KOMİSYON KONUŞMASI

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Komutanım, hoş geldiniz.

Şimdi, tabii bu örgütü 1982 yılından itibaren çok detaylı bir şekilde anlattınız ama ifadenizde şöyle bir şey söylediniz: "Bu örgüt çok büyük bir icra kabiliyetine kavuşmuştu..."

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hayır "imkân ve kabiliyete kavuşmuştur."

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - "...kavuşmuştu ve bunu Milli Güvenlik Kurulunda karar aldırdık." dediniz.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Evet.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Burada bardağı taşıran damla neydi, birinci sorum bu.

İkinci sorum da 15 Temmuz akşamı, bunun bir Fetullahçı terör örgütünün darbe girişimi olduğuna dair somut bir şey söyleyebilir misiniz?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Birinci sualinize cevap vereyim.

İmkân ve kabiliyetlerini şuradan öğrendik: Bir sürü emekli asker arkadaşım kendilerinin bir örgüt tarafından davet edildiğini, okullara gittiklerini, FETÖ'nün okullarına gittiklerini, okullardan çok etkilendiklerini söylediler. Dediler ki: "Öğrenciler böyle duruyor, hocalarına böyle bakıyor." Ondan sonra ve orada anladık ki böyle şartlandırılmış bir zümre var. Ondan sonra bunların bu kadar yaygın olduklarını da tabii işin sonucu görüyoruz. Ben, tabii bu 1980'den 2004'e kadar bütün gördüklerimden -bunun birçok örnekleri var, uzatmayayım- bunun imkân ve kabiliyet kazandığına şey ediyoruz ama orada...

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Sadece okullar mı?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hayır, okullar değil yani çeşitli örgütlenmeyen... Ne duyduysak -biraz önce hep konuşuldu bunlar- ne şey ettiysek, atıyoruz, bir daha geliyor, ondan sonra basından okuyoruz, takip ediyoruz, gidiliyor, geliniyor, büyük devlet erkanıyla kaynaşmaları var evvelden, sonradan "Okullarına gidin şey edin." diye direktifler veriliyor. İyi ki gitmemişim. Benim de gittiğim her yerde, Moğolistan'da dahi okulları vardı. Kore'ye gittim, Güney Kore'de, ataşe yaklaştı, "Komutanım, falanca kişinin okulu da şeyli, haberin olsun." dedi. Allah razı olsun yani iyi çocuklar ama birçok arkadaşımın gittiğini, bütün bunları gördüğünü anladım ve bütün bunlardan, emarelerden bir fikir çıkarıyorsunuz ve imkân kabiliyetlerinin arttığını böyle şey ettik ama o zamanki anlayış "Efendim, iyi niyetli." İyi niyetin bir gecede değiştiğini... İşte biraz önce söyledim yine, imkân ve kabiliyetler yıllar içerisinde oluşur ama niyet bir gecede değişir dedim, bir gecede değişti, işte böyle oldu.

Ondan sonra ikinci şeyiniz neydi?

BAŞKAN - Yok, iki soruydu zaten.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - İkinciyi cevaplamadı.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Onu cevapladım, onu baştan söyledim.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - İkinci sorum yani 15 Temmuz akşamı...

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Ha, onu sormuştunuz. O şöyle: Tabii, iyi yargılara salim bilgililerle ulaşılır yani ben emekli bir general, on sene önce emekli olmuşsunuz... Basından falan okuyarak size işe yarayacak bir şey söyleyemem ama söylediğim yani şeyi ihmal etmemek lazım "Bu küçük şeydir, iyidir, bilmem nedir." diye... Şüpheci olmak lazım. "Şüphe aklın yarısıdır." derdi bizim bir komutanımız vardı, "Şüphe aklın yarısıdır." derdi. Bu aklımızda olan şey. Bunu ifade etmeyebilirsiniz ama dikkatli olmak lazım. Ama şu var: Bu gibi örgütlerle uğraşmak hepimizin, bütün organların görevidir. Bir tek buna silahla, o müdahale edecek diye Silahlı Kuvvetlere yüklemeyelim. Şimdi, eğitimde, yargıda, ondan sonra tıpta, üniversitelerde, siyasete artık karışmıyorum, onu sizler bilirsiniz, her yerde birden olmuş. Yani tabii bu Komisyonun görevi 15 Temmuz olduğu için, daha ziyade Silahlı Kuvvetler üzerinde duruluyor ama her yere nüfuz etmişler. Bunları duyduğumuz için biz de imkân kabiliyetlerinin oluştuğunu, burada, Millî Güvenlik Kurulunda -tabii, şey, daha da ufuk genişliyor- bunu söyledik.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Cevap olmadı yani şunu bir açabilir misiniz.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Ben, tabii yani cevap veremeyeceğimi söyledim. Yani tabii bu büyük bir örgüt meselesi, büyük bir kendine güven meselesi, büyük bir istihbarat noksanlığının göstergesi. Yani bunu şeyde... Ama bunu, dediğim gibi, en iyi değerlendirecek olan, devletin organlarıdır. Yani benden bir inci beklemeyin yani benim böyle bir şeyim yok, o kadar büyük aklım da yok. Yani bir şey söyleyemem, onun için, daha fazla derine giremiyorum.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Yok. Sayın Komutanım, siz bu olayın içerisinde olduğunuz için bir yardım talebinde bulunuyoruz.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Buyurun.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Yurt dışına gittiğimiz zaman bizden somut bir şey istiyorlar. Mesela 15 Temmuz akşamı Hulusi Akar Paşa'mızın derdest edilmesi, derdest edenlerin de Hulusi Paşa'mızı Fetullah Gülen'le telefonla görüştürmeye çalışmaları, mesela bir tane somut örnek. Sizin verebileceğiniz buna benzer bir somut örnek var mı? Yani bunu bunlar yaptıysa, bu darbe Fetullahçı terör örgütü tarafından gerçekleştirilmiş diyeceğimiz somut bir şeyi soruyorum.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Ben işte bütün bu tayyareleri uçuranların veya şey edenlerin hep iddiaları var. Bunları şimdi savcılar inceliyor. Bunlar, bunları söyleyeceklerdir. Ama bizim yönümüzden hiçbir şüphe yoktur örgütün yaptığına dair, hiçbir tereddüt yoktur. Onun için, çünkü bunun adım adım gittiğini hepimiz gördük işte. Onun için Millî Güvenlik Kurulunda konuşuldu, bilmem neler yapıldı.

Yani bunu yabancılara anlatmanın yolu, evvela işte, buyurduğunuz gibi Genelkurmay Başkanı, ondan sonra o tayyareleri uçuranlar, Meclisi bombalayanlar; hepsini görüyorsunuz. Bunun, örgüt içindeki o Silahlı Kuvvetlerin emir komutasında olmadığı belli. Yani o bakımdan, daha fazla ne örnek verilebilir, bilemiyorum ben yani. Benim bilebildiğim bu kadar.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Teşekkür ediyorum.