| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/750) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 10 .08.2016 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; görüşmekte olduğumuz tasarı üzerinde değerli arkadaşlarımız görüşlerini sundular, bunların büyük bir bölümüne elbette bizler de tartışmasız olarak katılıyoruz, katılmamız da gerekiyor. Bunlardan sakıncalı bulduklarımızın bir bölümüne duyarlılık gösterdiniz -sağ olun- bunlar da geri çekildi, tabii ki bu da bir ortak akıl, birlikte yönetim ve paylaşım adına da bir güzellik.
Bu anlamda, hepimizin ortak çekincesi şu: Demokrasilerde, gelişmiş ülkelerde hükûmetler, tıpkı firmaların kendilerini kurumsallaştırdıkları gibi, ülkeyi de belli bir noktaya demokratik anlamda taşımaları gerekiyor ama görüyoruz ki Hükûmetimiz her noktada, her konuda kendini yetkili kılıp, bütün işleri kendine toparlama gibi işini zorlaştırmaya doğru bir yola girmiş durumda. Ben bunun da birçok mahzurlarının olacağını, olduğunu yaşanmış örneklerden görebiliyoruz.
Tüm kanun maddelerinin sonuna baktığımda, "Bu konuda Hükûmetin yetkili kılınmasını." diyor. Hükûmetleri yetkili kılarak değil, kanunlara bağlayan -hükûmetler gelip geçici olsa da kanunların kalıcı olması anlamında- çalışmaların olmasının, ülkemiz demokrasisi açısından da bir kazanım olacağına inanıyorum.
Yine, 16'ncı maddede, Bakanlar Kuruluna birtakım teknolojik ve bilişim üzerinden yapılan, İnternet üzerinden yapılan işlemlerde, dilediği kişileri sanki vergi mükellefi yapacak ya da sorumluluğa çekecek gibi hükümler de var. Bu konuda, teknik olarak ilgili birimler, Türkiye'deki ilgili sivil toplum örgütleri, TOBB, TÜSİAD, TMMOB gibi birimlerden görev alınıp alınmadığını bilmiyorum ama bunun da bir gözden geçirilmesinde yarar var diyorum.
Bir de iklim değişikliği ve enerji tasarrufu açısından 14'üncü maddenin doğru olduğunu, sıkı bir denetimle ülkemize ciddi kazanımların olacağına inanıyorum.
Ayrıca, 25'inci maddede, belediyelerin çok önemli olan TEDES bünyesindeki çalışmalarındaki payının azaltılmasının belediyeleri oldukça zor duruma düşüreceğine inanıyorum.
Sayın Bakanım, hepinizin bildiği gibi, bu teknolojik yatırımlar, birazcık da bağımlı sistemler. Her ne kadar belediyeler o sistemi bir defada kurmuş olsa da onların bakımları ve benzeri giderleri, işte, ışık sistemi, sinyalizasyondaki bazı şeyler, sürekli değişim, gelişim gerektiren ve süreli parçalar. Bunların değişimi belli bir maliyetleri getirmekte.
Bir diğer boyutuyla bakıyorum, o illerde, gerek hasarlı gerekse can kayıplı birçok kazaların azaldığını gördük, bu da rakamlarla belli. Bu anlamda da belediyelerin önünü açmak, hatta gelişmiş ülkelerde yerel yönetimlerin yetkilerini güçlendirme adına bunun gözden geçirilmesinde fayda var diyorum. Yerel Yönetimler Yasası'yla ilgili geriye doğru iktidar partisi birçok değişiklik yaptı. Bu anlamda, Avrupa'yla entegrasyon gerekse olması gerektiği gibi -Sayın Bakanım, tabii, "para, gelir, kazanç" dendiği anda çok ciddi refleksler gösteriyor ama belediyelerimiz bu konuda dertli- az sayıda belediyede var ancak devletin kazanımı bazında iyi rakamlar var ama belediyeler de bu hizmetleri bir miktar giderlerini karşılama noktasında teknolojik olarak yatırımlarının devam etmesi için istemektedirler.
Ayrıca, şehit eş ve çocuklarıyla ilgili yapılan ÖTV indirimi de.. Biz bu konuyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak 14 Şubatta, hatta Millî Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülürken görüşlerimizi ifade etmiştik ama iktidar partisi üyesi arkadaşlarım, çoğunluğa dayalı anlayışlarıyla konuyu yeteri kadar dinlemeden reddetmişlerdi. Bugün, bu geldiğiniz noktada mutluluğumu ifade ediyorum. Bunların sayılarıyla ilgili bilgi de verilirse çok fazla değil ama ben bu konuya bir ilave daha yapılmasının yararını görüyorum. Kore, Kıbrıs gazilerinin... Kore gazisi, şu anda hayatta olan 3.072 kişi, Kıbrıs gazisi de 28.882 kişi, dul eşler de 13 bin kişi; toplamı 45.693 kişi Sayın Bakanım. Bunlar da dâhil edilirse biraz daha amaca uygun olacak. Gazi olmak, tıpkı engelli olmak gibi hiç kimsenin elinde değil. Sayın Başkanım, bu kararı ortak bir anlayışla gözden geçirelim. Bunun yanı sıra bir miktar da doğu ve güneydoğuda...
BAŞKAN - Muharip gazileri diyorsunuz, doğrudur.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Evet.
Sayın Bakanım yine kaş atıyor vallahi Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Bakanım mı?
KADİM DURMAZ (Tokat) - Evet, kesin karşı çıkıyor.
BAŞKAN - Sayın Bakan kaş atmaz ama.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Yani bu konuya da bir duyarlılık gösterelim.
Ben, bir iki gündür bunu görünce Gaziler Derneği Genel Başkanlığını aradım, rakamları aldım. Komisyonda bunu ortak bir anlayışla dile getireceğimizi, Hükûmetin de anlayış göstereceğini, ortak bir anlayışla da onları mutlu edecek bir haberi Meclis tatile girmeden verebileceğimizi söyledim.
BAŞKAN - Araçla ilgili olan, değil mi?
KADİM DURMAZ (Tokat) - Evet. Bu konuyu da gözden geçirirsek yararlı olacağına inanıyorum.
BAŞKAN - Aslında şehit yakınlarından ziyade gazilerin daha çok ihtiyacı var.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Cep telefonlarında ani sıçramanın çok olduğu görüşündeyim. O rakamın...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Artış yok, sadece Bakanlar Kurulundan geçen kararı kanuna taşıyoruz.
MUSA ÇAM (İzmir) - 40 liradan 160 liraya çıkıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, çıkmıyor. Onu, dün konuşmamda ifade ettim. Halihazırda yılbaşında Bakanlar Kurulu kararıyla biz bu tutarı 120 liradan 160 liraya çıkarmıştık. Şu anda...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye kanuna taşıyorsunuz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Biliyorsunuz, kanunen belirlenmiş tutarın üst sınırı var, ileride artış yapabilmemiz için kanuna taşımamız lazım ki ileride ihtiyaç duyulduğunda, enflasyonla beraber onu güncelleyelim. Yani bir artış yok.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Yerel yöneticilerde, adı terör olsun başka bir şey olsun, birtakım suçlardan ötürü ceza alan, makamından, görevinden olan seçilmiş insanların yerine Hükûmetin tasarruf kullanmasını çok demokratik bulmuyoruz. Bu konunun da gözden geçirilmesinde ülke barışı açısından da yarar var diyoruz.
Yine, Radyo ve Televizyon Üst Kuruluyla ilgili, 60'ıncı maddede vakıflara yayın lisansı verilmesinin de bir gözden geçirilmesi gerekiyor. Son operasyonla birlikte boşalan radyo ve televizyon frekanslarının vakıflara verilmesi, insanın aklına şu endişeyi de beraberinde getiriyor: Acaba ileride yeniden "Kandırıldık." diyebilir miyiz? Gelin, eğer olabilecekse ortak bir anlayışla tüm sivil toplum örgütlerine, belediyelere, sendikalara da bu şeyi verelim ama vakıflar olduğu zaman iş sıkıntılı oluyor çünkü vakıfların birçoğu Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin koyduğu hedeflere yönelik değil, kendi amaç ve hedeflerine yönelik çalışmalar yapıyor. Bu anlamda, ülkemizde yeni sıkıntıların oluşabileceğinden endişe etmekteyim. Birçoğunun zaten legal ya da illegal, bir başkasının adına da olsa kendilerinin sesi olan televizyon kanalları var ama devletin de bu konuda biraz daha çekinceli ve devlet geleneğimize uygun düşünmesini doğru buluyorum.
62'nci maddeyle ilgili, Orman Mühendisleri Odasından görüş aldık mı bilmiyorum Sayın Bakanım. Hâlihazırda çalışan onlarca orman mühendisimiz var. Tabii ki onlar görüşlerini ifade etmişlerdir ama bu konuda birazcık daha yaşanmış örneklerle beslenmesinde yarar olduğuna inanıyorum.
Yine, doğu ve güneydoğuda ya da bir başka yerde Gençlik ve Spor Bakanlığının Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bazlı rotasyona dayalı görevlendirme ve çalıştırmalarla ilgili...
Arkadaşlar, herkes çalışacağı yerde mutlu bir şekilde çalışmayı arzu eder ama rotasyona giden ailelerin birçoğu sıkıntılar yaşıyor, çoluğunun çocuğunun eğitimi, eşinin çalışma durumu ya da arzu etmediği bir şartta ve ilde çalışması onun çalışma şevkini oldukça kırıyor. Bu konuda Bakanlığın fazla müdahil olmadan, kanuna dayalı bir yetkiyle donatarak... Memurları ya da çalışanları istemedikleri yerde çalıştırmanın da çok doğru olmayacağına inanıyorum.
2 ilimizin il statüsünün sona erdirilmesi...
Sayın Bakanım, Türkiye ciddi bir sıkıntı ve badireyi atlattı, herkes iyi niyetle birbirini kucakladı. Bu güzel sevgi, barış, hoşgörü ortamında bu teklifin bir gözden geçirilmesini yani Türkiye'de -Sayın Genel Başkanımız da ifade etti dün, Sayın Bakanım Zekeriya Temizel Bey de ifade ettiler- 2 ilin daha olmasının çok ciddi mahzurları yok. O iller demoralize olmuş durumdalar, bayağı da sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. Asayiş bakımından da geriye doğru baktığınızda, yaşanan, hepimizi de üzen, içimizi inciten, hendeklerin açılması ve benzeri olumsuzlukların yaşanması noktasında da Hakkâri'nin çok olumsuzluklarla öne çıktığına da tanık olmadık. Bu anlamda da bu kararın gözden geçirilmesinin yararlı olacağına inanıyorum yani sevgi dili, barış dili uygulamalara da yansırsa ülkemizde çok ciddi olumlu gelişmelerin olacağına inanıyorum.
Teşekkür ederim.