| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Doktor Ekrem Keleş'in, Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .10.2016 |
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Hocam çok teşekkür ediyorum.
Ben de benzer şeyleri söyleyeceğim Hocam.
Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti bütçesi içerisinde Diyanet İşleri Başkanlığına ciddi bir bütçe veriliyor. Personeliniz her ne kadar 657'ye tabi devlet memuru ise de yaptığınız iş icabı devlet memuru olarak çalışmamak gerekirdi. Dolayısıyla bugün geldiğimiz noktada Diyanet İşleri Başkanlığını, personelini sorunlu ve sorumlu görüyorum. Bu gençlere bu FETÖ grubu ulaşacağına sizin ulaşmanız gerekirdi çünkü siz, 5 vakit camide insanlara ulaşıyorsunuz, onların çocuklarına, onların torunlarına da ulaşabilirdiniz. Bu anlamda, Diyanet İşleri Başkanlığının -amiyane tabirle- kendisini biraz check etmesi gerekir. Bugünden sonra sizin radikal kararlar almanızı ve icrai faaliyetlerde bulunmanızı bekliyoruz. Bunu özellikle söylemek istiyorum.
17-25 Aralıktan sonra bu Fetullah terör örgütüyle ilgili Cumhurbaşkanımızın, Meclisimizin, Hükûmetimizin çalışmaları oldu fakat Diyanet İşleri Başkanlığında da -bildiğim birkaç örnek var- yanlış uygulamalar oldu. FETÖ'cü olduğu sizin müfettişleriniz tarafından tespit edilmiş bir cami imamı merkezden alınıp köye gönderildi. Yani merkezden alınıp açığa alınması gerekirken veya meslekten ihraç edilmesi gerekirken veya hakkında cezai işlem yapılması gerekirken köye gönderildi. Yani merkezdeki insanlar FETÖ'den mağdur olur da köydekiler mağdur olmaz mı? Bu gibi bir sürü hatalar yapıldı ve bugün geldiğimiz noktaya maalesef ulaştık.
Şimdi, Diyanet İşleri Başkanlığının ben sorumlu olduğunu düşünüyorum. Sizler böyle bir sorumluluk hissediyor musunuz?
15 Temmuzdan sonra kaç mensubunuz, kaç memurunuz şu anda tutuklu ve kaç kişiyi açığa aldınız? Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Kamuoyunun sizden beklentisi çok yüksek. Şu yapılan toplantı bile toplumu çok rahatlattı. Oradaki açıklamaların çok doğru olduğunu düşünüyorum.
Bir de, evet, o gecede ve ondan sonraki süreçte selaların okunması çok doğruydu, emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Ama İstanbul'da -yanlış bilmiyorsam- "Ankara'dan talimat gelmeden ben bu işi başlatamam." diyen din görevlilerimiz de oldu. Bunları da biz yaşadık. Yani orada bir klasik devlet memuru gibi Ankara'dan talimat gelmesi gereken bir durumda değildik. Bunu bir din adamının, bu bir dinî gelenek ve bir akide olduğunu düşünerek ön alması gerekirdi ama talimat beklendi. Bütün bunlar da Diyanet İşleri Başkanlığının kendisi biraz sorgulaması gerektiği sonucunu benim nezdimde sağlıyor.
Ben tutuklu sayılarını ve açığa aldığınız memur sayısını öğrenmek istiyorum. Bir de bundan sonra neler yapacağınızı öğrenmek istiyorum Hocam.
Tekrar çok teşekkür ediyorum.