KOMİSYON KONUŞMASI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şırnak milletvekilimizin sorduğu 3 soru var. Birincisi "Yani, amacınız burada bir askerî üs olarak Cizre'yi konumlandırmak mıdır?" Bir Hükûmetin bir medeniyet bakiyesi yer için -ki bizim için çok önemli hem Cizre hem Şırnak- böyle bir şey düşünmesi asla mümkün olmaz, birincisi bu.

İkincisi "Acaba Türkiye'de başka türlü merkezlerde böyle bir değerlendirme yapacak mısınız?" Elbette ki böyle bir düşüncemiz söz konusu değildir.

Üçüncüsü "Başbakanlık sosyoekonomik bir analiz yapmış mıdır bu konuda?" Yapılan ve sunulan her kanunun, her değerlendirmenin kendine ait bir etki analizi vardır hem Bakanlık hem Başbakanlık bu etki analizlerini ortaya koymuşlardır.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nereye koymuşlar etki analizini, ben onu anlayamadım, hangi tasarıya koymuşlar? Biz acaba bu Komisyonda değil miydik, başka bir zaman herhâlde.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yine, şunu söylemek isterim "Vekil çıkarmadığınız için böyle bir tasarrufta mı bulunuyorsunuz?" sözüne de: Yani, biz sizin için nasıl milletvekili çıkarmadığınız yerlerde böyle bir şey düşünmezsek -herhangi bir siyasi partimiz için- bizim için de böyle bir şey düşünülmesini asla kabul etmeyiz, çok da doğru bulmayız. Israrla bir şey söylüyorum: Yani, bu bölgeler önümüzdeki günlerde çok önemli avantajlarla karşılaşacaklar, çok önemli cazibe merkezleri olacaklar, yatırımlarla karşılaşacaklar ve bunu da bölgenin milletvekili olarak, illerin milletvekilleri olarak sizler de yaşayacak ve oradaki seçmenlerinizle paylaşacaksınız. Bunu ifade etmek istiyorum. Yani, bunu Şırnak'ın ve Hakkâri'nin şu andaki durumları için değil hem Türkiye'nin tamamına bakış açımızı bir kez daha ifade etmek ama özellikle buralarda ülkemizin nasıl bir geleceğe ait strateji konumlandırdığını bir kez daha ortaya koymak için söylüyorum.

Bir değerlendirme var "Ademimerkeziyetçilikten merkeziyetçiliğe doğru gidiliyor, bir evrenizm oluşuyor." diye. Bakın, yani, özellikle, belki de AK PARTİ için ve Hükûmetimiz için ifade edilmemesi gereken bir cümledir bu. Yani, gerek büyükşehir yasalarında ortaya konulan değerlendirmeler... Dünya birçok kavga var Doğu-Batı kavgası gibi, dünyada birçok kavga var sınıf kavgaları gibi, bir önemli kavga daha var merkez ve çevre kavgası. Şimdi bu merkez ve çevre kavgası içerisinde yaklaşık on beş yıllık iktidarı döneminde çevreyi bu kadar kuvvetlendiren, çevre ve merkez arasındaki dengeyi kuran, çevrenin aleyhine olan dengeyi çevre lehine geliştirmeye çalışan ama aynı zamanda gerek bütçe imkânlarını... Bu Plan ve Bütçede bir söz söyledim ben, siyasi hayatımın önemli sözlerinden bir tanesidir, o gün söylediğim için değil, başından itibaren: "Bence siyaset bütçedir." Yani, neyi nereye ne kadar vereceğinizi ifade eden bir anlayışın kendisidir. Eğer eğitim politikalarınızı ortaya koyuyorsanız siyasetiniz eğitim politikalarına göredir; sağlık politikalarınızı ortaya koyuyorsanız sağlık politikalarına göredir. Eğer çevre-merkez anlayışında merkezden alıp çevreye yönelik bir bütçe yönlendirmesi yapıyorsanız demek ki politikanız sizin... Çünkü esas parayı transfer ediyorsunuz, önemli olan parayı transfer etmektir. Yani, oradaki dengeyi kurabilmek için AK PARTİ'nin parayı transfer ettiği merkez çevredir, yeni merkez. Bunun kendi birtakım sosyolojik, sosyoekonomik birçok sebepleri var ama ademimerkeziyetçilikten AK PARTİ'nin ayrıldığı, yerel yönetimlere yönelik politikalardan vazgeçtiği ve merkeziyetçiliğe doğru evrildiği ifadelerini tabii kabul etmemiz mümkün değil. Böyle değerlendirmeleri sizler yapabilirsiniz ama son Büyükşehir Yasası dâhil olmak üzere Türkiye'nin son kırk-elli yıldaki en önemli ademimerkeziyetçilik adımıdır.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Geri çekmeyi düşünüyorsunuz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Kesinlikle, zinhar.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tasarıda var.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yok, yok.

Bu, özellikle merkezî bürokrasiden seçilmişlerin kendi bütçeleriyle beraber değerlendirilebileceği bir anlayışa bunu devretmektir. Bu Diyarbakır'da da böyledir, bu Trabzon'da da böyledir, bu Balıkesir'de de böyledir, bu Van'da da böyledir, bu İzmir'de de böyledir, dikkat ediniz. Ama burada hukukun üstünlüğü ve seçilmişliğin gereğini yerine getirme kavramları elbette ki bu Meclisin de, hepimizin genel sorumluluğu içerisindedir. Buradan vazgeçmiş değiliz, buradan vazgeçmemiz de mümkün değildir, Türkiye'nin istikameti de ademimerkeziyete yöneliktir ve bu noktada gitmelidir. Ne Büyükşehir Yasası'ndan vazgeçeriz... Ha, ufak tefek düzeltmeler olur mu? Yani, ufak tefek düzeltmeler olabilir. Neden olabilir? Çünkü bir yasayı yeni koymuşsunuz yürürlüğe. Ama bu düzeltmeleri kimse şöyle bir şey zannetmesin: Bu düzeltmeler merkeziyetçiliğe yönelik evrilmeler değildir kesinlikle; bu düzeltmeler tamamen şu iki üç yıl içerisinde Büyükşehir Yasası'nda görülen yürüyüş, Büyükşehir Yasası'nda görülen yürütmedeki birtakım farklılıkları belki daha dengelemek için ortaya konulan bir anlayışın kendisidir. Bilmenizi istiyorum ki ademimerkeziyetçilikte daha işin başındayız. Birçok şeyi yerel konuda daha etkin hâle getirme konusunda değerlendirme ortaya koymak durumunda olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Bir ifadeyi daha söyleyeyim: Hakkâri ve Şırnak büyükşehir değildir. Yani, mevcut Hakkâri ve Şırnak merkez ilçe belediyesidir. Yani, onlar büyükşehir belediyesi olsa tüm sınırlarıyla ilgili bir belediye kavramı olur. Oysa, Hakkâri ve Şırnak, diyelim ki, bugün oradaki Yüksekova ilçe belediyesi neyi ifade ediyorsa... Özelliği, şehrin merkezi olmasıdır, doğru. Yani, belediye açısından söylüyorum. Yani, belediyeyi cezalandırmak veya diğer bir belediyeyi cezalandırmak... Statü değiştirmiyorsunuz ki belediyede, belediye aynı belediye. Hem Hakkâri Belediyesinin hem Yüksekova Belediyesinin, hem Şırnak Belediyesinin hem de Cizre Belediyesinin aynı belediyeler olduğunu ifade etmek istiyor, çok teşekkür ediyorum.