KOMİSYON KONUŞMASI

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şimdi, değerli arkadaşlar, basının değerli temsilcileri; esasen sizlere hitap ediyoruz, aracılığınızla Türk milletine.

Bugün haklı çıkmanın üzüntüsü içerisindeyim. Hatırlarsınız, ilk Komisyon toplantısı tartışılırken denmişti ki: "Yenikapı ruhuna uygun olarak Komisyon Başkanlık Divanında bütün muhalefet partileri de yer alsınlar ve böylece Türk milletine birlik, beraberlik görüntüsü verilsin." Bu teklifimiz kabul görmedi. Başkanlık Divanı tamamen Adalet ve Kalkınma Partisinden oluşturuldu.

İkinci tartışma konumuzsa bu Komisyonun çalışma kurallarını belirleyen karar alınırken 5'inci maddede buraya çağırılacak olanların kararlarının Sayın Başkan tarafından alınmasına dair Adalet ve Kalkınma Partisi önerisiydi. Biz de demiştik ki: "Bu, Komisyonun ruhuna da uygun değil, İç Tüzük'e de uygun değil. Dolayısıyla, Komisyon buraya birilerini çağıracaksa ortak karar alarak çağırmalı." diye konuşmuştuk.

Üçüncüsü: Bir önceki toplantımızda -tutanaklarda vardır- şu kararı almıştık. Bugün burada kimlerin çağrılı olacağını ortak listeleri de, ortak isimleri de gözden geçirerek kararlaştıracaktık. İki tane emrivakiyle karşı karşıya kaldık. Bunlardan bir tanesi, bugün çağrılı olan sayın misafirlerin dün akşamüzeri bize çağrılı olacağını, brifing vereceğini söylediler. İkincisi de, önümüze getirilen bu liste. Ben bu listeyi kesin liste olarak görmek istemiyorum. Biraz sonra bu toplantı bittiği zaman bu listeyi tartışmaya açacağız. Öncelik sırası yapmalıyız.

Bakınız, size bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Yine ilk toplantıda şunları söylemiştik. Diyoruz ki: Bu darbe girişimi nasıl hayata geçti? 15-16 Temmuzda ne oldu? Bu konuda 3 tane ana yorum var biliyorsunuz, 3 farklı yaklaşım var. Bir yaklaşıma göre, o gün olan biten her şey FETÖ denilen örgütün çalışmalarıyla ve kalkışmalarıyla açıklanmalı yani başı, sonu, ortası FETÖ olan bir kalkışma.

Kamuoyunda tartışılan diğer yaklaşım, -kendi fikirlerimi ifade etmiyorum, kamuoyunda tartışılanları söylüyorum- bunun bütünüyle bir senaryo olduğunu, darbe girişiminin bütünüyle bir senaryo olduğunu söylüyor. Bu da pek çok çevre tarafından dile getiriliyor biliyorsunuz yani aslında ortada bir darbe girişimi yok, bu konuda önceden hazırlanmış bir senaryonun hayata geçirilmesi söz konusu. Biz bu görüşe katılmıyoruz, ortada gerçekten bir darbe girişimi olduğunu başından beri söylüyoruz.

Ama bu ikisinin arasında başka bir yorum daha var, bu iki farklı yorumun dışında bir üçüncü yorum da şu: Sayın Cumhurbaşkanının ve Hükûmetin, en azından belli bir kanadının darbeden erken zamanda haberdar olduğu ve bunun önlenmesi gerekirken, harekete geçtikten sonra bastırılması yöntemini tercih ettiği iddiaları var.

Şimdi, bu iddialar ortadayken ve bütün bu iddiaların tamamen kamuoyu vicdanını aydınlatacak şekilde ortaya çıkması gerekirken yapmamız gereken şey şudur: Değerli arkadaşlar, bizim ilk etapta bu araştırmaya çağırmamız gereken kişiler o... Ki bu Komisyonun kamuoyunda ilk intibaı çok önemlidir. Temmuzda ne yaşandı, 15-16 Temmuzda? Mesela istihbarat bilgisi Sayın Cumhurbaşkanına saat kaçta gitti? Beş buçuk saat Sayın MİT Müsteşarının Genelkurmayda kaldığı söyleniyor; beş buçuk saatte neler oldu? MİT Müsteşarı hangi saate kadar Genelkurmayda kaldı, neler konuşuldu, kiminle görüştü, kim kiminle görüştü bu gece boyunca? Türkiye'den yurt dışına telefonlar açıldı mı? Bütün yetkililerin telefon kayıtlarını istemeliyiz. Birileriyle konuşuldu mu, neler oldu? Şimdi, bütün bunları tartışmak, bütün bunları öncelikle açığa çıkarmak gerekirken hem usule, baştan rica ettiğimiz demokratik ve hukuki usullere aykırı hem de bu Komisyonun aydınlanması konusunda zaman kaybettirici birtakım şeyler hissediyoruz.

Bakınız, Sayın Başkan, yaptığınız bu tür şeyler en başta Adalet ve Kalkınma Partisine ve Sayın Cumhurbaşkanına zarar verir. Türk toplumunda bir örtbas etme algısı yaratmayalım, bu Komisyon böyle bir algı yaratmamalı. Onun için -biraz önce değerli MHP'li arkadaşımın da söylediği, Mehmet Bey'in de söylediği gibi- öncelikle gelmesi gerekenler aktif bürokraside olanlar ve aktif siyasette olanlardır. Bizim önümüze gelen -tartışacağız, bunların çoğunu biz de istedik ama- sıralamada daha geride... Yani, önce ben burada Genelkurmay Başkanını görmek isterdim mesela gelmesi gerekenler içerisinde. Evet, emekli genelkurmay başkanlarını dinlemek istiyoruz, "Bu kadar insanı buraya nasıl yerleştirdiniz?" diye sormak istiyoruz, o ayrı mesele ama Sayın Genelkurmay Başkanı gelip beş buçuk saat, altı saat, sabaha kadar ne yaptığını ve darbeciyle aynı helikoptere neden bindiğini ve bugün de haberlerde yer aldığı gibi helikopter pilotunun bile darbeci olduğu bir helikopterde ne aradığını bize anlatmak zorunda. Oraya nasıl gitti, bunları nasıl ikna etti, bunları anlamak zorundayız biz. Bunları anlamadan bu darbenin arkasındaki saikleri, amaçları, olayları çözemeyiz.

Bakın, bugün yabancı ajanslarda bir haber yer aldı, diyor ki: "Bu darbeden sonra Türkiye, girmek istemediği Suriye'ye girdi; bu darbeden sonra Kıbrıs'ta taviz verecek." Bir şey daha söylüyorum size -bunu araştırıyorum, çıkarsa kamuoyuna açıklayacağız- eski bir müsteşarın 12 mille ilgili Yunanistan'la anlaştığı söyleniyor, imza attığı söyleniyor. Türkiye artık üç tarafı denizlerle kaplı olmayan bir ülke olabilir. Bütün bunları konuşacakken Nurculuk hareketi nereden gelmiş, nereye varmış, ne olmuş, bunları burada, bu Komisyonda bilmeyen bir siyasetçi olabileceğini düşünmüyorum. Biz bu işin felsefesini filan araştıracak değiliz, bunu daha önce de söyledim. Biz burada Türk milletinin vicdanını tatmin edecek şekilde, bu olayın siyasi aktörlerini, siyasi kadrolarını ve varmak istediği hedefi ve menzili ortaya koymak zorundayız. Bu Komisyon bunu yapmazsa görevini yapmamış olur tarih önünde.

İki, bu Komisyonun bu görevini yapması için önüne kim engel çıkarıyorsa ben onu kripto FETÖ'cü olarak kuşkuyla izlemeye başlarım.

Saygılar sunuyorum Sayın Başkanım.