ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; şimdi tabii, bu kurulmak istenen fonun en büyük özelliği devlete ait olması. Yani adı üzerinde -bizimkinin adında yok ama yani temel özellik o- devlet fonu bunlar, bir devlet fonu kurmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla, devlet fonu ve diğer bu süreçte yaptığımız konuşmalara, tartışmalara, Sayın Bakanların ifadeleriyle birlikte baktığımızda esasında bir anlamda da kamunun gelirlerini de yönetecek bir fon yani normal eski tasfiye edilen fon benzeri veya bir kamu kuruluşu gibi bir şey kuruyoruz yani bütçeyle de ilintisi olan bir şey kuruyoruz, bir tür bir bütçe kuruyoruz. Dolayısıyla, bu ikisi açısından baktığımızda da bunun yani devlete ait olması en büyük özelliğinin devlet fonu olması ve bu tür bir bütçe türü, yani bütçe türü derken anlatabiliyor muyum özel bütçe, konsolide bütçenin kuruluşları filan, fonlar, döner sermayeler diyoruz ya, o anlamda bir bütçe türü, yeni bir bütçe türü esasında var burada. Belki önceki ve şu anda mevcut sistemde olan 5 tane fondan farklı bir miktar ama bir bütçe türü kuruyoruz. Dolayısıyla ve tamamı devlete ait olan bir şeyin de Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan, Sayıştan denetiminin dışına çıkartılması tamamen Anayasa'ya aykırı, yani çok net bir şekilde bunu dememiz gerekiyor. Ben içerik konusuna çok fazla henüz girmeyeceğim, genel görüşmeye devam edilirse orada zaten uzun uzadıya anlatacağız.

Burada bir diğer risk de yine Anayasa'ya aykırılık açısından yani bir kısım kamu faaliyetlerinin bütçe sistemi dışarısına çıkartılması konusudur, bu da Anayasa'ya aykırı. Burada da niye bunu söylüyorum? İşte, gerekçelerden bir tanesinde deniliyor ki "Kamu borç stoku artırılmadan büyük projeleri desteklemek." Yani yapacağımız operasyon ne olursa olsun eninde sonunda yapılacak iş yani buradaki yapılan şey eğer bir kamu projesi varsa ve bunun finanse edilmesi gerekiyorsa, burada bu yapılan şey yeni bir finansmanın nedeniyse ve bir başkasının parasını kullanıyorsak nihayetinde bunun kamu borç stokunu artırmadan yapılması nasıl olacak, onu çok fazla anlamak mümkün değil. Bunu arkadaşlara ben sordum, çok da tatmin edici bir şey alamadım. Ha, bir varlığı satma şeklindeyse o da ayrı bir şey, yani yine bütçe açığı üzerinde, dolayısıyla bütçenin finansmanı üzerinde olumsuz etkisi olacaktır. Eğer bu yapılmadan bir şey yapılacaksa o zaman bir kısım hesapları bizim kamu hesaplarının dışarısına çıkartmaya yönelik bir amacımız var demektir; o yüzden, o yönüyle de Anayasa'ya aykırıdır. Yani, benim argümanım şu: İki yönüyle, hem denetim açısından, Sayıştay denetimi olmaması açısından hem de kamu hesaplarının sistemin dışarısına çıkartılması, ayrıca bir kamu hesabı oluşturulması da Anayasa'nın 161'inci maddesine bu anlamda aykırı gözüküyor. Dolayısıyla, usul açısından Anayasa'ya aykırı olan bir şeyin de herhâlde bundan sonraki aşamalarının görüşülmemesi gerekir diye düşünüyorum. Eğer görüşme olacak olursa genele ilişkin değerlendirmemizi ayrıca yapacağız.

Teşekkür ederim.