KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tabii, orada şeyi sormuştum, sizin bilginiz dâhilinde bu MİT Müsteşarı veya... Böyle bir şey biliyor musunuz, Şenkal Atasagun'un aranması ve Hrant Dink'le alakalı "Uyarın." diye bir konuşma yapıldığı hakkında bir bilginiz var mı?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hayır hayır, yok. Zaten o konular genellikle gelmez bana, daha alt kademedekilere sormak lazım.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Komutanım, bu darbeci askerlerin ifadelerinden, daha önce yazılmış beyanlardan, tanık ifadelerinden anladığımız kadarıyla, 1980'li yıllardan sonra Harp Okullarına ciddi bir yerleşme yapıldığına, hatta 86-87-88 devrelerinin sorularının çalındığına yönelik çok ciddi deliller olduğuna, bunların 1994'te mezun olduğuna ve 15 Temmuz darbe girişiminin ağırlıkla 1994 mezunları tarafından yapıldığına yönelik çok ciddi deliller, hatta itiraflar var. Hatta Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Emir Subayının -Levent Türkkan'dı galiba- ifadelerine de baktığınızda...

Türk Silahlı Kuvvetleri bu anlamda bütün halkımızın göz bebeği çünkü bizi korumakla görevli bir kurum ve bu kurum devasa bir kurum. Böyle bir kurum içerisinde böylesine bir örgütlü organizasyon, işte, 1980'li yıllardan başlayarak geliyor ve benim gördüğüm kadarıyla, görünür ilk suç teşebbüsü olarak da Ergenekon davası ve kumpas davaları dediğimiz diğer davaların tezgâhlanması söz konusu. O dönem, ben hatırlıyorum basına çıkan haberlerden, birçoğunun da Genelkurmay kaynaklı çıktığını gördük yani o Hıfzı Çubuklu'nun Genelkurmay Karargâhı'nda dinlenmesinden tutun, birçok belgeye kadar. Sizin Genelkurmay Başkanlığı döneminizde ilk MİT raporu geldiği söyleniyor Ergenekon'la alakalı.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Evet, doğru.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bu ilk MİT raporu geldiğinde ne yaptınız efendim? Yani nasıl adımlar attınız, onu bir söyleyebilir misiniz?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Şöyle anlatayım: İlk MİT raporu geldiğinde belgeyi inceledik. Ben de inceledim şahsen, iyice okudum ve hiçbir zaman bana olabilecek bir şey olarak görünmedi, hiçbir zaman da orada yazılan şeyler olmadı. "Ergenekon" adı böyle kondu ama o Ergenekon davasıyla ilgili herhangi bir şey olduğunu tespit etmek mümkün değil. Ve ben bunu İstihbarat Başkanına göndermekle yetindim, ondan sonra da ona daha fazla bir işlem yapılmadı. Öyle şeyler yapılıyor ki mesela, bir kişi yazılmış falanca seviyeye, onun altındaki seviyeye onun komutanı olan kişi yazılmış yani tutarsız. Devletin işleri, ekonomi, bilmem ne, böyle kocaman bir şey. Bu, tabii, bana geldiği gibi devletin kademelerine gitmiştir. Yani ekonomiden tutun da siyasete kadar birçok konu olan bir belgeydi. O bakımdan, geldi, inceledim, ondan sonra bana tutarlı gelmediği için gönderdim. Bunu mahkemede de sordular, aynen böyle söyledim Sayın Vekilim.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Komutanım, şimdi, bu tutarsız raporlar geldikten sonra veya bu sahte deliller de çok inandırıcı çıktıktan sonra siz, 2009-2010 yıllarında Ergenekon davasında "Bu raporlar tutarsız, bunlar gerçekten hiyerarşik sistem içerisinde yazılmayacak şeylerdir." diye bir ifade verseydiniz belki insanların acısı daha az olabilirdi.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Efendim, Ergenekon konusunda ben de hem savcıların bütün sordukları suallere cevap verdim hem de mahkemede şahit olarak dinlendim, orada da bütün sorulan soruların, gerek mahkeme heyetinin gerek savcıya gerekse daha evvel diğer savcılara hepsinin cevabını verdim.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şunun için söylüyorum Sayın Komutanım: Sizin tabii, biz doğmadan önce bir tecrübeniz var, 1957 yılında Nurcuları gördüğünüzü söylüyorsunuz ve bir grup olarak Harp Okulunda...

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Harp Okuluna nüfuz etmekte olduklarını gördüm.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Nurcuları demiyor, orada bir yanılma var, Işıkçılar onlar. "Hüseyin, Seâdet-i Ebediyye..." dedi sayın paşam, "Seâdet-i Ebediyye" Işıkçılar diye bir grup, daha önce Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmış bir yarbay veya albay kendisi ve aynı zamanda kimyager.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Evet, doğru.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Komutan "Nurcular" deyince biz...

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Işıkçılar ile Nurcuları ben bir, aynı yerden kaynaklanıyor... Belki farklıysa bilmem. Yani Işıkçılar, tamam.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani gene onlar Nurcudur. Şimdi, şöyle bir şey, şu açıdan bu beyanınız önemli: Demek ki Türk Silahlı Kuvvetlerine sinme çabası yeni bir çaba değil.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Değil.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani bu hareketi, Fetullah Gülen bunu nereden öğrendi veya böyle bir şeye nereden şey yaptı derken bunun ta köklerinin 1957 yılına kadar gittiğine yönelik Genelkurmay Başkanının bir tanıklığı söz konusu, önemli bir bilgi bu. Şu anlamda önemli: Türk Silahlı Kuvvetlerini bu yapılardan koruma açısından, işin tarihini bilmek açısından önemli söylediğiniz. Demek ki 1957 yılından beri böyle bir yapılanma söz konusu.

2004 yılında şurada gördüğüm bir MGK kararı var. MGK kararının altında Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaşkanı; Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan; Hilmi Özkök, Orgeneral, Genelkurmay Başkanı; Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı; Abdüllatif Şener, Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı; Cemil Çiçek, Adalet Bakanı; Vecdi Gönül, Millî Savunma Bakanı; Abdülkadir Aksu, İçişleri Bakanı; Aytaç Yalman, Orgeneral, Kara Kuvvetleri Komutanı; Özden Örnek, Oramiral, Deniz Kuvvetleri Komutanı; İbrahim Fırtına, Orgeneral, Hava Kuvvetleri Komutanı; M. Şener Eruygur, Orgeneral, Jandarma Genel Komutanı.

2004 yılındaki karar şunu söylüyor:

"1) Millî Güvenlik Kurulu 25 Ağustos 2004 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanının başkanlığında olağan toplantısını yapmıştır.

2) Kurulun bu toplantısında, 24 Haziran 2004 tarihli MGK toplantısının gündem konularından biri olan Türkiye'de Nurculuk faaliyetleri ve Fetullah Gülen konusu gündeme gelmiş, yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanması uygun görülmüş ve bu konudaki tavsiye kararının Hükûmete bildirilmesine karar verilmiştir."

Burada gördüğüm, sizin dışınızda bu 4 komutanının da Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında tutuklandığını, hatta hapse koyulduğunu -hepsi de orgeneral olmak üzere- bir intikam alındığını da görüyoruz. Yani bu 2004 kararı, Fetullah Gülen örgütünün de elinde olduğu için zaten bu çıktı. 2004 yılından itibaren Millî Güvenlik Kurulu kararıyla Nurculuk ve Fetullah Gülen konusu gündeme geliyor ve bir terör örgütü olarak da, bir suç örgütü olarak da mücadele edilmesi gereken bir konu olarak resmî bir evraka giriyor; tarih belli, 2004 yılı. Bundan sonra siz bir adım atılmadığını söylediniz. Peki, siz bu sırada...

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - "Adım atıldığını görmedim." dedim, çok farklı.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Adım atıldığını görmediniz yani Genelkurmay Başkanı görmediyse...

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Ben bilmediğim şeyi demiş olmayayım yani Hükûmet atmış da bilgim dâhilinde olmayabilir ama ben görmedim.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Aykut Bey beni bağışlasın da, çok özür dilerim sözünüzü kestim Aykut Bey.

Ben Başkanken oraya bir açıklık getirecektim Aytun Çıray Bey açıkladıktan sonra. Siz, 2004 yılında böyle bir tavsiye kararı alıyorsunuz, "Sonra Hükûmetin ne yaptığını bilmiyorum." diyorsunuz. Bir olayın suç olarak kabul edilmesi ülkelere göre değişiklik arz ediyor. Bunlar: Bir, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir olayın suç olarak kabul edilmesi için Dışişleri Bakanlığının onaylaması gerekiyor veya İngiltere'de bir olayın suç olarak kabul edilmesi İçişleri Bakanlığının onayının olması gerekiyor, Türkiye Cumhuriyeti devletinde veya bazı devletlerde ise bu yargıyla yapılıyor. 2008 yılında özellikle 9. Ceza Dairesi bu yapıyı inceliyor, itirazlar geliyor, davalar geliyor ve terör örgütü davalarına bakan bir yargı unsuru, mahkeme burası ve şöyle diyor: "Burası terör örgütü değildir, hatta...."

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Selçuk, kanun çıkardınız.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Hayır, hayır; yok, yok; onu demiyorum.

Tamamlayayım da efendim, müsaade ederseniz eğer.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Adalet ve Kalkınma Partisi özel kanun çıkardı onu terör örgütünden çıkarmak için.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Milletvekilim, eğer tamamlamama müsaade ederseniz eğer...

Ceza Dairesi "Burası terör örgütü değildir, hatta bazı illegal örgütler veya radikal yapılar burayı devletçi olarak görüyorlar, burası terör örgütü değildir." diyor. Sonra buna itiraz ediyor savcılık. Burası Ceza Kuruluna gidiyor, Genel Kurula gidiyor. Genel Kurul 2008 yılının sonunda yine aynı şekilde bu yapıyı terör örgütü olarak kabul etmiyor. Biz, 2011 yılından itibaren AK PARTİ Hükûmeti olarak -ben de bir AK PARTİ Milletvekiliyim- burayla mücadele etmeye, onlar bizimle mücadele etmeye başladılar; hatta bunu sızdıranlar da onlar ve ardından da iktidara ortak olmak, iktidarı yönetmek, iktidarı yönlendirmek, hatta ve hatta devlet olma noktasında yürüyüşe çıktılar; bunlar belli. Bir, MİT Müsteşarına karşı yapılan operasyon, ardından MİT tırlarına karşı yapılan operasyon, ardından 17-25 Aralık operasyonu, hatta bana bazı şahıslar gelerek...

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Kumpas davalarını niye saymıyorsunuz? Onu da sayın.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Kumpas davaları, evet, onlar da öyle.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Hayır, kanunu neden söylemiyorsunuz?

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - "Niye saymıyorsunuz?" değil de "Kumpas davaları da..." derseniz, "Hatırlatıyorum." derseniz daha güzel olur.

BAŞKAN - Bir saniye...

Değerli arkadaşlar...

Bitirin Selçuk Bey.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bir dakika, bir dakika...

Selçuk Bey, çok rica ederim. Başkanı bu konuda uyaracağım. Siz girdiniz, ben nezaketen hiçbir şey söylemedim.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Teşekkür ederim.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ama Başkanın bu forvet davranışları... Bakın, siz konuşurken de biri müdahale ettiğinde Başkan hemen müdahale ediyor. Başkan, siz tarafsızsınız. Tarafsız kalmayacaksınız o görevi bırakın. Bakın, şimdiye kadar söyleyebileceğimiz birçok şeyi söylemiyoruz. Ama siz, muhalefet her konuştuğunda ya müdahale ediyorsunuz ya "Soruyu sor." ya "Kısa kes." Selçuk Bey nezaketle girdi, ben de ona söz verdim, bu böyle yürür.