KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Çok Değerli Genelkurmay Başkanımız, öncelikle hoş geldiniz. Öncelikle Komisyonumuza geldiğiniz için, bilgiler verdiğiniz için teşekkür etmek istiyorum hem şahsım adına hem de milletvekili olarak bunu yapıyorum.

Tabii, bizim ordumuz milletimizin ordusu yani bu milletin içinden çıkmış olan bir ordu. Ordumuz bizim göz bebeğimiz ama efendimiz de değil aynı zamanda. Fakat bir sorun var ki 1980 darbesi oldu, 1960 darbesi oldu, 1971 muhtıraları, 28 Şubatlar... Bir sorun var ki ordu sürekli sivil hayata şu ya da bu gerekçelerle müdahale ediyor. Yani, sistem olarak baktığımız zaman askerî vesayet yönetimi gibi sistemimiz var. Ordu zaman geliyor, 1980'de "Allah'ı bulamayanlar." deyip darbe yapıyor; o dönemdeki solcuları ya da o dönemdeki farklı düşünceleri -bunu "Allah'ı bulamayanlar." diye söylüyorum, bu konuda Genelkurmayın bir belgesi olduğunu daha önce bir yazıda okumuştum, belki aslını da getirebiliriz- tasfiye ediyor, yönetime el koyuyor. Aradan bir zaman geçiyor, işte 28 Şubat süreci geliyor, bu sefer de "Allah'ı bulanlar." ya da daha çok işte "irtica, dindarlık" diye orduya bir müdahale oluyor. Tabii, her darbe kötüdür yani şu ana kadar da hiç kimsenin bu darbelerin iyi olduğunu savunduğunu görmedim. Her darbe kötüdür, hem 1980'de de kötü şeyler olmuştur, artı 28 Şubat sürecinde de çok kötü şeyler olmuştur bu ülkede. Bu 28 Şubat sürecini bizzat yaşayan birisi olarak, o dönemde hem mağdurların avukatlığını yapmış hem de başörtülü olup memurluktan atılmış olan birisinin eşi olarak bizzat ailemin içinde de yaşadım. Hakikaten çok kötü şeyler oldu; birçok insan mağdur edildi, birçok dernek, vakıf kapatıldı, birçok insan, ki başbakanlarımız, birçok devlet adamımız eşleri başörtülü diye ya da farklı düşünüyor diye "kamusal alan" adı altında devletten, hatta ordudan dışlandı. Bunun ana motorunu da o dönemdeki ordu komutası sürdürdü yani 28 Şubat kararlarını aldı.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Bugün de aynı şeyler yapılıyor.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Aynı şeyler oluyor.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Şimdi aynı şeyler olmuyor, elma ile armudu karıştırmayalım.

İkinci bir şey: 28 Şubat sürecinde tabii siyasi iktidar da devrildi, gönderildi, tabii bu arada da devletin hazinesi yağmalandı. Yani, darbelerde kötü şeyler oldu. Tabii, 15 Temmuzda da çok kötü şeyler oldu yani Hükûmet yıkılmaya, Cumhurbaşkanımız öldürülmeye çalışıldı, yüzlerce şehidimiz var, gazimiz var. Yani, darbeler çok kötü şeyler yaptılar.

Tabii, az önce konuşmanızın başında dinle ilgili şeyler de söylediniz. Ben bunlara saygı duyuyorum, kesinlikle eleştirme babından söylemiyorum ama bir ülkede dinin ya da dindarlığın nasıl olması gerektiği ne ordunun ne generallerin ne de siyasi partilerin tekelinde olmaması lazım; bunu da özellikle belirtmek istiyorum.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Başkanım, soru yok ki burada, değerlendirme var.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ya, size ne!

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Soru sormak için bekliyoruz burada.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Usul açısından söz hakkım var, onu kullanıyorum.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Ben üç saattir bekliyorum. Size ne?

BAŞKAN - Zekeriya Bey, buyurun siz, sorunuzu sorun.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - "Size ne?" Yani, bu üslup bu Meclise yakışıyor mu?

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Senin sözümü kesmen yakışıyor mu Dursun Bey?

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Hayır ama "Soru sorun." diyorum.

BAŞKAN - Dursun Bey, müdahale etmezseniz memnun olurum.

Evet, Zekeriya Bey...

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Tabii, sizinle ilgili çok eleştiri oldu, işte şucu diye, ete soğan doğradınız diye eleştiriler oldu; onlara cevap verdiniz. Ama, az çok ben sizin Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemde şuna benzer eleştiriler de olduğunu hatırlıyorum: "Şöyle Hükûmete bir ayar verin, çıkın işte şunu şunu söyleyin."

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Kim dedi onu, isim verir misiniz?

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Buna benzer size...

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Söyleyen çok önemli.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ben basındaki şeyleri söylüyorum.

BAŞKAN - Aytun Bey, bir saniye, söz isteyin, o zaman verelim. Sorusunu sorsun...

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Buna benzer telkinler size oldu mu? Biri bu. Bir diğeri de...

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Son söylediğinizi anlamadım, bir daha tekrar edin.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Buna benzer telkinler size oldu mu yani çıkın Hükûmete bir ayar verin diye? Bir de sizin zamanınızda yine çok konuşuldu, çok yazıldı, çok çizildi. Emir komuta dışında kuvvet komutanlarından ya da daha düşük subaylardan bir darbe girişimi oldu mu? Doğru mu bilmiyorum yani belki özel bir soru ama bu sefer tasıyla yemek şeyi var. Cevaplamayabilirsiniz yani ben merak ettiğim için söylüyorum.

Bir diğer sorum da şu komutanım: Sizce darbe olmaması için yani ülkenin artık bir daha darbe yaşamaması için acil olarak hem askerî açıdan, ordumuz açısından hem de sizin de bir hayat tecrübeniz var yani 76-77 yaşındasınız, gerçekten çok değerli, çok önemli görevlerde bulundunuz, süzülerek geldiğiniz bir Genelkurmay Başkanlığı var. Medyayı da, gündemi de iyi takip ediyorsunuz. Hem askerî açıdan hem sivil açıdan bir öneriniz var mı?

Ben katıldığınız için tekrar çok teşekkür ediyorum.