AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, bir bu sistem tartışması, sistem tartışması... Biz tabii, bir gerçek ortaya çıksın diye elimizden gelen mücadeleyi veriyoruz. Ümitlerimiz de azalıyor ama o sistem tartışmasına bir girersek herhâlde bunun faşizme giden sistemden anlaşılmayacağını yani istihbarat örgütleri birleştirilmiş, ordu dağıtılmış, bilmem ne falan böyle bir şey olmadığını, bürokratik tecrübelerimizle, şununla bununla görüyoruz.

Birincisi şunu söyleyeyim Başkan: Burası önemli bir komisyon. Buranın bu 80 milyon insana bir sorumluluğu var, her şeyden önce siyasal bir sorumluluğu var. Sabah Ümit Paşa da geldi, vallahi ben ne dediğini çok anlayamadım, bir şey de öğrenemedim; koskoca ordu komutanı. Şimdi dönemin İçişleri Bakanı konuşuyor, vallahi ben şunu düşündüm yani bu ülkede darbe olmamış, biri bana diyor ki: "Kalk kalk, rüyaydı her şey." Ben konuşmadan şunu anladım: Darbe olmamış, 240 insan ölmemiş, ben burada bombalanmadım... Beni az daha öldürüyorlardı burada. Hiçbir şey olmamış, devlet bütün her şeyi muhteşem yapmış, nasıl olmuşsa 3 bin kişi... Yani 3 kişi yapsa diyeceğim ki: Ya bunu öğrenemezler. 3 bin kişi, uçağı, tankı, bilmem neyiyle Meclise saldırıyor, Saraya saldırıyor, Emniyet bombalanıyor, 50 şehit Özel Harekâtta var; vallahi ben bugün anladım ki bunların hepsi rüyaymış çünkü devletimiz muhteşem işini görmüş.

Diğer meseleye gelince, vallahi benim okuduklarımda ben şunu gördüm: Siz TÜRGEV üzerinden dershanelerini elinden alacakmışsınız, "Vay sen misin bizim dershaneleri alan?" diye başlayan bir kavga... "One minute, one minute." Yani bana biraz şey geliyor. "Bunların arkasında İsrail var, bunlar İsrail uşağı." falan filan tartışması gibi geliyor. Ama benim bunlardan anladığım, okuduğum bir sürü kitaptan, kaynaktan anladığım, bunların sistemini TÜRGEV üzerinden kendi üzerinize almaya çalışmışsınız, bunlar da buna çok kızmışlar ve o kadar kızmışlar ki, siz "Yapmayacağız." dediğiniz zaman da Başbakanı, Genelkurmay Başkanını dinlediği için de onun hepsini öğrenmişler.

Millete diyorsunuz ya: "Yahu arkadaş, şöyle, böyle..." 20 Aralıkta Fehmi Koru'yu Fetullah Gülen'e elçi gönderen dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bütün bu işlemler, Sayın Beyefendinin Başbakanlık Müsteşarlığından başlamak üzere... Bugün yargı hiç elini kolunu oynatamıyor olabilir, bir suça yardım ve yataklık ve aktif pişmanlık söz konusudur. Bu insanlara benim bunları söyleme şeyim var.

Hemşehriyiz, kırmak istemem ama geldiğimiz noktada öyle bir hâle geldik ki, burası şey gibi... Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Amerika'daki bir örneğine bakın "hearing" diyorlar, geliyor oraya Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, milletvekili soruyu sorunca... "Sen anlamazsın, biz devlet olarak gereğini yapıyoruz." şeyi geçti bitti yani ben onu söylüyorum.

EFKAN ALA (Bursa) - Getirin Amerika'daki demokrasiyi, yapalım.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Başkanlık sistemini...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yahu Hüseyin Beyciğim, rica ediyorum, başkanlık sistemi mi?

EFKAN ALA (Bursa) - Amerika'daki demokrasiyi getirin, yapalım.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Sataşmak için söylemedim.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yahu sataşmak için söylemediniz de arkadaşlar...

BAŞKAN - Evet, Aykut Bey sorusunu yöneltiyor şimdi.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yok, soruya, Komisyon tartışması şey olmadığı için... Yani ben, mesela bugün Komisyonla ilgili isteyeceğim şeyi Komisyon bitiminde değil de... Birkaç şey isteyeceğim bu sorudan başka ama direkt usul olarak şimdi Efkan Beye soru sormaya geldik ama benim Efkan Bey dışında Komisyondan isteyeceğim belgeler vardı, onlar kaldı yine. Neyse... Birincisi şunu söyleyeyim...

BAŞKAN - Onları yarına bıraktık ya sabah girişte.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Evet, ciddiyetle bir soru soruyorum, özet bir soru. Bu açılım süreci zamanında birtakım polis grubunun Başbakanlığa gelip Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla PKK terör örgütüyle görüştüğüne dair ve bu görüşmeler sonucunda da birtakım eylemlerin olduğuna dair size fotoğraflı, görüntülü bir sunum yapıldı mı Başbakanlığa? Sizin Müsteşar olduğunuz dönemden bahsediyorum. Yapıldıysa bu sunumu size kim yaptı? Sorum, söylediklerim anlaşıldı mı acaba?

EFKAN ALA (Bursa) - Ben anlamadım.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tekrar söyleyeyim onun için.

Siz Başbakanlık Müsteşarı olduğunuz dönemde bazı Emniyet yetkilileri Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla "draft mail"ler üzerinden haberleşmek üzere, bu sistemde örgütüyle ilişki kurduğuna yönelik ve açılım sürecinin bitmesi için bir sunum, fotoğraflı, görüntülü bir istihbarat sunumu size yapıldı mı? Yapıldıysa...

EFKAN ALA (Bursa) - Cevap vereyim mi?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Buna verin çünkü iki tane daha soracağım ben.

EFKAN ALA (Bursa) - Sorun da...

BAŞKAN - Bu soruya mı bağlı Aykut Bey?

EFKAN ALA (Bursa) - Böyle bir şey olmadı yani böyle bir şey yok.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tamam, bu, kayıtlara...

EFKAN ALA (Bursa) - Zaten böyle bir şey de olmaz, biz çağırırız yani geldi de böyle bir sunum yapıldı mı... Devlet sistemi böyle işlemez ki. Kim onlar? Yani ben çağırırım İstihbarat Başkanını, ekibiyle gelir, ondan sonra bir şey varsa söyler. Yani böyle çat kapı geldim, ben size bir şey... Onun bir hiyerarşisi var yani.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hiyerarşisinden bahsetmiyorum, "Böyle fotoğraflı, görüntülü bir sunum yapıldı mı?" diyorum.

EFKAN ALA (Bursa) - Yok, öyle bir sunumu hatırlamıyorum.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Kayıtlara geçecek şekilde siz de "Yapılmadı." dediniz, tamam.

İkinci sorum: Bu Fuat Avni sistemiyle ilgili bir çalışma yapıldı mı? Daha önce veya şu an Fuat Avni havuzunda kimlerin olduğu tespit edildi mi? Bu "Kısa Seyfi" denilen olay doğru mudur? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Üç: Adil Öksüz nasıl serbest bırakıldı? Adil Öksüz dosyasını incelediniz mi?

Ayrıca Komisyondan Adil Öksüz'ün yargılama dosyasının bir örneğinin alınmasını ve Adil Öksüz'ü serbest bırakan hâkim ile iddiayı gönderen savcının da Komisyon tarafından dinlenmesini rica ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz cevap vermeden ben bir şey söyleyeyim.

Şimdi, Adil Öksüz, biliyorsunuz şu anda firari, kaçak. Elbette ki önemli ve aydınlatılması gereken bir konu ama zaten savunması da alınamamış -sadece kamuoyunda bilinenleri ben teyit için bir araştırdığımda- tutuklamaya sevk ediliyor, serbest bırakılıyor; cumhuriyet savcısı itiraz ediyor, itiraz merci de serbest bırakılıyor. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu da bu 2 hâkim hakkında bu nedenle de soruşturma yapıyor ve açığa alınıyor bu 2 hâkim. Şimdi bu safhada.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bu 2 hâkim tutuklanmıyorken, o zaman böyle bir şey varsa, öğretmenin birinin Bank Asyadan kredi kartı var, hemen içerde. Anlayamadığımız veya şüphelendiğimiz husus bu.