KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, kıymetli bürokrat arkadaşlarımız, çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, kıymetli basın; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, açıkçası tabii buradaki tartışmalar bağlamında belki bir şeyi de tespit anlamında ortaya koyarsak, eğitimin niteliksel ve niceliksel boyutunu aslında tartışıyoruz bir manada. Tabii, nicelik dediğimiz boyutta aslında fiziksel altyapıyı önemsiyoruz ve burada önemli altyapı yatırımlarıyla desteklenmesi gerekir diye görüyoruz. Onun için belki de şunu söylüyoruz: Düne kadar Şanlıurfa'da bir derslikte 120 öğrenci varsa, bugün yoksa, dolayısıyla biz de doğal olarak diyoruz ki, derslik başına düşen öğrenci sayısını azalttık ve dersliklerimizi, okullarımızı arttırdık. Peki, bu manada bunu ortaya koymakta fayda var.

Öte tarafta, nitelik boyutunda beşerî sermayenin ortaya çıkması noktasında elbette ki ifade edilenler, elbette ki konuşulanları belki not almak, bunlardan faydalanmak ve öz eleştiri bağlamında görmek, bunları değerlendirmekte fayda var.

Ben, sözlerimin başında, Sayın Bakanım, özellikle doğu ve güneydoğudan, biraz önce de Şanlıurfa'dan bahsederken bu manada... Yani, mutlaka bir yeri bulmak isterseniz bulursunuz, bir örnek getirmek isterseniz "Efendim, falan yerde de, falan mahallede de 100 kişi var, 60 kişi var." derseniz, hafızaları zorlarsanız bulursunuz. Ama, biz de bunları tamamlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Doğu ve güneydoğuda son yıllarda, belki son beş altı senede ağırlıklı olarak son derece önemli okullar, önemli ihtiyacı karşılayacak olan sınıflarımızı yaptık. Sizlere teşekkür ediyorum.

Bugün, İstanbul'dan sonra, zaman zaman İstanbul'la yarışır bir boyutta olan Şanlıurfa'daki eğitimle ilgili de zatıalinizi, Sayın Bakan Yardımcımızı, bürokrat arkadaşlarımızı her ziyaret ettiğimizde, Şanlıurfa'yı çok önemseyerek masaya yatırdınız, onun için de teşekkür ediyorum. Neden Şanlıurfa diyorum? Genç nüfusun yüksek olduğu bir il. Her sene 544 bin kişinin 1'inci sınıfa kayıt yaptığı bir il. Onun için önemsiyorsunuz. Tabir yerindeyse ben şöyle diyorum: Türkiye'nin en büyük nüfus fabrikasının olduğu il Şanlıurfa'dır diyorum. O manada katkı sunuyoruz, Türkiye ortalamasının çok üzerindeyiz ama Bakanlığınızın da eğitimle ilgili olan desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Bir diğer konu Sayın Bakanım, bu Komisyonun bugün belki tartışması gereken bir konu daha var, ben de düşüncemi ifade etmek istiyorum: Ana dilde eğitim. Tabii ki biz...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Gök, düzeltelim isterseniz, 544 bin öğrenci her yıl Urfa'da 1'inci sınıfa kaydolursa Urfa ancak...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "54 bin" diyecekti.

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Pardon, özür diliyorum. 54 bin, doğru. Çok teşekkür ediyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Gözden kaçmıyor.

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Çok teşekkür ediyorum. Özür diliyorum, 54 bin. Çok teşekkür ediyorum düzelttiğiniz için.

Sayın Bakanım, ana dilde eğitimle ilgili, Komisyonun, belki herkesin düşüncesini ifade etmesini arzuluyorum, istiyorum açıkçası. Çünkü, madem Millî Eğitim bütçesini görüşüyoruz, çok değerli Komisyon üyesi sizler, bizlerin ne düşündüğünü, siyasetin ne düşündüğünü kamuoyunun bilmesini istiyoruz. Aslında siyaset bunu tartışması gerekir.

Şimdi, tabii, bunu konuşurken siyasi argümanlarla bizim isteyip istemediğimizi de bir tarafa bırakmamız lazım. Ana dilde eğitim denildiği zaman, artıları ve eksileri, bilim dünyası, araştırmacılar, üniversite, dünyadaki uygulamalar, basın camiası, kamuoyu, medya topyekûn ülkenin ve milletin evlatları olan çocuklarımızın faydasına ise biz bunu ortaya koyalım, bunu siyasi argümanlarla birileri istedi, biz istedik, birileri de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - ...yapıyor görüntüsünün kamuoyuna algı yerine dönüşmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz.

Biz bunları kamuoyunda tartışacağız. YÖK Başkanımız burada. Kendilerine de hayırlı uğurlu olsun diyorum, başarılar diliyorum. Belki bu dönemde en çok üniversitelerin özellikle ana dilde eğitim ve özellikle de çözüm sürecinde gençliğin rolü ve üniversitelerin faktörünün ne olduğunu da tartışmamız gerekir diye düşünüyorum. Bunları ortaya koymamın sebebi şu Sayın Bakanım: Çözüm Komisyonunda bizler beş ay boyunca bir rapor yazdık ve detaylı bir çalışma yaptık. Gerek gezdiğimiz yurt dışındaki ülke örneklerinde ve gerekse Türkiye'nin doğusu ve batısındaki yaptığımız bütün temaslarımızda, sivil toplum kuruluşlarında âdeta onların sesi ve onların ifade ettiklerini açıklamaya çalışıyorum. Dolayısıyla, biz kendi demokrasimize ait olan, demokrasimizin daha güç kazanması adına atılması gereken ve tartışmaları bu platformlarda yaparsak daha sağlıklı hâle taşımış oluruz. Biz, çözüm sürecinde, Amerika'dan bir üniversite öğretim üyesi hocamızı davet ettiğimizde kendilerini dinlemiştik, şunu ifade etmişti: "Türkiye bunları Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında tartışıyorsa, konuşuyorsa, aslında meselenin yüzde 50'sini halletmişsiniz." demektir. Hamdolsun, bu manada siyasal istikrarın kazanımları, demokrasimizin gittikçe güçlenmesi adına bunları önemsiyoruz. Ana dilde eğitimi topyekûn, hep beraber, tarafsız, ideolojik bakış açısıyla olmayan ve siyasetin veya politik argümanlarla olmayan, ayağı yere basan tartışmalarla bunu ortaya koyarak, gerekliyse düzenlemeyi yapalım, gerekli değilse bu işin ideolojik ve siyasal argümanlarla dile getirildiğinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Gök, buyurun lütfen.

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - ...algı yönetimleriyle olduğunun farkına varıp, böyle bir tespit de olduysa bu konuda kamuoyunu aydınlatalım ve bundan vazgeçelim.

Bir diğer konu Sayın Bakanım, YÖK Başkanımıza...Sesli düşünüyorum, üniversitede öğretim üyesi, iktisadi ve idari bilimler fakültesinde öğretim üyesi olmam hasebiyle, açıkçası Plan Bütçede yer aldıktan sonra -dördüncü senemizdir- buradaki tartışmaları gördükten sonra böyle bir fikir aklıma geldi. Olabilir mi, olamaz mı, sizlerin ve YÖK Başkanımızın söyleyeceğim bu düşüncemi tartışmalarını istiyorum. İktisadi ve idari bilimler fakültesinden mezun olan öğrencilerimizin en azından -tamamını kapsayamaz, yükün ağır olduğunu biliyorum, bunu belki uygulamak da zor ama- yüksek lisans öğrencilerinin Plan Bütçe Komisyonunun bir dönemini izleyip, bunu raporlaştırıp, belki de mezuniyet çalışması olarak yani pratiğin ve aynı zamanda teorik kısmın birlikte nasıl hareket edebileceğinin ortaya konulması lazım. İdari bilimlerde öğrencilerimiz mezun olurken, maalesef, yani tamamını söylemiyorum ama pratikle ilgili önüne bir şey koyduğunuz zaman yabancı kalıyor. Dolayısıyla, yüksek lisans veya doktora düzeyindeki arkadaşlarımızın mezuniyet aşamasında mı olur veya tez aşamasında mı olur, ders aşamasında mı olur, burada Plan Bütçe Komisyonunun o dönemki hazırlanan bütçesini detaylı bir şekilde inceleyip, izleyip, aynı zamanda eleştirilerini ekleyip, önerilerini ekleyip, bir rapor hâlinde ilgili fakültesine sunup, bunda da aynı zamanda üniversitelerimiz belirli bir fayda sağlamış olur diye düşünüyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hocam, bunu şimdi yapmasınlar ya, çocukların morali bozulur, Plan Bütçe biraz kalite kazansın, ondan sonra. Burada gelen geçiyor, gelen geçiyor. Şöyle biraz daha kurumsallaşsın.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Görsünler de onlar daha kalitelisini yapsınlar Sayın Günal.

BAŞKAN - Sayın Gök, toparlayabilirseniz...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu ara getirmeyelim.

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Sayın Bakanım, son olarak da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - ...eşi öğretmen olan bir arkadaşınız, kardeşinizim ama o camiadaki bir ses de olmak istiyorum. Aynı zamanda, pazartesi Öğretmenler Günü, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz. Bizim anlayışımızda, aslında bir güne sığdırmamamız gerektiğinin de bilinciyle özellikle ifade etmek istiyorum.

Tabii, öğretim elemanlarımıza hep beraber, buradaki bütün gruplarla, muhalefet, ana muhalefet, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında son derece onları sevindiren, maaşlarının artışını sağlayan kanun düzenlemesini beraber geçirdik, çok teşekkür ediyorum. Ama inşallah, arkadaşlarımız ifade etti, ben de ifade ediyorum, öğretmenlerimizi de ihmal etmeyeceğimizi, ülke kaynaklarının güçlendikçe, bütçesi güçlendikçe, elverdikçe tabii ki eğitimi desteklememiz gerektiği, tabii ki öğretmenlerimizin maaşlarını da artırmamız gerektiği bilinciyle bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlara vesile olmasını, beşeri sermayenin artmasına vesile olmasını, ülkede...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - ...barışa vesile olmasını Rabb'imden niyaz ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.