KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; evet, önümüze gelen kanun tasarısı, aslında daha önce gelmesi gereken ve hepimizin, bu ülkede yaşayan herkesin, Türkiye'nin gelişmesini, kalkınmasını isteyen herkesin umut ettiği, istediği ve olması gerektiğini söylediği bir düzenleme ve bu açıdan önemli, olumlu bir katkı verecek diye düşünüyorum.

Tabii, bütün dokümanlarımızda, planlarda, programlarda, hepsinde yazıyoruz. "Katma değeri yüksek mal ve hizmet üreten bir ekonomi, bilgi ekonomisine geçen bir Türkiye." Ee, sonuçta bunların olabilmesi nitelikli insan gücüne dayalı ve biliyorsunuz bugün ekonomiyle ilgili modellerde de Sayın Bakan, emeğin ve sermayenin yanına artık "beşeri sermaye" adı altında nitelikli iş gücünü de modelin içine koyan ve bu şekilde hesaplayan, yani ona harcadığınız şeylerin, paraların, katkıların, maliyetlerin diğer taraftan da çok da yüksek, eğer ekonomik terimler açısından da düşünüyorsak katkı getireceğini söyleyen bir iktisat literatürü var karşımızda. Bu açıdan da bu önemlidir diye düşünüyorum.

Ee, tabii, nitelikli insan gücü sadece akademide yok, toplumun bütün alanlarına baktığınız zaman kamuda, özel sektörde, her yerde var. Bunların hepsinin desteklenmesine ihtiyaç var. Ama özellikle akademide ücret açısından da baktığımızda ciddi bir mağduriyet oluşmuş, bunu görüyoruz biz. Bizim zamanımızda, biraz önce Sayın Günal söyledi, hepimiz Mülkiyeden geçtik yani orada da bizim birçok arkadaşımız değişik nedenlerle, hep mali kaygılarla seçmediler akademisyenliği ve ondan sonra da başka, daha yüksek maaş alacak, getirecek müfettişlik, uzmanlık gibi ya da özel sektördeki birtakım meslekleri seçtiler. Hâlbuki gerçekten bilim üretimine Türkiye'nin ihtiyacı var, Türkiye'nin sınırları aşmaya ihtiyacı var; bilimi teknolojiyle elbette tabii birleştirmeye de ihtiyaç var, birlikte olacak. Ama akademinin de kendi içinde, işini iyi yapan, ister doğa bilimlerinde olsun, fen bilimleri, sosyal bilimler, nasıl ayırırsanız ayırın işini çok iyi, güzel yapan, fikir üreten... Bunlar bazen bire bir olarak baktığınızda, teknolojiye dönüştürülemez, projeye girmez, mühendislik çalışmalarının direkt bir "input"u olmayabilir ama zaman içinde bunlarda müthiş bir sıçrama sağlanabilir. Bu açıdan da gerçekten de bu alana önem vermeye, özellikle önem vermeye ihtiyaç vardır diye düşünüyorum. Önümüze gelen tasarı da bu açıdan olumludur.

Burada iki konuyu vurgulamak istiyorum eksiklik olarak gördüğüm için. Birincisi; biraz önce de konuşuldu ve sanıyorum onunla ilgili önergeler de var. Bir tanesi, arkadaşlarımız da vurguladılar 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Tanımlar" başlığı altındaki 3'üncü maddesinin (p) fıkrasında "Öğretim Yardımcıları" diyor ve orada diyor ki: "Yükseköğretim kurumlarında, belirli süreler için görevlendirilen, araştırma görevlileri, uzmanlar, çeviriciler ve eğitim-öğretim planlamacıları." Ee, şimdi burada baktığımızda, sadece araştırma görevlileri kapsanmış; oysa uzmanlar, çeviriciler ve eğitim öğretim planlamacıları kapsanmamış. Bunun mutlaka kapsanmasına ihtiyaç var, aynı koşullarla. Ben maddi açıdan da onunla aynı kategori içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Yani uzmanlar, çeviriciler ve eğitim öğretim planlamacılarını öğretim görevlisi ve okutmanlarla değil, onları araştırma görevlileriyle aynı yapının, aynı cetvelin içinde aynı oranda değerlendirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunun mutlaka sağlanmasına ihtiyaç var. Yani iyi çalışmak açısından, akademinin huzuru açısından, iyi çalışmalar yapılması açısından da bu önemli. Sonuçta aynı işi yapan insanlar, aynı ortamdaki insanlar arasında huzuru sağlamak, huzursuzluğun ortaya çıkmasını engellemek de yasa koyucuları olarak bizim de öncelik işimiz olmalı diye düşünüyorum.

Son olarak da şunu söyleyeyim: Elbette yani baktığımız zaman buradaki oranlar var. Sizin sunuşunuzda Sayın Bakan, 720 lira ve 835 lira gibi iki rakam verdiniz değil mi? Üst akademik kadrolardakilere 720, altta 835. Bu rakamlar biraz düşük gözüküyor, bunların biraz artırılmasına ihtiyaç var. Bu tabii şu anda ne getirir ne götürür bilemiyorum ama Maliye Bakanlığı bürokrasisi burada, yani bu oranların biraz daha artırılması... Eğer böyle bir iyileştirme getireceksek... Çünkü bir daha tekrar bunların gelmesi çok kolay olmayabiliyor. "Yakın zamanda çıkarttık." diye yani biliyorsunuz sizin de, yani Millî Eğitim Bakanlığının da bunu önermesi çok kolay değil. Madem böyle, bu oranları da biraz artıralım ve ona ilişkin olarak bizlerin de önerileri var. Yani buradaki artış sonuçta iyi, kötü bir şey değil elbette, bundan memnunuz ama bunun yeterli olmadığını, bunun biraz daha yukarıya çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü biraz önce de söylediğim gibi, elbette bütçe dengeleri olacak, kamu mali dengeleri ama bunun içinde de, biraz önce söyledim, beşeri sermayeye yaptığınız katkının, onların iş etkinliğinin ve verimliliğinin artmasının Türkiye ekonomisinin de büyüme ve kalkınmasını ve potansiyel üretimin çıktısını da yukarıya çıkaracağını düşünüyorum.

Teşekkür ederim.