| Komisyon Adı | : | AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KOMİSYONU |
| Konu | : | Avrupa Birliğine katılım süreci ve özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 17 .08.2016 |
KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Teşekkür ederim Başkanım.
Şimdi arkadaşları dinlerken bu Ruslar ile Amerikalıları konu alan bazı fıkralar var. Onlardan birinde metrolar yarıştırılır; bilirsiniz, duymuşsunuzdur. Ruslar Moskova'ya Amerikalıları çağırırlar ve metrolarını gösterirler; işte, teknolojik olarak, mimari olarak çok görkemli metrodur, onunla övünürler ama dedikleri saatte metro gelmez. Mukabil olarak Amerikalılar Rusları çağırırlar, New York'ta metrolarını gösterirler; biraz eski püsküdür, pek fazla bakımlı değildir fakat otuz dakikada 1 muhakkak metro gelir. Bunu söylerler. Derler ki: "Bizde metro muhakkak gelir." Orada Rusların bir cevabı vardır, derler ki: "Ama siz de Kızılderilileri öldürdünüz, yok ettiniz."
Şimdi, Avrupa'ya bizim yaklaşımımız, bakışımız nedir; bunu ben anlayabilmiş değilim. Burada bir kafa karışıklığı var. Türkiye'nin araçsallaştırılması, Avrupa ülkelerinin kendi iç işlerinde siyasi aktörlerin netice almak için Türkiye'yi bir alet olarak kullanmaları, Türkiye konusunu istismar etmeleri, sanki bizim büyüklüğümüzden kaynaklı veya bizim için iyi bir şeymiş gibi gösterildi; doğrudur. Onlar bir şey yapıyor ise o onların sorunudur. Ama bunun böyle işlenebilmesi, suistimal edilebilmesine yol açan bir durumumuz varsa bu da bizim bir sorunumuzdur.
Yine, akılda en çok kalan benim duyduklarımdan "öz güven" kelimesi. Eğer realiteyle, eğer gelişmelerle, eğer muhataplarınızın tavırlarıyla teyit edilmiyor ise ve onlardan aldığınız tepkilerle revize edilmiyorsa, öz güven bir yoz güven hâline gelir. Ve dünyada pek çok realiteden kopan tavır, davranış, hareket, çok önemli sorunlara yol açmıştır. Biz, bunu burada görüyoruz bu öz güveni. "Bizden habersiz yaprak kımıldamaz bırakın Türkiye'yi Ortadoğu'da." derken bir gece baktık ki kendi üniformalı askerlerimiz darbe yaptılar. Orada da çok ciddi bir öz güven vardı. Ama dediğim gibi, realiteyle teyit edilmeyen öz güvenden biraz çekinmemiz lazım. Son olaylarda da böyle bir şey olduğunu görüyoruz.
Şimdi, bizim Avrupa'ya karşı tutumumuz ne olacak? Ben bunu anlayabilmiş değilim. Mesela Sayın Bakan Yardımcımız dedi ki: "Avrupa için demokrasi için acıktıkları vakit yedikleri bir puttur." Eğer böyle ise demokrasi adına biz burada, bu Komisyonda ne yapıyoruz, bu hedefler, bu şeyler ne anlama geliyor? Yine, Müsteşarımız dedi ki: "Bu, Avrupa'nın tarihindeki en büyük sınavıdır." Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili. Biz mi onları imtihan ediyoruz? Bu imtihana ne için girdiler? Bunlar şey değil.
Ve yine, alacağımız tavır konusunda güncel konular yok. Yani Avrupa basınını ben takip ediyorum, bugünlerde hangi hususlar suistimal ediliyor, orada hangi hususlarla kamuoyunda Türkiye'yle ilgili bu hak etmediğimiz algı oluşturulmaya çalışılıyor ve bunlardaki gerçek durum nedir geri kabul anlaşması dışında? Bunlara dair de somut, müşahhas bir şey alamadık.
Ve nihayet Sayın Başkanım, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu da kendisine bir bakmalı. Bakın, 5 tane maddenin önemli bir kısmı, biz bunu Meclis Genel Kurulunda da söyledik, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu bu şekilde kabul edildiğinde, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı peşin hükmünden ziyade zaman içinde müktesebatında yaptığı değişiklik sebebiyle bu kanunun tekrar yazılması gerektiğini orada da söyledik. O kanun da burada bizim komisyonumuzda tartışılmadı. Zira, Avrupa Birliğini ilgilendiren, o haziran öncesinde gece saat ikilere, üçlere, sabahlara kadar Mecliste ne olduğunu anlamadan oyladığımız kanunlarda da Avrupa Birliği Uyum Komisyonu hep baypas edildi. Bu yöntem, eğer şey yaparsak... İngilizlere atfedilen bir söz var, ben çok söylüyorum hani "Ucuz alacak kadar zengin değiliz." denir. Biz de acele edecek kadar çok vaktimiz olan bir ülke değiliz. İnşallah, bugüne kadar geldiği süreçte komisyonumuzla ilgili de buradan bir tavır değişikliği olur Meclis Başkanlığının ve Avrupa Birliği üyeliğini ilgilendiren kanunlar, tali komisyon olmakla birlikte, ilgisi, algısı, yoğunlaşması Avrupa Birliği üzerine olan değerli milletvekili arkadaşlarımızın olduğu bu Komisyona bu konular gelir diyoruz.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.