KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, ben tabii, kısa sözler için Komisyon üyelerine nezaket gösteririm, onda hiçbir sorun yok. Hatırlatmamın sebebi, hani benim sorumun bitmediğiydi, yoksa kesilsin anlamında söylemedim.

BAŞKAN - Tabii, ışığınız yanıyor zaten, devam ediyor.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yoksa ne olacak birkaç dakika Komisyon arkadaşımız konuşsa, benim için şey olmaz.

Şimdi, burada şöyle bir sıkıntı ortaya çıkıyor: Bir; şimdi, bu tarihleştirmek bir çıkar uğruna olursa, bir siyasal çıkar uğruna olursa bu adaletsiz olur ve adaletsiz şeylerin sonuçta bir şekilde döneceğini biliyoruz. Şimdi, 2004 yılında bir Millî Güvenlik Kurulu kararı var, ilk resmî belge bu konuda elimize geçen, daha önce varsa onlara da bakarız. 2004 yılında bu grubun faaliyetlerine ilişkin ilk resmî belge ve Hükûmet, Sezgin Tanrıkulu'nun sorduğu soruya cevapta diyor ki: "Önergede bahsedilen konu Millî Güvenlik Kurulunun gündemine Hükûmetimiz tarafından getirilmemiştir." Zaten sayın komutan da teyit etti. "Ayrıca, söz konusu Millî Güvenlik kararını hayata geçirme yönünde Hükûmetimiz döneminde herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı alınmamıştır, herhangi bir adım atılmamıştır." Şimdi, burada bilmemiz gereken husus şu: Zaten bu komutanların tamamı ordudan tasfiye edildikten sonra bunların yerine getirilenlerin iyice ele geçirmesi sonucunda 15 Temmuz sürecine geldik. Yani 15 Temmuz gecesi bir geceden ibaret değil, ta 1980'li yıllardan başlıyor ama asıl öldürücü darbe 2007 yılında başlayan Ergenekon ve Balyoz davalarıyla Deniz Kuvvetlerinin, Kara Kuvvetlerinin, Hava Kuvvetlerinin, tamamıyla o subayların tasfiye edilmesi. Ki 15 Temmuz gecesinde çatışan, karşı duran, vurulan, şehit olan birçok insan da, birçok subayımız, kahraman askerimiz de bu Balyoz'dan atılmış komutanlardan geri gelen komutanların birliklerinde olanlar. O gece en şey yani halk da direndi ama halktan önce birliklerde vuruşan insanlar var, can veren, şehit olan insanlar var; bu davalardan gitmiş insanların, komutanların birliklerinde olanların da... Hepsini Genelkurmaydan teyit edebiliriz, böyle bir şey olduğunu görüyoruz. Şimdi, onun için buna böyle bir milat koymaya çalışmak, önce 17-25 Aralık veya Selçuk Bey'in dediği gibi işte, bir karar veya bu kararı kabul...

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - 16 Haziran 2016'da Bakanlar Kurulu terör örgütü olarak kabul etti.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, şöyle bir şey, o zaman ondan önce Fetullah Gülen terör örgütüne karşı atılmış adımların tamamı hukuksuz olur çünkü ortada bir karar yokken atılmış olur.

Şu şüpheyi halkın vicdanından silmek zorundayız yani şöyle bir gerçek sanki bizim karşımıza çıkıyor: Fetullah Gülen Cemaati ne zamanki Adalet ve Kalkınma Partisiyle anlaşmazlığa düştü ondan sonra suç örgütü, ondan önce şey yaptığı insanlar? Yani şöyle bir şey, 17-25 Aralıkta, daha sonra çünkü bunların hepsi de Hükûmetin atadığı savcılar ve hâkimlerdi ve yasal bir görev yapıyorlardı sonuçta, görünürde yasal bir görev yapıyorlardı, bunların hepsi hâkim ve savcıydı, görevlerinin gereğini yaptıklarını söylüyorlardı. Oysaki ondan önce mağdur edilen insanlar suç süjesi kabul edilmiyor gibi bir şey. Kuddusi Okkır ne olacak? Öldü adam. Dursun Çiçek, beş senesi gitti adamın, beş senesi gitti. Tamam ben de burada ölüm riski atlattım, bana karşı da suç işlediler ama o adamın beş yılı gitti. Burada bu kararı alan 4 orgeneralin tamamı da şey yapıldı.

Şimdi, paşaya sormak istediğim konu şu: 2004 yılında bu kararı aldıktan sonra burada zaten işlem yapılmayan bir tek Hilmi Özkök, diğer Genelkurmay başkanları da tutuklandı.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Aytaç Yalman da var efendim, Aytaç Paşa da tutuklanmadı.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - O zaman 2 orgeneral tutuklanmadı, diğer 3'ü tutuklandı: Özden Örnek, İbrahim Fırtına ve Şener Eruygur.

Şüphemi paylaşıyorum: Herkesi dinlediklerini düşünüyorum. Sizi de bilmiyorum, siz de dinlediğinizi hiç hissettiniz mi Genelkurmay Başkanı olarak ama? 2004 yılından 2006 yılına kadar Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemde, bu kararın gereğinin Hükûmet tarafından yapılmadığı dönemde Genelkurmay Başkanı olarak somut olarak hangi adımlar atılmıştı?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Daha evvel de arz ettim Sayın Milletvekili, Millî Güvenlik Kurulunda ve Askeri Şûra güvenlik brifinglerinde her seferinde bunlar söylenmiştir Hükûmete.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hayır, mesela, "Şu liste ordudan atılsın, bunlar..."

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Bir defa, takip etmesi gereken Cumhurbaşkanımızdır, mutlaka da etmiştir.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Komutanım, şöyle somut adım sordum ya, şunu söylüyorum: Mesela, diyelim ki 2005 yılı Yüksek Askerî Şûra toplantısına "Şu listedeki subaylar Fetullahçıdır ve ordudan atılmalıdır." diye bir teklif götürdünüz mü?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - "Fetullahçıdır." diye götürmedik efendim, kaç defa izah ettim Sayın Milletvekili.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Efendim, burada Fetullahçılıktan açık bahsettiğiniz için söylüyorum.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hayır, onu götürmedik. Biz Askerî Şûraya disiplinsizlik yönünden götürüyoruz ve ihraç ediliyor orada.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Komutanım, burada diyorsunuz ki: "Türkiye'de Nurculuk faaliyetleri ve Fetullah Gülen" diye Millî Güvenlik Kurulu kararı var. Bu kararı istisna tutup "Şu ekteki 180 subay veya 300 subay veya işte oradakiler belli zaten, Fetullahçılık veya şeriatçılık veya gericilik veya laiklik ilkesine" diye bir liste göndermediniz.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hayır, böyle bir liste vermedik ama bütün olarak...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - O zaman Genelkurmay da Hükûmet gibi 2004 yılından itibaren görevini yapmamış.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hayır efendim, bakın ama yanlış anlıyorsunuz. Genelkurmay her Yüksek Askerî Şûra toplantısında bunları gündeme getiriyor ve problemlileri ordudan ihraç ediyor, bunu birkaç defa söyledim. Yani, onun dışında böyle şey olarak...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Komutanım, şimdi somut adımla kastımız şu... Çok özür dilerim, tartışma olsun diye...

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Yani, ihraç planını uygula diye Hükûmete baskı yapmak benim görevim değil ama her seferinde biz Hükûmete arz ediyoruz, Askerî Şûra'da gündeme getiriyoruz. Her Askerî Şûra'da birçok insan atılmıştır ve benim zamanımda hatırlarsanız hepsine de şerh konmuştur.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Anladım Komutanım. Sadece şunu sorayım o zaman: Mesela, Mehmet Dişli, Mehmet Partigöç, bilmem ne gibi o gece aktif olarak "yurtta sulh komitesi" dedikleri generallerle ilgili bu 2004-2006 yılında herhangi bir işlem yapıldı mı "Bunların şu faaliyetleri var." diye.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Onlar bilinmiyordu, bilinseydi yapılırdı. Yani, onların Fetullahçı olduğu bilinseydi mutlaka birliklerinden -Kara Kuvvetlerine mensuptur kendileri- Kara Kuvvetlerinden veya MİT'ten ve Emniyetten bize gelirdi, biz işlem yapardık. Ama gelmiyorsa -dediğim gibi- Silahlı Kuvvetlerin dışarıda istihbari bilgi toplayacak unsuru yoktur.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - O zaman, Komutanım, bununla bağlantılı son sorum şu: O dönem, bu şekilde özellikle laiklik ilkesini zedeleyecek akımlarda olduğunu, aşırı radikal, gerici -dindar demiyorum- dinci akımlarda olduğunu düşündüğünüz ve bu işe daha sonra bulaşan subaylarla ilgili bir işlem yaptığınızda Hükûmetin size karşı tavrı ne oluyordu?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hükûmet bana o konuda hiç tavır almadı. Sadece alınan tavır şerh konmasıdır ve şerh konmasına müteakip benim bir basın toplantısında verdiğim çok sert bir cevap vardır. Hâlâ bu kadar sert yazmamalıydım diye de düşünüyorum açıkçası. Bunu bugün Oda TV'de de yazdı birisi, oradan da alabilirsiniz. Ben bunu açıkça kamuoyu önünde basına şey ettim yani bu, irticai faaliyetlerde bulunanları yüreklendirmiştir dedim. Daha ne desin ki bir genelkurmay başkanı?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.