| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Bursa Milletvekili Efkan Ala'nın,, Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 18 .10.2016 |
EFKAN ALA (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Hocam. İkazınızı da yani biraz böyle daha sakin... Belki konuşma üslubumdan, heyecanlı konuşma arzumdan değil ama refleksinden kaynaklanan böyle bir durum herhâlde hasıl oluyor, onun için... Ama, yine de ikazınız için teşekkür ederim, doğru.
Bence baştan yaptığınız değerlendirmeler de aslında bir yol haritası olarak, bir güzergâh olarak önemlidir. Oradan bakarsak, on sene sonra veya bir sonraki Meclis bunları değil de Türkiye'nin hedeflerini tartışıyor olur ama oralardan bakmazsak gerçekten Türkiye her seferinde olması gerekeni değil de olanı, olayları konuşuyor olur. Bunun bize faydası var ama arzu ettiğimiz büyüklükte bir fayda sağlamayacağı çok açık.
Şimdi, sorularınıza tek tek cevap verirsem... İç güvenlik yasasıyla ilgili daha fazla bilgilendirme olabilirdi, doğru. Ama, biz, tabii, içinde yaşadığımız zorlukların, sıkıntıların herkes tarafından, hele hele Meclis üyelerimiz tarafından bilindiğini düşünerek bazen hareket ediyoruz, oysa anlatmak lazım. Mesela, o zaman, ben iki tane şey söyleyeyim. Birisi, Emniyette -Mecliste de gösterdim, televizyonlarda çeşitli programlarda kamuoyunu bilgilendirmek için gösterdim- bu piramit -hatırda kalsın diye- tersine dönmüş, bunu özellikle yapmışlar, işte şeyin içerisindeki yapılanmalar, bunların hepsinin alınması lazım, alınınca geri dönüyorlar, bunlar için tedbirler almamız lazım gibi bilgilendirmeler yaptık ama anlaşılıyor ki mesele... Tabii, o zaman bu kadar açık bir durum da yoktu. Belki siyasi gerekçelerle de çok cankulağıyla dinlenmemiş olabilir. Biz de altını çizerek, yeterli vurgu yaparak belki anlatmamış olabiliriz, olabilir.
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Sayın Bakan, acaba orada muhalefetle -özür dilerim- ilgili sivil toplum kuruluşları ve muhalefetle bu gerekçeleri de paylaşarak ortak çalışma yapmayı deneseydiniz farklı bir sonuç çıkabilir miydi?
EFKAN ALA (Bursa) - Şimdi, bu tür işler, yaptığımız şeyler de oldu. Belki bunda çıkabilirdi ama yaptığımız şeyler de oldu. Çok sıkıntılı geçti daha sonrasında. Mesela, Jandarmayı bağlama konusunda Türkiye'de -Hocam takdir edersiniz ki- statüko o kadar güçlü ki bir dil oluşturmuş ve bunu siyasetçiler bile kullanabiliyor; "Siyasete bağlıyor." diyor, "Siyaset orada etkili olacak..." Bana siyasetçiler söyledi. Elbette siyaset, yönetmek için geliyor. Siyaset, Jandarma üzerinde etkili olmayacak da ne üzerinde etkili olacak? Yani, Jandarmasını kendi istediği biçimde, halkın ondan istediği şekilde o halktan sorumluluğu almış kişi yönetemezse, tayin edemezse ülkeyi nasıl yönetecek? Nitekim, orada örnek verdim. Bir Hocamız -şimdi Parlamentoda değil- bana kürsüden diyor ki: "Hocam, Lice'de şu kadar zamandır yol kazılmış. Neden onun tedbirini almıyorsun?" Kiminle alacağım ben? Oradaki Jandarma komutanıyla. Jandarma komutanı bir aydır orada. Olmuş ve haber vermiyor, o işe göz yumuyor hem orada milleti zora sokmak için hem bizi sokmak için. Oysa, beş dakikalık iş. Gittiği zaman, çağırdığı zaman orayı hemen doldurabilecek. Ben bunu görevden alamıyorum, bu yetkiyi getirmişim buraya. Bir şey söylemedi Allah var; sustu, gitti ama kürsüden çok ağır eleştirilerde bulunmuştu.
Yani, bizim o zaman getirdiğimiz şeylerin iki veçhesi vardı. Birisi, anında, o gün o tedbirleri almak. İkincisi, böyle bir ihtimali ortadan kaldırmak. Ben bunu da çeşitli mahfillerde açıkça söyledim: Bundan sonra şu adımı atabilirler ve bu adımı attıklarında başarılı olmamaları için Jandarmada bu değişikliği, hiç olmazsa asgari bu değişikliği mutlaka yapmamız lazım. Çünkü, hepsi birleştiği zaman darbelerin nasıl gerçekleştiğini biz daha önce gördük. Çok açık. Onun için orada çok ciddi bir dirençle karşılaştık. Olabilir, artık onu tartışmıyorum ama -Meclis milletvekili olarak kendime de söylüyorum, bütün arkadaşlarıma da- şunu yapmak lazım: Bir şey geldiği zaman -getirenden de bağımsız olarak- "Acaba memleketin faydasına bir şey getiriyor mu, bir şey olabilir mi?" ya da "Memleketin aleyhine bir şey var mı?" diye önce bir tartışmak, bir değerlendirmek -aslında hepimiz için geçerli- çok daha iyi sonuçlar sağlayabilir. Biz de getirirken belki bu kadar önemli meselelerde, önceden, daha üst düzeydeki karar vericilerle -yani daha üst düzeydeki karar vericiler derken yönetenler, partileri yönetenlerle- belki bir diyalog içerisinde, onlara önceden bilgi sunarak getirmeliyiz. Elbette bu ikazı ben kıymetli buluyorum yani onu yapıyoruz zaman zaman ama daha çok yapmalıyız, daha berraklaştırmalıyız durumu. O zaman belki daha iyi sonuçlar alabiliriz. Bu ikisi de, bu getirdiğimiz... Gerisi teferruattı. Vardı bazı şeyler; uygulamadan kaynaklanan sıkıntılar vardı, uyuşturucuyla ilgili sorunlar vardı, şunlar vardı, bunlar vardı ama asıl omurgasını önleyici tedbirler oluşturuyordu çünkü o gün de -dikkat ederseniz- daha devam ediyordu. Mesela, 17-25, 17-25'te bitmedi. O ay boyunca her gece "Bir başka ilde şu kadar kişi daha alınacak..." Karar çıkarıyorlar; "Şu kadar şöyle olacak.", "Burada bilmem neler olacak..." Sürekli devam ediyordu o, yani o gün bitmiş değildi ki, devam eden bir süreci akamete uğratmanın da gerekli düzenlemeleriydi onlar. Diğer taraftan, bu çözüm sürecine çok açıktan karşı olduklarını o süreçlerde yani MİT müdahalesinin hemen öncesinde ve sonrasında çok açık biçimde söylediler. Düşünün, bir yapı... Yani, böyle bir şey olabilir mi? Hükûmet bir program uyguluyor, bir proje uyguluyor; bunu siyasi partiler eleştirebilir, eleştiriyor da zaten. Siyasi parti olursunuz, sivil toplum örgütü olursunuz, siz de eleştirirsiniz ama devlette görevli memur olarak "Ben bu politikaya karşıyım, eleştiriyorum..." Böyle bir şey olabilir mi bir demokraside? Ama, bunlar oldu işte. O zaman biz de onlarla mücadele ettik ve onların gereğini olabildiğince sistem içerisinde yerine getirdik ki şu zorlukları da... Elbette biz hükûmet ediyoruz. Hükûmetlerin eksiği gediği olmaz mı? Bu tabii ki böyle. Ama, maksimumunu yapmaya çalışıyorsunuz, sistemin ve müttefiklerinin gücü bazen o kadar fazla oluyor ki yani sürekli bir engel... Onun için bu sistem değişikliği rahatlatacaktır. O bakımdan altını çok fazla çiziyorum.
Tabii ki burada bir açık... Güneydoğuda olan ya da terörle ilgili -biraz önce söyledim- mücadelemizde terörle bir kısmının açık bir iş birliği ortaya çıkmıştır. Ben daha kamuoyuna yansıyanları söyledim. Bu yapının terör örgütüne hangi teklifleri götürdüğü de istihbarat raporlarında çok açıktır, dehşetengiz teklifler götürmüştür. O, giderek hem de sınırı aşarak yani... Türkiye içerisinde olanlar hariç, Türkiye'nin dışında gidip oralarda çeşitli teklifler götürmüşlerdir. Bunlar da devlet kayıtlarında var, bilgileri var. Siyasi boyut yani bu FETÖ terör örgütünün PKK'ya götürdüğü, bölücü terör örgütüne götürdüğü...
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Bu noktada şey eksik kaldı Sayın Bakan: Bu son bir yılda özellikle savaşı, çatışmayı körüklemek, gerilimi daha yükseltmek için özellikle...
EFKAN ALA (Bursa) - Onu söyleyeceğim Hocam.
MİTHAT SANCAR (Mardin) - ...bu 2'nci ordu ve 7'nci kolordudaki operasyonları...
EFKAN ALA (Bursa) - Biz orada -sizler de durumu yakından izliyordunuz- kaç kez gereksiz birtakım yani vatandaş aleyhine olabilecek, bizim politikalarımız aleyhine olabilecek terörle mücadele... Ama, onu terörle mücadele olmaktan çıkaracak girişimlerin önlenmesi için kaç kez bizim bizzat yani Hükûmet olarak müdahil olduğumuzu siz de yakından biliyorsunuz bunlara ilişkin ve bunu yaşadık yani bunlar yaşandı, bunlar yaşanmadı diyemeyiz ama yaşandığını bildiğimiz... Her birine de o anda soruşturma açtık yani bağımsız, gerçekten doğru dürüst ortaya çıkarabilecek soruşturmalar açtık. Bir kısmı da kabul edelim ki zaten bu 15 Temmuz darbesinden sonra ortaya çıkıyor. Yani, daha öncesinden de bir sürü şeye hiç müdahil olmamışlar. Yani, olabildiğince orada Hükûmeti de zora sokacak, bu politikalarını da zora sokacak, "İşte, bakın, çözüm süreci ne menem bir şeydir." dedirtecek şeyleri yapmışlar. Yani, biz o dönemde hiç kimsenin elinden oradaki yetkisini almadık ki yani asayiş konusunda, terörle mücadele konusunda, o başka, bizim uygulayacağımız politika. Onu sabote etmek için orada yapmaları gereken görevi yapmayanların veya müdahale etmesi gerekirken etmeyenlerin bir kısmı tespit edildi, bir kısmı da belki ileride tespit edilecek, soruşturmalar açıldı, incelemeler de yapıldı. Böyle bir sorunun olduğu çok açık.
Siyasi boyut; bizim elimizde böyle bir bilgi yok. Yani "Bu darbede darbecilerin elinde şunlar da siyasi kanadıdır, siyasi boyutudur." diye benim şahsen elime geçmiş bir bilgi yok.
Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - "Sınırı aşıp görüşmüşler." dediniz yani bilgi sahibi olmamızda bir sakınca var mı?
EFKAN ALA (Bursa) - İşte, daha da terörü ağırlaştıracak, daha Türkiye'yi kaosa götürecek teklifte bulunmuşlar; bu, istihbari olarak böyle arkadaşlar.
BAŞKAN - Zeynel Bey, sorunuzu alalım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Muhatabı ne söylemiş peki?
EFKAN ALA (Bursa) - O kadar detayına ben şimdi girmeyeyim arkadaşlar.