriyoruz.
BAŞKAN - Yok, bu sene vermiyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yani, şimdi, vergi adaletini ne zaman sağlayacağız? Her sene konuşuyoruz. Bir taslak hazırladınız. Peki, gelir adaletini ne zaman sağlayacağız bu ülkede?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaplan, tekrar toparlayabilirseniz...
Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Evet Sayın Başkan, sizin daha çok nasırınıza basmamak için...
BAŞKAN - Estağfurullah. Maliye Bakanlığımız görüşlerinizden yararlanıyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - 2002-2013'te 13.500 iş kazasının olduğunu söylemek istiyorum.
Kara olunca kapkara oluyor kömür, kara para oluyor, kara delik oluyor, kayıt dışılık oluyor ve bu yöndeki kayıplara dikkat çekilmiyor. Bir hayat kadar, bir brüt ücret kadar hayat olan bir ülkede toplumsal barış, sosyal barış maalesef sürekli rahatsızlık duyacaktır. Çok köklü, Türkiye'nin ekonomide, vergide, adalette çözüme ihtiyacı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Biz burada, Sayın Başkana da bugün teşekkür etmek istiyoruz. Tüketicilerin haklarını koruma konusunda Maliyenin hiçbir şekilde bir katkı yapmadığını görüyoruz. Bari, çevrecisiniz, tüketicilerin hakları çok önemli bir konu. Sizin tüketici haklarını korumak demek bozuk gıdadan, bozuk eşyadan, bozuk imalattan, üründen, her yerden, takipten demek değildir, Maliyeden çalanları da bulmak demektir ama maalesef bu konuda da bir çalışma olmadığını görüyoruz. Bu konuda daha adaletli vergilerin olacağı bir ülke özlemiyle bütçe çalışmalarında başarılar diliyorum. Maddelerde de tekrar konuşuruz.
Sağ olun.