KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli Maliye Bakanlığı ve Sayıştay, Kalkınma Bakanlığı, Büyük Millet Meclisi bürokratları ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum öncelikle.

Sayın Bakanım, Maliye Bakanlığı, malum, devletin özü. Bir devlet kurulmadan önce Maliye Bakanlığı kurulur, faaliyetine başlar, ondan sonra devlet kurulur. Onun için de en ciddi çalışması gereken bakanlık Maliye Bakanlığıdır.

Benim de mezun olduğum, sizin de mezun olduğunuz Mülkiyede hem Maliye Bakanlığı yapmış, hem de hocamız olan Bedri Gürsoy vardı, rahmetli Profesör Bedri Gürsoy. "Maliye Bakanları ağır olur, az konuşur ama çok ciddi adamlar olur, konuştukları, söyledikleri çok etkili olur, bir daha tekrar etmezler söylediklerini. Yani devletin ağırlığını Maliye Bakanlığı temsil eder, Maliye temsil eder." anlamında cümleler kullanırdı, bunlar önemliydi.

Şimdi, bunlarla sizin veya kadronuzun ciddiyetsiz olduğunu söylemiyorum ama bazı tespitlerimiz var, bunlar sizi de üzüyor, biliyorum, bizi de üzüyor. Birkaç seneden beri özellikle Sayıştay, Maliye Bakanlığı ilişkileri; Maliye Bakanlığı, Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi ilişkileri; bütçe hakkı; bu konularla ilgili maalesef çok önemli sıkıntılar var, sorunlar var. Yeni bir mevzuat oluşturduk, 5018'i yeniden oluşturduk, Sayıştay Kanunu'nu yeniden yaptık, geldik, bir boşluk var, yıllardan beri bunu çözemiyoruz, bir türlü yapılması gereken denetimi halledemedik, yapılması gerektiği gibi olmuyor bir türlü. Bu sene Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımız da maliyeci, daha umutluydum ama bu sene de çözüm getirilemedi. Gelecek sene seçim yılı olduğu için zaten getirilmesi mümkün değil, ondan sonra da Allah kerim.

Sayın Bakanım, Sayıştayın sizinle ilgili, Bakanlığınızla ilgili düzenlediği rapora bakıyorum, 17 bulgu var. Asıl denetçi raporlarında kaç bulgu vardı bilmiyorum ama 17 bulgu var buraya gelen, gönderilen raporda. Birinci bulgu -birinci bulgu çok önemli- yedek ödenekten yapılan aktarmaların tamamının kamuoyuna açıklanmaması. Nedir bu? "Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan yedek ödenekten mali yıl içinde yapılan aktarmaların yıl sonu gerçekleşmeleri üzerinden ilan edilmesi gerekirken başlangıç ödeneği itibarıyla ilan edildiği tespit edilmiştir." Gerçekleşmeler bildirilmemiş, ilan edilmemiş. Şimdi, 2013 için tespit edilen başlangıç ödeneği 2 milyar 592 milyon -küsuru da var- lira. Yıl sonu gerçekleşmesi 38 milyar 364 milyon 983 bin 832 lira. Yani Maliye Bakanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisinin verdiği, kanunların verdiği, 5018'in verdiği hakkı tamamıyla istismar etmişsiniz. Böyle bir şey olamaz, yani Maliye Bakanlığının bunu yapmasının mantığı yoktur. Yani Maliye Bakanlığı diyor ki: "Bütçeyi ben yaparım, ben uygularım. Türkiye Büyük Millet Meclisi diye bir yer yoktur." Yani sonuç olarak bunu söylemiş oluyor. Ödenek üstü harcamaları da katarsak, genel uygunluk bildirimindeki ödenek üstüyle ilgili istismarı da işin içine katarsak. Maliye Bakanlığı diyor ki: "Bütçeyi ben yaparım, ben uygularım, Meclis yoktur." Sonuç olarak bunu söylemiş oluyor, değil mi?

Diğer konulara girmiyorum. Siz konuşmanızda bu taşınmazlarla ilgili olarak eleştirilerle ilgili haklı olduğunu, bunların düzeltileceğini söylediniz. Fakat özellikle protokol yoluyla kiraya verilen kıyı alanlarında mevzuata aykırı yapı ve tesisler söz konusu olmuş. Yani bazı istismarlar da var. Ayrıntısına girmeyelim burada basın önünde ama bunlar yolsuzluklarla ilgilidir muhakkak ki, bazı sıkıntılar söz konusudur. Bunlarla ilgili soruşturma yaptırmanız gerekirdi. Belki yaptırmışsınızdır, onları da konuşalım.

Bir de İç Kontrol Sistemi'nin değerlendirmesi var, son, 17'nci bulgu Sayıştayın. Sayın Bakanım, İç Kontrol Sistemi çalışmıyor. Hiçbir bakanlıkta, devlette böyle bir sistem yok. Teftiş kurulları kaldırıldı. Bu 2011 yılındaki kanun hükmünde kararnamelerle yeni bir bakanlık düzeni, devlet düzeni oluşturdu ve teftiş kurulları neredeyse kaldırıldı hemen hemen hepsi. Bu İç Kontrol Sistemi'ne geçildi ama hiç çalıştığı falan yok. Doğru dürüst kadrolar da oluşmadı. Dolayısıyla, yolsuzluklar da had safhaya çıktı bildiğimiz kadarıyla... Bunun çalışması lazım. Bu 17'nci maddedeki Sayıştay bulgusunun, özellikle çok iyi değerlendirilmesi gerekir.

Maliye Bakanlığıyla ilgili Sayıştayın çok güzel bir Performans Denetim Raporu var, örnek bir rapor. Orada da 9 bulgu var, Bakanlıkla ilgili olarak. Bunun da Bakanlık tarafından değerlendirildiğini ümit ediyorum. Orada da güzel bulgular var, önemli konularda eleştirilerde bulunmuş.

Sayın Bakanım, Kamu İhale Kurumuyla ilgili de bir bulgu var Sayıştay raporunda, önemlidir.

Gelir İdaresi Başkanlığıyla ilgili 6 bulgu var, Başkanlığın faaliyetleriyle ilgili, girmiyorum, önemli konular var orada da.

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumuyla ilgili de bir rapor var ama orada eleştiri yok. Yalnız şöyle bir şey var -demin Sayın Başkan açıklamalar yaptı ama- Kamu Gözetimi Kurumu sonuç olarak Ticaret Kanunu'yla çok iddialı bir kurum olarak geldi. Bütün şirketlerin bir muhasebe standardına bağlanmasını, doğru rakamların ortaya çıkmasını, doğru bilgilerle... Dolayısıyla, denetim, gözetim çalışmalarının yapılmasını öngörüyordu ama ekim ayında çıkan yönetmelikle ya da tebliğle çok sınırlı kaldı bu iş. Yani şu andaki SPK Kanunu'nda çizilen çerçeve içerisine neredeyse sıkıştırıldı denetlenen şirketler, muhasebe standartlarına uygun hareket etmesi gereken şirketler. Bunun bir anlamı yok. O zaman bu kurumun kendisini inkârıdır. Bu kurumun daha farklı çalışması lazım. Yani daha geniş bir alana yayılması lazım. Türkiye'de sizin istatistiklerinize göre -ki bunu da eleştireceğim Sayın Bakanım; ben her sene bu konuyu eleştiriyorum, siz de itiraz ediyorsunuz ama- Kurumlar Vergisi faal mükellef sayısı 673. 423 ekim itibarıyla. Hep 600 binlerde bu, on-on beş seneden beri bu 500 bin, 600 bin. Yine öyle. Tamam, burada düzeltmeler var ama bu sürekli olarak bu şeyde seyrediyor. Kurumlar Vergisi mükellef sayısına Gelir Vergisi mükellefi olan bazı şirketleri de ilave edersek, aslında Kamu Gözetimi Kurumuna tabi olması gereken şirket sayısı 800 binlerde falan olabilir ama biz bunu birkaç bine indirmiş oluyoruz, böyle bir şey olamaz. Yani Kamu Gözetimi Kurumu ne yapıyor, bilmiyorum.

Bu mükellef sayılarına girmişken, Katma Değer Vergisi mükellef sayısı da 2 milyon 394 bin 609 Ekim 2014 itibarıyla. Bu da mesela 2003 Ocağında 2 milyon 897 bindi yani çok daha fazlaydı. Bunları anlamak mümkün değil. Gelir Vergisi mükellef sayıları da keza aynı şekilde, Ekim 2014 itibarıyla 1 milyon 804 bin 196. Mesela 2002 Ocağında 1 milyon 761 bindi. Yani on iki senede 100 bin küsur artış söz konusu olmuş. Bunları anlamak mümkün değil tabii ki.

Sayın Bakanım, çok konu var tabii, bugün sizinle konuşacağız onları ama bir de bu özel hesaplar konusu var; bütçe sunuş konuşmasında bununla ilgili bununla ilgili konuşmuştuk. Siz bunların meblağlarının düşük olduğunu söylemiştiniz. Mesela Dış İşleri Bakanlığıyla ilgili size verilen 2 milyon liraydı, ben bakıyorum, 2015 için 23 milyon, 24 milyon liraya yakın. Yani küçük meblağlar değil ki. Meblağ küçük olsa da bunlar bütçe kanununa getirileni istisnalardır, yanlıştır, siz de biliyorsunuz, bunların düzeltilmesi lazım.

Maliye Bakanlığı kendi eliyle 140'a yakın Kamu İhale Kurumu mevzuatına istisna var, öyle bir çalışma var. Bunu biliyordum ama Maliye Bakanlığının kendi isteğiyle bütçe kanununa istisna koyduğunu bilmiyordum, E cetvelinde böyle istisnalar var, olabilecek bir şey değildir bu. Anlamamız mümkün değil bütün bunları.

Dün Dışişleri Bakanlığı bütçesinde gördük. Mesela o kalem, dediğim gibi 2 milyonlarda değil, 23-24 milyon lira civarında bir kalem. Diğerlerini de işin içine katınca-daha sonra soracağım size tekrar onları- çok daha büyük meblağlara ulaşıyor bu özel hesaplar. Daha önce bütçe dışı fonları eleştiriyorduk, geldik yine aynı noktaya. Yani bütçeyle biz, bütçe kanunuyla bütün Meclis yetkisini Maliye Bakanlığına veriyoruz, özel hesaplar oluşturuyoruz, Kamu İhale Kanunu'na istisnalar getiriyoruz, 5018'le ilgili istisnalar getiriyoruz, ve 5779'la belediyelere yardım... Onunla ilgili de cevap vermediniz. Hangi belediyelere ne kadar yardım yapılmış, onları da bilmiyoruz. Bu tür istisnalar getiriyoruz. Maliye Bakanlığının ciddiyetini kendimiz bozmuş oluyoruz Sayın Bakanım.

Yine, geçen yıl da söyledim, bu Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda 3 tane program var Maliye Bakanlığıyla ilgili. Onunla ilgili bilgi vermediniz. Geçen yıl bu on...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, toparlarsanız... Lütfen... Ek süre vermiştim, ilave ediyorum.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı geçen sene başladı 2014'te. Yani geçtiğimiz sene derken 2015 bütçesinde konuştuğumuz için söylüyorum. Ne kadar ödenek konuldu, ne yapıldı, belli değil. Şimdi, 2015 için de bu 3 dönüşüm programıyla ilgili olarak Maliye Bakanlığının ne kadar ödenek koyduğu, ne çalışma yaptığı, bunlarla ilgili bilgi verebilirseniz memnun oluruz. Sunumunuzdan onları anlamadık.

AB İlerleme Raporu'nda çok önemli tespitler var. Sayıştay sürecinin iyi çalışmadığını söylüyor, eleştiriyor. Çok önemli olarak görüyorum.

Ayrıca, Sayın Bakanım, ne kadar bu sene taşıt alımı söz konusu, biliyor musunuz? Hatırladığım kadarıyla 8.931 taşıt alınacak bu sene kamu kurumlarına. Zaten sayısını bilmiyorsunuz, bir de bunlar finansal kiralama yoluyla kiralıyorlar taşıtları. Onu Maliye Bakanlığı bilmiyor. Bir de bu kadar taşıt alımına müsaade ediliyor. Bu doğru mudur, anlamak mümkün değil. Yani Hükûmet kurulurken Sayın Başbakanın "Tasarruf yapacağız." diye bir sözü vardı. Böyle tasarruf olmaz, ki 2014'le ilgili bazı sıkıtılar olduğunu biliyoruz. Bu mantalitenin değişmesi gerekir.

Çok fazla uzatmayayım. Önemli konular var. Onları da soru-cevap safhasında ve söz geldikçe değerlendireyim.

Bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.