KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani, Sayın Başkan, şöyle bir şey: Neşeli çalışmak iyi bir şeydir ama değerli Adalet ve Kalkınma Partisinin kulaklıklarını takmış milletvekilleri, önemli bir şey söyleyeceğim için bir dikkat kesilirseniz...

Şimdi, bir şeyi... (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Yo, yo, gerçekten, hani, bakın, daha önce söylemedim.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Çoğunu konuştuk zaten.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bu çok önemli. Yok, yok, vallahi daha bir şey konuşmadık Sayın Gizligider.

Bu çok önemli bir madde üzerine konuşuyoruz. Size önce sonuçtan başlayıp bir şey söyleyeyim. Bu Arjantin'de bir belgesel var, Arjantin'in batış öyküsünü anlatıyor. Aynı bizim gibi günler yaşıyorlar, şirketler, özelleştirmeler, o zaman lay lay lom, basın, hepsi iktidarın yanında falan. Arjantin tepe üstü gittikten sonra da dönüyorlar o günlere bakıyorlar.

Şimdi, bunu şey anlamında söylemiyorum. Bakın, yaptığımız şey özetle şöyle bir şey: Biz, beğenelim beğenmeyelim, bu ülkede bir hukuk sistemi kurmuşuz, bir mali yönetim kurmuşuz, kamu mali disiplini kurmuşuz. Bu getirdiğiniz yasayla kendi kurduğunuz hukuk sisteminden kendi devletiniz kaçmaya çalışıyor. Görüntü olarak çok kötü bir görüntü. Bunu geçiyorum.

2 tane madde var, 10'uncu ve 11'inci maddeler. 10'uncu madde diyor ki: "Normalde biz aynı zamanda bir aileyiz. Biz aile olarak da özellikle diğer ailelerle, diğer uluslarla muhasebemizi bilip buna göre de işlem yapmamız gerekiyor. Onun için de bu ailenin haznedarı olan Hazine Müsteşarlığı diyor ki: "Bir dakika, öyle herkes kafasına göre borçlanamaz. Herkes kafasına göre borçlanmaya başlarsa ben bir batarım, ondan sonra da bu işin içinden çıkamam." Bu gereksinim dolayısıyla diyor ki: "Borçlanacaklar, benden izin almanız gerekiyor." İlk 2008'de bunu siz deldiniz, "Kamu bankalarıyla mevduat toplayanlar bunlar izinsiz yapabilir." dediniz. Büyük bir gedik açıldı. Şimdiye kadar bir döviz krizine girmediğimiz için başımız belaya girmedi. Şimdi, bütün kamu bankalarından daha büyük olabileceğini düşündüğünüz bir fon yaratıyorsunuz ve buna diyorsunuz ki: "Sen borç aldığında bu Hazineden izin almak zorunda değilsin." Bu nasıl bir şirket? Bu özel şirket dahi olsa millî muhasebe açısından baktığınızda Hazineden izin alması gerekiyor. Bu bir kamu şirketi, bunun varlıkları ağırlıklı olarak kamuya ait, borçları da kamuya ait ve siz bu borçlanırken hiç kimseye haber vermeden borçlanacak diyorsunuz. Bununla da kalmıyorsunuz, diyorsunuz ki... 11'inci maddede normalde kamu kurumlarının varlıklarının Merkez Bankasına konulması gerekiyor. Çünkü, Merkez Bankası bir sıkıntıda nakit varlığı gereken bir şey. Diğer bankaları da buna istisna etmiştiniz. Şimdi bunu da getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Bu, Merkez Bankasına koymak zorunda değil." Bunun Merkez Bankası döviz rezervlerinde nasıl bir azalma yapacağını tahmin etmek durumundasınız.

Bakın, bunlar iyi günler, lay lay lom konuşuyoruz, bir fon kurulacak, hayat bayram olacak... Görünen o ki büyük ihtimalle hayat bayram olmayacak, Türkiye'nin makroekonomik göstergeleri sallantıda gidiyor. Bunun için önlem almaya çalıştığınızın farkındayım. Dünya da sallanıyor. Bizim bulunduğumuz şeydeki temelimiz çok sağlam bir yere oturmadığı için biz daha fazla sallanıyoruz. İşte, bunlar yüzünden yıkılabiliriz. Onun için, bu kontrolsüz borç alma ve bunu da bir de ayak oyunu veya muhasebe hilesiyle kamu borcu göstermeyerek kamu borç muhasebesini makyajlayarak borcu buraya koyma gibi bir şeye gidiyorsanız çok büyük bir hata yaparsınız. Ondan sonra olabilecek o belgeselde bu kanunu getirenler ve onaylayanlar bunun sorumlusu olabilirler. Farkındayız, Türkiye ekonomisi çok iyi değil ama getirdiğiniz bu düzenlemeler Türkiye ekonomisini daha iyi bir yere götürmüyor.

Herhâlde Sayın Bakan bir şey söyleyecek. Buyurun, siz söyleyin, ben ondan sonra devam edeyim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, siz bitirin.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bitirdim o zaman.