KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Çok kısa söyleyeceğim Sayın Bakan.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, bunu savunmamanız lazım.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi Sayın Bakanımla oturduk buradan karşıya bakıyoruz da, şimdi bakın bombayla vurulmuş bir salon, camlarımız parçalanmış ve daha olayın maddi şeylerini bile atlatamadığımız bir dönemde, gerçekten, arkadaşlar, Sayın Bakanım; şu kanunun gidişinin eski şeyden hiçbir farkı yok. Yani, ben kendi adıma üzülüyorum mesela, büyük bir şok benim için, işte demin işte Sayın Bakanımla konuştuk. Şu salonun hâline bakın ya. Neler geçti başımızdan ama eski düzende gidiyoruz. Bakın, söylediklerimizi biraz dikkate alın. Yani, biliyoruz isterseniz çıkarabilirsiniz diye ama en azından bazı şeylerde bir üç dakika, beş dakika mola verelim, bir görüşelim, belki daha mutabakatla bir şey çıkaracağız. Yani, böyle bir mutabakat ruhu yok ki yine olduğu gibi istediğiniz şey ve çok da net olarak konulan delillere rağmen geçiriliyor. Bunu söylemek için söz aldım.

Teşekkür ederim.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok önemli olmasa... Görüyorsunuz bizim on dakika konuşma hakkımız var, iki dakika konuşup geçiyoruz.

Şimdi, ben de Sayın Bakanı bilgilendireyim diye uğraşıyorum. Şimdi, öyle söyleyenlere şunu söyleyelim: Mesela, İstanbul'da bir arazi vardı, satıldı, satıldıktan sonra imarının nasıl değiştiğini size onlar anlatsınlar.

İkinci mesele: Değerinin altında satılıp satılmaması. Tecrübemiz şu: Özelleştirme Kanunu'na göre özelleştirilen kurumun değerinin, değerlendirme raporunun açıklanması gerekiyor muydu arkadaşlar? Gerekiyordu, değil mi? Öyle bir hüküm vardı. Özelleştirme işlemi tamamlandıktan sonra onun hangisini açıkladınız? Açıklamadınız, açıklamadınız. Yani şimdi izahat getiriyorsunuz ama bizim bu ülkeyle ilgili bir hafızamız yok sanıyorsunuz. O yüzden endişeleniyoruz. Demin çok net bir şey koyuldu. Özelleştirme ihale mevzuatı, diğer ihale mevzuatına göre çok daha gevşek, çok daha takdir yetkisi yüksek. Takdir yetkileri uyumlu kullanıldı mı?

Çok basit bir TELEKOM özelleştirme örneği vereyim size: TELEKOM özelleştirilirken kurumlar vergisi ne kadardı? Yüzde 30'du. Türkiye'nin en yüksek kurumlar vergisini ödeyen kurumdu, değil mi? En yüksek. Özelleştirildi, altı ay sonra TELEKOM'un kurumlar vergisi yüzde 10 düşürüldü, yüzde 20'ye düşürüldü, 10 milyar zarar ortaya çıkarıldı. TELEKOM özelleştirilirken sabit ücret var mıydı? TELEKOM özelleştirildi, özel sektöre geçti, sabit ücret konuldu. Gayrimenkulleri satıldı gözümüzün önünde. Bizim özelleştirmeyle ilgili iyi tecrübelerimiz yok.

Şimdi, bundan sonra ne yapıyorsunuz? Aldığınız yetkiyle ada bazında, parsel bazında, bina bazında, varlık bazında, devletin roketleri bile satılır bununla, bir düzenleme alıyorsunuz. Rica ederim, yani verilen bilgiler gerçeğe aykırı.