| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .10.2014 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, kıymetli bürokrat arkadaşlarım, sayın basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Ekonomik büyümeyi etkileyen birçok unsur bulunmakta olup bunların başında yeni bilgi ve teknolojik yenilikler gelmektedir. Günümüzde bilgi artık bir üretim faktörü olarak kabul edilmektedir. Bilgi, bilimsel araştırma, proje ve patent geliştirme, buluşlar, AR-GE ve yenilik konusunda anahtar kurumlar da üniversitelerdir. Üniversitelerin bu anlamda kendilerinden beklenen katkıyı yapabilmeleri de ülkemizin genç ve zeki beyinlerinin üniversitelerimize çekilebilmesine, akademisyenliğin ve araştırmacılığın cazip bir meslek hâline gelmesine bağlıdır. Ancak, üniversitelerimiz ücret ve maddi imkânlar açısından yetenekli gençler için cazip yerler olmaktan çıkmıştır. Hayat standartları iyice gerileyen akademisyenler, değil bilimsel çalışma yapmak, ay sonunu bile getirememekte ve maddi sıkıntılarla boğuşmaktadır. Bu nedenle üniversiteler nitelikli akademik personel temininde güçlük çekmekte ve var olan personellerini de kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Bilgi toplumu olmanın önemini kavramış, iddialı hedefleri olan bir ülkede ekonomik durumlarını düzeltmek için öğretim elemanlarının önündeki seçenek daha fazla derse girmek olmamalıdır. Bugünkü ücret sistemi akademisyenleri araştırma yapmaktan caydıran bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.
Yükseköğretim Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile akademisyenlere yükseköğretim tazminatı ve akademik teşvik ödeneği verilmesinin öngörülmesi rakam yetersiz de olsa olumlu bir gelişmedir. Yetersiz de olsa diyorum, beklentiyi de ifade edeyim Komisyonda. Sayın Bakanım, yükseköğretim tazminatının asgari bin lira olması yönünde akademisyenlerimizden talep var. Yani, o yüzde 115, yüzde 100 oranını yüzde 150, yüzde 160 yaparsak ben akademisyenlerin bu anlamda -ki on iki yıldır, belki daha de geriye giderek de hesaplama yapılabilir- ihmal edilmişliklerini bir anlamda burada telafi etme imkânı doğar.
Tasarıdaki yapılan düzenlemede profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi, öğretim görevlisi ve okutman kadrosunda bulunanların yararlanması öngörülmüş ancak 2914 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 3'üncü maddesinde sayılan uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacısı unvanı, diğer öğretim elemanları tasarıda yer almamıştır. Uzmanlar da, çevirici ve eğitim öğretim planlamacıları da akademik personeldir ve -biraz önce ifade ettiğim gibi- kanunda da açıkça sayılmaktadır. Dolayısıyla, yükseköğretim tazminatından yararlanacaklar arasında uzmanların ve diğer öğretim elemanlarının yer almamasını maddi bir hata ya da unutkanlık olarak değerlendirmek istiyoruz. Aksi takdirde, bu bir ayrımcılıktır, bu bir eşitsizliktir, bu bir haksızlıktır. Bilim insanları arasında, akademisyenler arasında ayrımcılık yapmak akla da, hukuka da sığmaz ve asla kabul edilemez. Bizim verdiğimiz kanun teklifinde Hükûmetten gelen tasarıyı aynen aldık ve bu arkadaşlarımızı da kapsama dâhil ettik. Yani, bunu burada birleşsin ve dikkat çekilsin diye özellikle, motamot, teklif kısmını aldık ama oranlardaki artırma teklifimizi maddede yine vereceğiz.
Sayın Bakanım, bütçeye çok fazla da bütçeye yük getireceğini zannetmiyorum. Bunun getirisini, karşılığını ben alacağınıza yürekten inanıyorum. Hani, her konuşan, ekonomideki sorunlarla ilgili konuşanlar ne der? Yüksek katma değerli üretim, AR-GE yoğun sanayi. Ee, bunu sağlamak için de araştırmacılarımıza gereken değeri vermeliyiz.
Bugün göstergelere baktığımız zaman yüksek teknoloji ürün üretimi ve ihracatında maalesef geriye gidiş var Sayın Bakanım. Yani, yine İstanbul Sanayi Odasının yaptığı araştırmaya göre sanayimizin nispi olarak katma değeri düşüyor, yarattığı katma değer nispi olarak düşüyor. Yani, tüm bu hususları dikkate aldığımız zaman eğer biz... Ki orada da hedefimizi yakalayamadık, biliyorsunuz, AR-GE harcamalarının millî gelire oranında da yüzde 2 hedefimiz vardı, hâlen yüzde 1'e bile ulaşamadık. Yani, dünyadaki sıralamada çok gerideyiz, bilimsel göstergelerin hemen hemen hepsinde dünyadaki sıralamalarımız çok geri. Yani, bunlar akademisyenlerimizin araştırmaya gerekli zaman ayıramaması, imkânlarının buna elverişli olmamasından büyük çoğunlukla kaynaklanmaktadır. O nedenle, teklifimizin ifade ettiğim şekilde dikkate alınacağını umuyorum.
Ben, Sayın Bakanım, şahsınızda Hükûmete, tüm bürokrat arkadaşlarıma böyle bir tasarıyla geldikleri için de teşekkür ediyorum, emeği geçenler sağ olsun diyorum.
Sağ olun.