| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyon çalışmalarında bilgisine başvurulacak isimlere ve Komisyonun çalışma usul ve esaslarına ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 25 .10.2016 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, ben de bir değerlendirmemi paylaşmak istiyorum.
BAŞKAN - Hem bu süre konusunda da görüş beyan ederseniz iyi olur.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Efendim, ben milletvekillerine bu Komisyonda sınırlama getirilmesini doğru bulmam. "Misafir milletvekili" diye bir kavram yoktur, milletvekili milletvekilidir. Komisyon üyesi olan milletvekilleri var, bir de görev yapan milletvekilleri var Parlamentoda. Dolayısıyla böyle bir ayrımı Parlamento hukuk bakımından...
BAŞKAN - "Komisyon üyesi olan ve diğer milletvekillerimiz" diye söyleyelim, düzeltmiş olalım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Evet yani böyle bir ayrımı doğru bulmam. Ayrıca, Komisyon üyesi olmayan diğer milletvekilleri de mutlaka Komisyon çalışmalarına katkı sunabilirler, o katkıyı sınırlandırmayı da ben doğru bulmam, ilkesel olarak yani.
BAŞKAN - Peki.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Efendim, ayrıca bir değerlendirmemi kısaca paylaşmak istiyorum zabıtlara geçmesi bakımından.
Sayın Başbakan önceki günkü konuşmasında, 2004 yılındaki Fetullah Gülen cemaatine dair Millî Güvenlik Kurulu kararını bugün olsa yine uygulamayacaklarını ve kendileri bakımından FETÖ'yle ilgili miladın 17-25 Aralık olduğunu ifade etti. Bu beyan Hükûmetin devlet yönetimine ve FETÖ'ye bakışını göstermesi bakımından dikkate değerdir. Sayın Binali Yıldırım 2004 yılındaki Millî Güvenlik Kurulu kararını uygulamamakta doğru yaptıklarını söyleyerek aslında bir cemaatin kendi hiyerarşik örgütlenmesini devlet içine taşımasının ve kamu bürokrasisinin bir cemaat tarafından sistematik olarak ele geçirilmesinin kendileri bakımından bir problem teşkil etmediğini beyan etmiş olmaktadır.
Bundan çıkardığım sonuçlar şunlardır: Birinci olarak, "Kişilerin kendi özel hayatlarında cemaat aidiyetine sahip olmaları ve cemaat dayanışması sergilemeleri inanç özgürlüğü bakımındandır ve bu kapsamdadır."