KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi bakın, kamu yönetimi mezununu birini atamakta zorlanırsınız.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Atamayalım kamu yönetimi; işletmeci olsun, finansçı olsun, hukukçu olsun.

BAŞKAN - Ama işletme bir ana dal değil yani.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, önemli bir ana dal.

BAŞKAN - Yok, yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olur mu, işletme ana bilim dalı, doktora programı var yani.

BAŞKAN - Bir de psikiyatrist koyup... Bu da önemli tabii, yani piyasaların psikolojik durumundan dolayı...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Efendim, genellikle işletme, hukuk, maliye... Bir tek kamu yönetimini yazmadık, burada da kamu yöneticisi olmasın yani.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkanım, bu ilk kez bizim ihtiyacımız olan bir düzenleme değil, müfettişlik sınavlarının atamasında, bankaların yönetim kurulları atamasında benzer düzenlemeler var. Zaten bir bankanın yönetim kuruluyla bunun yönetim kurulu arasında paralellik var. Ama, burada o iktisadi idari bilimler fakültesi veya siyasal bilimler fakültesi dediğinizde bütün o bölümleri; çalışma ekonomisini, işletmeyi... Mesela, uluslararası ilişkilerden bilmem ne doktoralı, diyelim ki MBA doktoralı bir çocuk çıkar, almak istersiniz, buraya yazamadığınız için bu sefer tekrar Meclise gelirsiniz.

BAŞKAN - İktisat fakültesi olmuyor mu?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Onun için, bunu Maliye müfettişliği, Hazine kontrolörlüğü gibi şeylerdeki tanımı alıp koymak da geniş bir şey yapıp... Burada şu anlamda, belki de kamu yönetimi mezunu birini koymak istemiyorsanız, özel biri varsa bilmem, ama kanun tekniği açısından bakarsanız, bu anlamda, atama anlamında, idareye daha geniş bir takdir alanı bırakıp daha geniş bir havuzdan seçmesini sağlamak doğrudur. Ayrıca, tecrübe sahibi diye kanun koyucu vazetmez, tecrübe sahibi on yıllık denir, başa bir şey denir. Tecrübe sahibi; kime göre, neye göre? Üç gün çalışan çok tecrübeli diyebilirsiniz. Onun için, buna bir yıl şartı koymakta fayda var; bu, beş yıl olabilir, yedi yıl olabilir, on yıl olabilir. Şimdi, yönetimin gençleştirilmesi gibi bir şey söyleniyor ama benim de tavsiyem şu: Önemli bir kurum kuruyorsunuz, on yıldan az tecrübeli birini bu yönetim kuruluna getirmek doğru bir yaklaşım olmayabilir, bunların hepsinde on yıldır. Yine söylüyorum, bakın, tartışmaları anlatarak söylüyorum, diyorum ki böyle bir şey var ama bundan önce de ihtiyaç duyuldu. Mesela, banka yönetim kurullarında on yıl denildi. Karşı tez şunu söyler: Beş yıl tecrübeli biri şirketin daha alt pozisyonlarında pişmesi gerekirken birden oraya getirmek personelin moralini bozabilir, diğer şeyler yapabilir, hatta biraz daha ilerledikten sonra yeni kanun teklifi eğer biraz kurumsal bir şey olacaksa iki yıl kurum tecrübesi denir, falan denir.

Ben madde üzerinde konuşmuş olayım o zaman, bir daha zaman almayayım, olur mu?

BAŞKAN - Sorun yok, tabii.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, birincisi, şimdi alt fonlar kurulacak deniyor, anladığım kadarıyla proje bazında da alt fonlar kurulacak. Mesela, işte, Türk Akımı fonu gibi alt fonlar kurulacak ve bu fonlar birbirine karışmasın veya fon müdürleri olsun diye de alt fonlar kuruluyor gördüğüm kadarıyla, böyle bir şeye ihtiyacınız varsa kurun. Ama 3'üncü başlığınızın yazılışında bir kere çok ciddi bir hata var çünkü virgül, virgül, virgül, şimdi tadadi bir şey yapmak kanun koymak da şöyle bir şeydir: Tadadiyi yaptığınız zaman onları çok sanırsınız ama hayat sizin tadat ettiğinizden çok daha geniş olduğu için bu sefer yeni bir şey geldiğinde onun içinde diğerine "diğer yatırım araçları" denmiş. Oysaki bunları teknik anlamda bile yatırım işlemleri, bankacılık işlemleri, bilmem ne gibi bir jargon...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Genel Kurula kadar onu geliştireceğiz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ha, yani şimdi böyle bir kanun metni şey olmaz. Yani şimdi bunu uluslararası yatırımcı okuyacak, bunu bir de İngilizceye çevirecekler, baktığında der ki yani böyle bir kanunun, kurumun ciddiyeti olmaz. Onun için, bunun teknik ifadeleri vardır, hatta uluslararası yatırım fonlarının kendi çarkları var, oradaki benzer hükümleri alıp o jargonda yazmakta fayda olabilir çünkü şöyle bir şey çıkıyor, bakın virgüllü virgüllü gidiyorsunuz. Mesela, işte, "Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar hükümleri çerçevesinde..." Bir kere bu böyle değil Sayın Bakan, şimdi Türk Parası Kıymetini Koruma 32 sayılı Karar değil 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu'dur; karar onun alt başlığıdır, yazılacaksa 1567'dir çünkü onun 1'inci maddesinden başlayan kambiyo, nukut, esham ve tahvilat, kıymetli madenler ve taşlar diye devam eden 1'inci maddesi 32 sayılı Karar'ın, karar da kanuna uygun olduğu için ona "32 sayılı Karar" denmez, ona "1567 sayılı Kanun" demekte fayda vardır. Birinci, onu düzeltseniz şimdi veya sonra.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle yaparız: Genel Kurula gelince siyasi parti gruplarına ben bu fıkrayla ilgili yaptığım çalışmayı paylaşacağım. Burada gruplamak lazım, her şeyi bir fıkranın içerisine yığınca bu defa da kavram kargaşaları oluyor. Sayma yöntemini de...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tabii, bunlar o zaman maddelendirilebilir, maddelendirilirken sektör adı verilebilir.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 3 ayrı gruba böleceğiz onları.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Evet, madde ve bu teknik hatalar... Çünkü şöyle bir şey çıkıyor: Hazine taşınmazları ve mevduat sigortaları virgül, virgül, yatırım araçları, işlemleri... Şimdi, hazine taşınmazları işlemleri ne demek? Çünkü o virgülü atıp yükleme geçmeniz gerekiyor, şirket tarafından Türkiye varlık fonu adında gerçekleştiriliyor. Mesela, hazine taşınmazı alım satımını bu fon yapacak mı? Yoksa, hazine taşınmazının gelirleri mi bu fona aktarılacak?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, varlık buraya gelecek. Varlığın alım satımını yapabilir, buradan gelir üretebilir.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - O zaman varlığı alıp satacak.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tabii, veya varlıktan gelir üretebilir.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - İşte, bakın, burada tehlikeli şeyler çıkıyor. Şimdi, özelleştirmeye giderse özelleştirme mevzuatından satılıyor, devlette kalırsa 2856'ya göre satılıyor, buraya geldiğinde neye göre satılacak?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Buraya mı? Özel bir şirket bu.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Olmaz. Şimdi, bakın...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Devletin malı, kamu malı, gelen kamu malı.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, artık o kamu malını ben bu şirketin sermayesi olarak koymuşum.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ha, o zaman şöyle yaparsınız, devletin bütün... Şöyle anlaşılır, bakın...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, şöyle anlaşalım mı? Bence bu teknik detaylardan ziyade bu fıkranın, 3'üncü fıkrayı bir kere farklı işlem gruplarını farklı alt bentlere toplayacağız. Bu söylediğiniz kavram kargaşasına neden olmayacak şekilde işlemleri çok daha açık ve sarih yazacağız. Mesela, hazineyle ilgili, taşınmazlarla ilgili işlemin ne olduğunu daha açık ve sarih olarak yazacağız. Birinci grup yatırım iştirakler var mesela, onu ayrı bir grup yapacağız. Ben bu konuda arkadaşlarla çalışacağım, size bir öneri getireceğim. Genel Kurulda da önergeyle yine mutabık kaldığımız çerçevede uluslararası iyi uygulama örneklerine uygun yani "charter" diyorsunuz ya onlara uygun bir faaliyet çerçevesini -sayın vekilimiz de söylemişti- oluşturacağız, orada bir tereddüdünüz olmasın. Sadece bir saat içerisinde olunca bunu bir anda yapmanın imkânı olmadı, Genel Kuruldan önce bunu yapacağız.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, tabii şöyle bir şey yapalım: Biz yine buradaki şeyleri, Genel Kurulda da neler yapacağımıza yönelik de yeni bir bilgi oluşturalım, yoksa Komisyon anlamsız olur.

Şimdi, bu dediğimiz şeylerde, mesela hazine taşınmazları meselesi önemli. Eğer kastınız şuysa, hazine taşınmazları varlıklaştırılıp varlık olarak buraya gelip satışları buradan yapılırsa, bu korkunç bir şey olur. Çünkü bu şu olur: Bütün özelleştirme işlemlerini veya varlık satış işlemlerini kamu ihalesine ve bütçe disiplinine tabi olmayan bir fon tarafından yapılmış anlamına gelir ki kamu mali sistemi çöker. Oysaki anladığım kadarıyla kastınız şu: Varlık satışlarından gelen gelirler burada olabilir.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Veya menkul kıymetleştirmek...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Menkul kıymetleştirmek derken Sayın Bakanım, şöyle bir şey: Bir işin satışı ayrı bir şey, satışın geliri ayrı bir şey çünkü öbür kanununuzla da çelişirsiniz. Öbür kanununuzda ne diyordunuz? "Özel bütçeli kuruluşlardaki varlıkları bile özelleştirmeye alıp oradan satacağız." Biz ona da karşı çıkmıştık, "Bu doğru olmayabilir." demiştik çünkü arada büyük bir mevzuat farkı var. 2856 ile 4046 sayılı özelleştirme kanunları arasında içerik anlamında büyük farklar var. Şimdi, tabii, buraya yazıldı mı, bu sefer, bu satış işlemleri buradan yapılmış hâle gelir. Hatta özelleştirmede bize şunu söylemiştiniz: "Özelleştirmenin imar yetkisi var diye buraya alıyoruz." Şimdi, bunu da yazdığınızda özelleştirmeden buraya alınıyor anlamı çıkar, ona bir dikkat etmenizi rica ediyorum.

Şimdi, bu "şirketin organizasyon yapısında" demişsiniz tekrar, bunun da üzerinde çalışın çünkü burada 4 tane birimin adını yazıyorsunuz ve geri ihtiyaç olabilir diye diğer birimlerin adını yazıyorsunuz. Oysaki bir uluslararası fonun belli başlı birimleri de belli. Burada akla gelmeyen bir şey "diğer, diğer" diye şey yapılabilir. Onun için, bu şeydeki "saymak" yerine ya genel bir şey koyunuz...