| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Gazeteci Yazar Yavuz Selim Demirağ'ın, Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .10.2016 |
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Konuşmanızın başında adını andığınız Ünal İnanç'ı rahmetle anıyorum. Yaşlı hâlinde, o diyabetli hâliyle onu aldılar, götürdüler biliyorsunuz, o Ergenekon davasında.
GAZETECİ-YAZAR YAVUZ SELİM DEMİRAĞ - Evet, o da gözaltına alınmıştı Ergenekon'dan cezalandırılmıştı.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şimdi, birinci sorum: Size göre 15-16 Temmuzun sorumlularının olgusal düzeyde ispatlanmasının temel koşulları nelerdir? Yani bizim Komisyonumuza da yol göstermesi açısından.
Birlikte mi soralım, devam mı? Hepsini arka arkaya sorayım mı?
BAŞKAN - Arka arkaya sorun çünkü Yavuz Bey de bütüncül bir cevap veriyor gördüğüm kadarıyla.
Buyurun.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Bu kalkışma başarılı olsaydı tam olarak ne olacaktı? Nasıl bir Türkiye'ye uyanacaktık?
Üçüncü olarak da: Bence bu Komisyon fonksiyonunu icra edecek gibi gözüküyor bu aşamada, ben öyle hissediyorum. En azından siyasal olarak ve kamuoyunun aydınlatılması açısından -burası zaten bir suçlu bulma, yargılama komisyonu değil ama- bu anlamda bir fonksiyon icra edecek gibi gözüküyor, dinlediğimiz misafirlerden çıkardığım sonuçla. Burada sormak istediğim şey şu: Emekli olan ve olmayan asker bürokratları dinledik. Ondan sonra İçişleri Bakanını dinledik, yeni görevinden ayrılmış bir İçişleri Bakanı ve emekli, ciddi görevlerde bulunmuş insanları dinliyoruz. Benzetmek doğru olur mu bilmiyorum ama sanki maktulü millet olan bir "Şark Ekspresinde Cinayet" filmi izliyor gibiyim burada. Bakınız, Fuat Uğur diye bir yazar var, iktidara yakın Türkiye gazetesinde yazan bir yazar. Fuat Uğur 2 Nisanda ve Nisan ayında çeşitli makaleler yazmıştır. Makalelerden birisinin adı, 2 Nisanda yazdığı makale "Cemaat'in Hususileri darbe için Ankara'da toplandı." Şimdi bu makaleler o kadar açık ki hele bu tarz makalelerin ben devletin önemli makamlarına bildirilmeyeceğini düşünemiyorum. Eğer bu kadar zaaf varsa, gerçi var diyeceksiniz de "Allah selamet versin." demektir. Şimdi, buna baktığımızda Türkiye'de çeşitli iddialar var. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Ben çok konuşulan Sayın Cumhurbaşkanının bu konuda senaryo yazdığı, bunu oynattığı iddiasına kesinlikle inanmıyorum, bu iddia doğru değildir. Ancak, bu anlatılanlara ve olayın bu kadar açık seçik ortaya gelişi belliyken bir başka iddia konusunda kuşkum gelişmeye başlıyor, o da şu: Mesela bir darbe geleceğini belli çevreler haber aldı ve...
GAZETECİ-YAZAR YAVUZ SELİM DEMİRAĞ - Yol verdi...
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - ...bunu kontrol altına alacak şekilde, önünü hafif açtı. Böyle bir komplo teorisine ya da biliyorsunuz, komplo teorileri komplo teorisi değildir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
GAZETECİ-YAZAR YAVUZ SELİM DEMİRAĞ - Şimdi, bu konuyla ilgili ciddi iddialar var; darbenin dört gün önceden haber alındığıyla ilgili. Aslında, darbe biraz telaşla gece erken saatlere çekildi, sebep ve sonuçlarını iki gündür dinliyoruz. Fakat hocam, sizin ifade ettiğiniz gibi çünkü yani Sayın Cumhurbaşkanının bu konuda, ben aleyhinde çok eleştiri yazısı yazdım ama Recep Tayyip Erdoğan'ın FETÖ konusundaki mücadelesinde samimiyetine, kararlılığına inanıyorum, keşke onun kadar kararlı 3 kişi daha olsa diyorum, bunu da söylüyorum.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Buna ben İçişleri Bakanını ilave edebilirim.
GAZETECİ-YAZAR YAVUZ SELİM DEMİRAĞ - Fakat, sizin söylediğiniz gibi... Şimdi, Recep Tayyip Erdoğan -ben bu kitapta yazdım- Necdet Özel'e bir liste verdi 17-25'ten sonra dedi ki... MİT'ten aldığı bir liste... MİT'in raporlarında yani belge yoktur, değerlendirme işte kırmızı, turuncu, mavi, yeşil gibidir, şüpheli, kesif, vesaire gibidir, bunu yazdım. Genelkurmay Başkanına dedi ki: "Bunlar 2 bin civarında bir personel. MİT'ten aldığım bilgi bunlar, temizle bunları." Necdet Özel gidiyor, tabii adli müşavirini çağırıyor. Kim adli müşavir? Muharrem Köse çünkü daha önceki adli müşavirlerin hepsi Ergenekon'a takıldı, mesela Hıfzı Çubuklu gibi. Bir sürü şeyler takıldı. Diyor ki: "Efendim, burada belge yok, yasal olarak bunu nasıl yapacağız?" Şeyleri çağırıyor... Personelcilerin hepsi, derin istihbaratçılar darbeci çıktı ya. "Yani çocuklar bunu ne yapacağız?" "Efendim olur mu bu?" En son, Tayyip Erdoğan diyor ki: "Ne yani Silivri'de belge mi vardı? Bulun bir bahane atın." Atamadı. Zona oldu adamcağız yani üzüntüden ne yapacağım diye, hastalık geçirdi, GATA'da yattı. Hulusi daha şeydir, "Ben hallederim, siz merak etmeyin." sözünü verdi. Fakat, işte bu birtakım hadiseler var, güneydoğudaki kalkışma vesaire. Efendim "Aman personelin morali bozulacak." vesaire diye Hulusi Akar da ötelemeye başlayınca... Bir de bunların tabii belgesi yok, bunların ortaya çıkması lazım. Ökse kuşunun hikâyesi gibi, gösterdiler, dediler ki: Bir darbe durumunda bunlar ortaya çıkar. Onun için, yol verildiği ama kontrollü olarak yol verildiğine dair çok ciddi iddialar var. Bunlar iddia, bunlar öngörü, ben de buna benzer şeyleri duyuyorum. Olabileceğiyle... Burası Türkiye, sabahtan akşama her şey değişebiliyor. Onun için olabilir diyorum.
Darbe başarılı olsaydı sorusuna gelince: Biz işimizi çoğunlukla Allah'a havale ederiz Türk milleti olarak. Allah bizi korudu. Bizim ülkücü gençler olarak gençliğimizde bir temennimiz vardı "Tanrı Türk'ü korusun." diye. Cidden, Tanrı Türk'ü korudu yani. Demek ki kalben istemişiz o temenniyi, Allah korudu. Gece üçte olsaydı? Kısmen başarılı olsalardı ne olurdu? Ben sonuçta sonuca varamayacaklarına inanıyorum ama gece üçte olsa, halk sokakta değil, birçok yerde daha farklı olabilirdi ama, endişem şu, öngörüm şu: En az bir buçuk, iki ay sokak sokak çatışabilirdik, bir iç savaş yaşayabilirdik ve oluk oluk kan akardı. Ben hasbelkader, bu Akıncı Üssü'nde 970 ceset torbası, 13 bin tane plastik kelepçe bulundu, gözlerimle gördüm. Bunları göze almışlardı yani. Ve belki... İşte 2 bin civarında sadece jandarmanın karakolu var değil mi, karakolları, vesaireleri, çeşitli birlikler var. Yani, bu meczuplar Hasan Sabbah'ın Haşhaşileri gibi, belki aylarca sürebilirdi. Ama dediğim gibi, biz tevekkül sahibiyiz, Allah'ın bu milleti koruduğunu ve sevdiğini biliyoruz. Allah bizi korudu.
BAŞKAN - Çok şükür darbeyi püskürttük ama ben Aytun Bey'in sorusuna cevabını tam alamadığı gibi bir kanaatim var. Yani özür dileyerek şöyle bir katkım olsun: O çatışma ihtimali gece sabaha yakın olsaydı, o değil de, velev ki başarılı olmuş olsalardı FETÖ'cü nasıl bir rejim getirecekti, nasıl bir sistemdi, bu konuda bir fikriniz var mı?
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Nasıl bir rejime uyanacaktık? Eğer bu ayaklanmayı tarif etmeniz istense, bir isim koymanız istense bu ayaklanmaya -Elhamdülillah, şükür Müslüman olarak bütün Müslümanları tenzih ederek söylüyorum- bir dinbaz ayaklanması mı, bir siyasi islamist ayaklanma mı, nasıl tarif edersiniz?
GAZETECİ-YAZAR YAVUZ SELİM DEMİRAĞ - Yani, bir kere kesinlikle ajan, bir dinbaz ajanlar ayaklanması olurdu. Zaten bu kayıp kardinal, Pensilvanya'daki kardinal zaten kendisini zaman zaman öyle bir tarif ediyor ki yanındakiler... Çünkü, şeyh uçmaz, müritleri uçurur. Düşünebilir musunuz, adamın saçını, tırnağını mırnağını koca koca herifler cüzdanında taşıyor yani, peçetesini vesairesini. Herif buraya, Allah göstermesin ama yani peygamber gibi... Peygamber olarak da ilan edilebilirdi yani. "Gülenizm" diye yeni bir din ortaya atılabilirdi zaman içerisinde.
BAŞKAN - Yalnız, o konuda dün burada dinlediğimiz bir konuğumuz dedi ki: "Peygamber de gelse dinlemeyeceksiniz." diye talimat verdiğini ifade etti demek ki kendisini haşa peygamberden de...
GAZETECİ-YAZAR YAVUZ SELİM DEMİRAĞ - Tanrı yerine koyuyor.
BAŞKAN - ...yukarıda görüyor. Böyle bir talimat verdiğini ifade etti.
GAZETECİ-YAZAR YAVUZ SELİM DEMİRAĞ - Meczup ne diyelim? Meczup ama inananları var, ciddi inananları var.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Tıbbi bir konu var. Bunu ekleyebilir miyim açıklayıcı olması açısından?
BAŞKAN - Buyurun.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Siz konuşmanızda ve birçok konuşmacı burada şunu söylüyor: Nasıl bu kadar âlim insanlar, profesörler, askerler, generaller böyle bir şeye inanıyor? Şimdi bakınız, bu konuda şöyle bir bilimsel açıklamayı yani...
BAŞKAN - Soru değil de katkı yapacak anladığım kadarıyla.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Katkı evet, sorum yok.