| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) ile Bağlı Ortaklıklarının 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .11.2016 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ederim Başkan.
Bugün anlamlı bir gün. Bugünümüzü, yarınımızı, üzerinde yaşadığımız topraklardaki varlığımızı, özgürlüğümüzü, yaşam biçimimizi borçlu olduğumuz Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha hepinizin huzurunda saygıyla anıyorum. İnşallah onun gösterdiği yolda, istikamette bağımsız, özgür bir cumhuriyet olarak hep birlikte yaşamaya devam ederiz diyorum.
Sayın Başkan, izin verirsen seninle bir test yapmak istiyorum. Telefonundan bir numara aramak istiyorum, mümkün mü? Ben geleyim, numarayı söyleyeyim, siz arayın.
BAŞKAN - Sayın Akar, size güveniyorum.
Buyurun.
(Başkan tarafından telefon görüşmesi yapıldı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, arkadaşlar, bu telefon Başkanımıza cevap verdi.
BAŞKAN - Yalnız ben anlayamadım ne dediğini, duyamadım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yo, yo, önemli değil, seninle ilgili bir şey değil.
Şimdi, Başkanımızla ilgili bir başka numara daha var, o da Füsun Hanım'a ait, danışmanına. Ama bu seninle ilgili özel bir şey değil. Şimdi anlatacağım, konu anlaşılınca belli olacak. Özel bir numara var. Şimdi aynı numarayı ben telefonumdan arayacağım. Bu arada haber uçurabilirsiniz arkadaşlar telefonumu açsınlar diye.
BAŞKAN - Yalnız, bu numara benim numaram değil Haydar Bey yani numaralar değişti, eski numara.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben test ediyorum, bir haftadır test ediyorum Başkan. Umarım numaramı açar da ben mahcup olurum.
(Haydar Akar tarafından telefon görüşmesi yapılması)
Alo? Kapanacak şimdi; kapandı.
Şimdi, arkadaşlar, dinlemenizi arz ediyorum, kesmeden dinleyin. Bu TEDAŞ Genel Müdürü Sayın Beyefendi kuruma atandıktan sonra bir VIP hizmetler kurdu, VIP. Yani, diyor ki "Bizim vatandaştan gelecek talepleri..." ya da "VIP" dediği zaman "Very important person" diyor yani Türkiye Cumhuriyeti'ndeki önemli insanların arayabileceği bir telefon numarası, iki tane numara veriyor. Bu iki numarayı şimdi söylüyorum, belki kamuoyuna yayılır da kamuoyundaki insanlar da ihtiyaç duyduğunda burayı arayabilirler: 0312 214 14 12, 0312 214 14 13.
BAŞKAN - Bir parantez açalım Haydar Bey, bir saniye.
Arkadaşlar, çevirdiğim numara bende kayıtlı değil, numaranın ne olduğunu da bilmiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Seninle ilgili değil Başkan, başka bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN - Yani, hani benimle alakalı...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Başka bir arkadaşla, Mehmet Ağabey'le yapacaktım bunu ama seninle yapmam daha doğru olur diye düşündüm.
BAŞKAN - Haydar Bey, şuraya geleceğim: Hani "önemli kişiler" dediniz ya, ben demek ki önemli olduğumu bilmiyorum yani.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir dakika, anlatayım.
Şimdi, Mehmet Ağabey'in de var burada numarası, benim Kocaeli AKP İl Başkanının da var, hatta İl Yönetim Kurulunda Recep Demir diye bir yönetim kurulu üyesi arkadaşın da var. Çünkü şöyle bir uygulama yapılmış: 20 kişi oraya oturtulmuş -isimleri bende var- olur ya, elektrik kesilir, rüzgâr eser, kar yağar, şu olur bu olur, hatlarda kaza olur. Vatandaş bize geliyor "Ya, sayın vekilim, elektriğim kesildi, bakmıyorlar, etmiyorlar." İşte, ulaşılabilecek bir telefon hizmeti sunmaya çalışıyor Sayın Genel Müdür. Buraya kadar bir problem yok.
Şimdi niye böyle iki tane ayrı test yaptım? Sayın Genel Müdür bir kriter belirlemiş "Bu numaraları kimler arayabilir?" diye. O sisteme kayıtlı olanlar, onun dışındakilere otomatik cevap vermiyor, zaten düşüyor telefon, ben bir haftadır deniyorum bu telefonu, açacaklar mı diye bakıyorum.
Şimdi, buraya, bir, milletvekilleri. Hangi partinin? AKP milletvekilleri ve birer danışmanları yani 2 tane telefon numarası istemişler. İki, il başkanları ve ilçe başkanlarından 2'şer tane telefon istemişler; 970 tane ilçe var, çarpı 2, 1.800; 81 tane il var, çarpı 2, 160. İşte, 1.960 oldu; milletvekillerinden 2'şer tane, 2.500 kişiye yakın -az olabilir, çok olabilir; artısına eksisine karışmıyorum- numarayı sisteme yüklemişler. Siz açarsanız cevap veriyor, eğer numara otomatik olarak tanımlıysa sistemde cevap veriyor ama sistemde tanımlı değilse cevap vermiyor. Doğru mu Sayın Genel Müdür?
TEDAŞ GENEL MÜDÜRÜ HALİL İBRAHİM LEVENTOĞLU - Sayın Vekilim, biz bize ulaşmış olan bütün müracaatları en kısa zamanda sonuçlandırmaktayız yani siz hangi konuyla ilgili...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Benim soruma cevap verin lütfen. Ben de ulaşıyorum; Genel Müdür yardımcılarını bulmaya çalışıyorum, Genel Müdürü bulmaya çalışıyorum.
TEDAŞ GENEL MÜDÜRÜ HALİL İBRAHİM LEVENTOĞLU - Tabii yani.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz soruma cevap verin: Bu işi yaptınız mı?
TEDAŞ GENEL MÜDÜRÜ HALİL İBRAHİM LEVENTOĞLU - O zaman problem yok yani.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Problem var. Siz devlet memurusunuz, problem burada. Siz AKP'nin TEDAŞ'taki temsilcisi değilsiniz, problem burada. Benim soruma cevap verin: Siz bu işi yaptınız mı ve dediğim yöntemle mi, mantıkla mı yaptınız?
BAŞKAN - Haydar Bey...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Ne demek "AKP'nin memuru" ya?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İtham etmiş olabilirim arkadaşlar, düzeltsin.
BAŞKAN - Ben burada müdahale etmek zorundayım. Şöyle müdahale etmek zorundayım...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Niye olmasın ya?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, itiraz etmeyin.
BAŞKAN - Arkadaşlar, itiraz etmedim.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Çok önemli bir soru soruyor.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen... Arkadaşlar, itiraz etmedim.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - AKP'nin memuru mu?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Niye cevap vermiyor?
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Bırak şimdi ya!
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Müdahaleye gerek yok.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sen bırak!
BAŞKAN - Nihat Bey...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Burada konuşurum ben, sen ne giriyorsun araya?
BAŞKAN - Nihat Bey... Nihat Bey, bir saniye, bir saniye.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Arkadaşlar, bağırmayalım. Çok rica ediyorum, bağırmayalım.
BAŞKAN - Haydar Bey, bir saniye. Ben bir saniye rica ediyorum.
Buyurun Haydar Bey, buyurun.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) - Haydar Bey...
Sayın Akyürek, bir saniye.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) - Hayır, Haydar Bey konuşsun, dinleyelim.
BAŞKAN - Bir saniye.
Haydar Bey, söz verdim, sözünüzü tamamlayacaksınız zaten de. Şimdi şu var, şu soruyu ben kabul etmiyorum: "Siz AKP'nin memuru musunuz?" dediğinizde bunu niye kabul etmiyorum, biliyor musunuz? Ben KİT Komisyonu...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - O sözümü geri alıyorum.
BAŞKAN - Bir saniye, bitireyim Haydar Bey.
Sözü geri aldınız da, şöyle: Şimdi ben KİT Komisyonu Başkanıyım. Bu numaranın nerede olduğunu, kime ait olduğunu, ne iş yaptığını bilmiyorsam AKP'nin nasıl memuru olabilirler?
MELİKE BASMACI (Denizli) - Size mi...
BAŞKAN - Lütfen, rica ediyorum.
Bakın, işte, bir test yaptı; canlı şahit, kayıtlı değil, bir şey değil. Gördünüz, değil mi arkadaşlar?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bak, Sayın Başkan, sen de dinle lütfen.
BAŞKAN - Tabii, dinliyorum ama Sayın Akar, itham etmeden yalnız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tamam, ben bitireyim, siz de benden sonra düzeltmeye çalışın.
Sorum yanlış anlaşılmış olabilir, "AKP'nin memurusunuz." derken yanlış anlaşılmış... Bir kurumun nasıl siyasallaştırıldığını, devlet memuru statüsünde olan... Siyasi atamalar olur arkadaşlar, bunlara kimse itiraz etmiyor. Tabii ki bir iktidar göreve geldiğinde insanları atayacaklar oraya. Bu siyasi atamalar, onun o siyasete, o siyasi partiye hizmet etmesi değildir.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Sen de İzmir Belediyesinde aynı şeyi orada göreceksin ya.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen de getir buraya problemi. Bak, ben bir problem taşıyorum buraya. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Mümkün değil.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Ama bizi itham etmek var.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya bir dakika... Bir sus, bitireyim lafımı ya!
BAŞKAN - Nihat Bey, bir dakika.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yani hem suçlusun hem güçlü hem de zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkıyorsun ya!
BAŞKAN - Sayın Akar...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Suç kardeşim bu, suç. Devlet Memurları Kanunu'na göre bağımsızlığını yitirmesi suç.
BAŞKAN - Sayın Akar, eğer bir suç varsa ortada diyelim, bilmiyoruz, şimdi bakacağız, Sayın Genel Müdürümden cevap alacağım ama AK PARTİ'li bütün Komisyon üyelerini itham etmeyin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Peki.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Ama hakaret ediyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Genel Müdürüm, bu kurumu kurdunuz, VIP uygulamayı yaptınız mı? 20 kişilik bir personel bulunduruyor musunuz orada? Sadece ve sadece bir siyasi partinin hizmetinde mi kullanılıyor bunlar? Bunun dışında bir başka siyasi partiden, bir ilçe başkanı, il başkanı, milletvekili aramış mı bu numaraları? Bilmiyor olabilirsin. Mehmet Ağabey aramış mesela.
BAŞKAN - Test etti Haydar Bey, siz de bana gönderin. Test ettiniz, bir şey demiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, size bir şey demiyorum. Liste elimde, kimlerin aradığı. Burada, bu listenin içerisinde CHP değil, MHP, HDP, başka siyasi parti, başka bir vatandaş, siyasetle ilgisi olmayan vatandaş, bir tane numara gösterin bu sisteme ulaşılabildiğini, ben sizden özür dileyeceğim. Demek ki bunu böyle düşünmüşsünüz, böyle uygulamaya geçirmişsiniz.
Arkadaşlar, burada kamu iktisadi teşebbüslerini konuşuyoruz yıllardır. Siz yeni dönem, ben altı senedir konuşuyorum. İlk defa bir kurumun bu kadar siyasallaştırıldığını gördüm. İlk defa bir kurumun bu kadar siyasallaştırıldığını gördüm. Bu doğru değil. Bugün itibarıyla istifa etmelisiniz. Sizin hizmet etmeniz gereken toplum sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin seçmenleri değil, sadece onların milletvekilleri değil, hepimiziz, hepimiziz. Bu devletin sahibi hepimiz. Elektrikte problem varsa benim de var, elektrikte problem varsa simitçinin de var, postacının da var, çaycının da var. Böyle bir şey olabilir mi ya? Böyle bir şey olabilir mi? Siz niye geldiniz oraya? Bu TEDAŞ özelleşmiş, denetim ve kontrolleri yapmak üzere geldiniz. Devletin, yetimin hakkını korumak için geldiniz. Özel sektördeki bu dağıtıcılara devletin parasını kaptırmamak için geldiniz. Böyle mi? Ama siz ne yapıyorsunuz? Bir siyasi düşünceye, bir siyasi partiye hizmet ediyorsunuz orada. Şunu kabul ederim, böyle bir sistem kurabilirsiniz, bizim elimizi rahatlatmak için. O zaman burada teşekkür ederdik biz size. Derdiniz ki: TEDAŞ olarak biz böyle bir sistem kurduk, Parlamentoda bulunan 550 milletvekilimiz bu numaradan bize ulaşabilir. Bu ayrıcalığı istemiyoruz. Belki vatandaş ulaşamıyor ama hani biz de vatandaşın problemlerini çözdüğümüzü düşünerek bunu yapabilirdiniz ama siz ne yaptınız? Geldiniz haziran ayında, bir ay sonra bunu yaptınız. Niye yaptınız?
Şimdi, ben merak ettim, biraz kişiselleşecek ama döndüm, sizin biyografinize baktım. Daha önce yolsuzluktan falan böyle davalarınız var. Çok detaya girmeyeyim.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Şimdi, onlara girmeyin Haydar Bey.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, arkadaşlar, ama merak ettim girdim.
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Hayır, olur mu?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Merak ettim, girdim.
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Böyle bir şey yok.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bu uygulamayı yapan bir genel müdür her şeyi yapar arkadaşlar. Onun için, ben burada huzurunuzda...
BAŞKAN - Sayın Akar... Sayın Akar...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - ...bu Genel Müdürü bu toplantı bittikten sonra istifaya davet ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Akar... Sayın Akar...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İstifaya davet ediyorum. Gidecek AKP Genel Merkezinde genel başkan yardımcısı olacak ya da siyaset yapacak.
BAŞKAN - Sayın Akar... Sayın Akar...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Milletvekili olsun, belediye başkanı olsun.
BAŞKAN - Sayın Akar, her zaman hakikaten teşhisleriniz doğru, saygıyla, sevgiyle sizi dinliyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Ama, Sayın Akar, şimdi burada o son cümleniz hakikaten, bir Genel Müdürümüz de burada memur arkadaşımız, bize cevap verme şansı yok.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Verir, verir.
BAŞKAN - Sizinle tartışmaya girme şansı yok.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Sayın Başkanım, neden kendisi cevap vermiyor?
BAŞKAN - Hayır, cevap verecek.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Aynı titizlikle verebilir.
BAŞKAN - Hayır, hayır. "Her türlü şeyi yapar." dediğiniz zaman bu çok ağır bir itham.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Benim yargım bu şimdi.
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Elinde belgen varsa mahkemeye git.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Sayın Genel Müdür cevap versin. Bizim savımızı düzeltsin.
BAŞKAN - Sayın Basmacı, lütfen.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Elimizden geldiğince...
BAŞKAN - Şimdi, bizim burada kurumdan gelen arkadaşlarımızı önümüze alıp da onu yapar, bunu yapar diye şamar oğluna döndürme şansımız yok. (Gürültüler)
Arkadaşlar, bir saniye, ben konuşuyorum.
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Mahkemeye git, elinde belge varsa mahkemeye git.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Arkadaşlar, buna sahip çıkmayın. Bunu biz yapsak kıyamet kopartırsınız.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Kendisi cevap versin.
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Belgen varsa mahkemeye git.
BAŞKAN - Arkadaşlar... Sayın Öztürk... Tahir Bey...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tahir Bey, benim kadar sen de destekleyeceksin bu işi.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Siz değil, kendisi cevap versin.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Arkadaşlar, Orhan Bey, bir saniye.
Arkadaşlar, üç tane soru sordunuz. "Böyle numaraları verdiniz mi, isimleri aldınız mı, böyle numara var mı, böyle bir sistem var mı?" diye soru sordunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sordukça söylemeyin.
BAŞKAN - Sayın Akar, Sayın Genel Müdürümüzden sorularınızın cevabını alacaksınız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet.
BAŞKAN - Var veya yok ama diğer konuşmalarınızda parantez içerisindeki yorumlarınıza katılmamız veya bürokratlarımızı bu şekilde itham etmenizi kabul etme şansımız yok Sayın Akar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben altı yıldır KİT Komisyonundayım.
BAŞKAN - Tamam.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Benim nasıl konuşacağımı bir başkası tayin edemez; bir.
BAŞKAN - Hayır, hayır, tayin etmiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Eğer bir itham...
BAŞKAN - Sayın Akar, siz de bakınız, yarın öbür gün bizim Komisyon üyelerimizden biri -35 üyemiz var- bir memur arkadaşımıza, bürokratımıza bu konuşmayı yapsa aynı şekilde o bürokratımızı sizin savunacağınıza ben adım kadar eminim. Bak, adım kadar eminim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya Sevgili Başkan...
BAŞKAN - Sizin kişiliğinizi bildiğimden dolayı eminim. Çünkü siz de kabul etmezsiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sevgili Başkan... Bakın, Sevgili Başkan diyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Buyurun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Söylediklerimin hiçbirinde abartı yok. Gayet nazik bir şekilde de istifaya davet ediyorum Sayın Genel Müdürü.
BAŞKAN - Edebilirsiniz, tamam edebilirsiniz canım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi cevap verecek bana.
BAŞKAN - Tamam, buyurun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Eğer söylediklerim dışında bir şey varsa, ispatlayacağı, önümüze koyacağı bir şey varsa ben kendisinden özür dileyeceğim burada.
BAŞKAN - Tamam.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Özür dileyeceğim burada hepinizin huzurunda. Bir bürokrattan da özür dilemeyi becerebilirim.
BAŞKAN - Tamam.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bu konuda bir problem yok ama buradan olaya siyasal boyutta bakıp da "Ya yapsın ne olur, sizinkiler de..." Yapan herkes yanlış. Kim yaparsa yapsın yanlış.
BAŞKAN - Sayın Akar, teşekkür ediyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunların hepsi yanlış.