AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Var Sevgili Başkanım, var.

Birincisi, hani gördüğünüz üzere makul bir şey geldiğinde hemen kabul ediyoruz yani öyle çok şey adamlar değiliz, kategorik olarak reddeden adamlar değiliz.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

Biz öyle bir kategoriye koymadık zaten.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Bunu demokratik bir atmosferde yapmanızı...

BAŞKAN - Öyle bir kategori yok.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Efendim, rica ederim, bu şu anki şey için; yoksa başındakileri unutacak durumda değiliz.

MİTHAT SANCAR (Mardin) - Üç saniyelik bir uzlaşma çıktı, hemen Hüseyin Bey bozdu.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Yeni başlıyoruz yani.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi teknik bir hesap yapalım, kaba bir hesap: Dört ayımız var, yüz yirmi gün süremiz oluyor; dört ay,"30x4=120" gün, kabaca yirmi hafta demek, yirmi haftada üç günden de altmış birleşim yapacağız demek. Şimdi, bu altmış birleşimde -normalde- uzmanlarımızdan şöyle bir hazırlık beklesek: Mesela, kabaca kaç kişiyle konuşacağız? Bu konuşmalar ne kadar sürer? Bunu görüp önceden bir plan yapabilmek daha anlamlı olabilirdi ama ben şunu öneriyorum: Bu şey, bu kadar geniş bir olayda yetmeyebilir. İlk etapta doğru bir şey salı, çarşamba, perşembe ama buna "15.00" dersek bir günün yarısını kaybetmiş olabiliriz. Bu, önemli bir şey. Madem buradayız, seçim bölgelerimizde değiliz, daha erken bir saatte, mesela, on buçukta başlayıp devam etmek gibi bir durum olabilir.

BAŞKAN - Yani, "Grup toplantısı olmadığı günler için, salı dışında." mı diyorsunuz?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani, gruba da katılmak zorunda değiliz, bu önemli bir şey. Yani, grup bizsiz idare edebilir, bizim için de grubumuz çok önemli ama bu önemli bir konu.

Bir de ne kadar insanı dinleyeceğimize biraz sonra karar vereceğiz, böyle bir şey olsun, esnek bir karar olarak bırakalım. Baktık olmuyor, sonuçta bu, Komisyon gündemine hâkim olduğu için, her an değiştirilip... Pazartesi belki bir de saha ziyaretimiz olacak, bir yere gitmemiz gerekecek, onu da şey içinde değerlendiririz.

BAŞKAN - Tabii, zaten esnekliği baştan...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Efendim, gördüğünüz gibi üç dakika konuştum ve çok lüzumsuz bir şey söylemedim galiba.

Teşekkür ederim.