| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Doktor Ekrem Keleş'in, Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .10.2016 |
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Değerli arkadaşlar, Sayın Başkanım, Sayın Hocam; hoş geldiniz.
Tabii, biz Anadolu'da, ülkemizde, bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak dinimizi, inanç değerlerimizi en üst seviyede yaşamaya çalışıyoruz.
Şimdi, tabii, 15 Temmuzda bir darbe, bu darbenin de bir geçmişte cemaat, hatta hatta kendisine "Fetullah" dendiği zaman "Ya, niye efendimize 'Fetullah'..." denebilen dönemden geçen ve süreçte de bir 15 Temmuzu yaşayan duruma geldik. Bizler 15 Temmuz öncesi defalarca anlatmamıza rağmen, şöyle ki: "Siz dinî inanç ve değerlerimizi kullanarak süreç içerisinde siyasal iktidarı ele geçirmek için bir mücadelenin içerisindesiniz." dediğimizde şu andaki mevcut Hükûmetin de siyasal anlayışıyla böyle bir şeyin olmadığını, sadece ibadet ve inanç değerlerimizin daha üst seviyede yerine getirilmesi için bu insanların uğraş verdiğini, mücadele ettiğini söylendi. Ama 15 Temmuzda bunun böyle olmadığı gözüktü.
Şimdi, inanç değerlerimizde belirtilen dinimizin kanunu Kur'an-ı Kerim olduğuna göre... Her şeyin bir kanunu var, bizim de dinimizin bir kanunu var. Bu cemaatler ortaya çıkmadan önce veya şu andaki mevcut cemaatler ortadayken bu cemaatlerle "Benim cemaatim, senin cemaatin." diye ayrıştırma yapılan bir dönemi yaşıyoruz. Bu cemaatlerin FETÖ cemaatinin, FETÖ hareketinin sona erdirildiği, erdirilmeye çalışıldığı süre içerisinde diğer cemaatlere de yol verildiğini görüyoruz. Bunlar dinimizde uygun mudur, doğru mudur yoksa şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı görevini tam anlamıyla yerine getirememekte midir? Bundan mı kaynaklanmaktadır? Yoksa Diyanet İşleri Hazreti Muhammed'den başlayan dönemden bu zamana kadar gelen süreç içerisinde bizim din büyüklerimiz, alimlerimiz bize yeterli öğretiyi vermemiş midir? Neden bu cemaatlere yol veriyoruz? Bu cemaatler ülkemizde ve yurt dışında cemaatlerin camilere ayrıştırılmış, "Senin camin, benim camim." diye bir anlayış ortaya konmuş ama siz o camiye de bu camiye de hoca atıyorsunuz. Bu doğru mudur? Cemaatin camisi olur mu? Yani "cemaat" derken bizim toplum cemaatimiz değil bunlar, bunlar tarikat cemaatleri, bundan bahsediyorum. Bunların doğru olmadığını söylüyoruz. Totaliter anayasal bir zemin kurulmak istenildiğini bu cemaatin geçmişteki uğraşlarıyla biliyorduk. Bunun doğru olmadığını hep beraber gördük ve paylaşım iktidarının yol vermediği de gösterildi.
Diyanet İşleri Başkanlığının şu anda imam-hatipten çıkan eğitimli insanlarımızı hoca yaptığını ve onları din görevlisi olarak atadığını görüyoruz. Ben şahsen bir Samsun Milletvekili olarak bunu kabul etmek istemiyorum, yani bunu uygun bulmuyorum çağımızda. Şimdi, imam-hatip liselerinden çıkan öğrenciler değil de ilahiyat fakültelerinden çıkan eğitimli, daha eğitimli insanlarımız camilerimize atansa, hocalık görevini yerine getirse, daha eğitimli insanlarımız olsa doğru olmaz mı? Buna karşı ne durumda bir girişimleriniz var? Yeteri kadar olmadığını görüyoruz.
Ben teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.