| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/750) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 11 .08.2016 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, Sayın Bakanın... Genele ilişkin söyleyeceğim hususlar var ama onu sonraya bırakayım o zaman, önce önergeyle...
Yani, burada, şimdi "Ekonomi Koordinasyon Kurulu" deniliyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulunu hepimiz biliyoruz. Ekonomi Koordinasyon Kurulu burada ne yapacak? İşte, hangi projelerin destekleneceğine ilişkin kararı verecek esasında. Şimdi, bu çok temel bir karar. Projenin incelenmesi lazım. Ekonomi Koordinasyon Kurulu dediğimiz -ben ilk konuşmamda da ifade ettim- yani sisteme sonradan giren, aslında ne kadar süreceği de belli olmayan ve hiçbir şekilde karar alma yetkisi olmayan bir kurul. Yani, istişari mahiyette görüş bildirebilen ve bir sekreteryası, düzenli bir... Sayın Bakan, bakın, ben bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Düzenli bir sekreteryası da yok Ekonomi Koordinasyon Kurulunun. Ekonomi Koordinasyon Kurulu sekreteryası, bakan danışmanları. Yani bakan danışmanlarını küçümsediğim için söylemiyorum ama bugün var, yarın yok bürokraside. Hiçbir şekilde orada işin bir "history"sini oluşturamazsınız, bir hafızasını oluşturamazsınız ve teknik çalışma yapılamaz. Yani, Ekonomi Koordinasyon Kurulunda sadece sayın bakanlar veya işte müsteşarlar -davet edilirse- onlar gelir, sadece şunu söylerler: "Ya, evet, güzel duruyor bu proje. Olabilir, olmayabilir." şeklinde görüşlerini ifade ederler. Hâlbuki bu yine bir başka gözle, Ekonomi Bakanlığının dışında, uzmanlar tarafından değerlendirilmesi gereken bir husus. Proje bazında karar verilecek. Şimdi, o yüzden ben Yüksek Planlama Kurulu dedim. Yüksek Planlama Kurulu kimlerden oluşuyor? İşte, başkanı Sayın Başbakan, oradaki bakanlar belirlenmiş, zannediyorum 9 tane bakandan oluşuyor yanlış hatırlamıyorsam ve sekreteryasını da eski Devlet Planlama Teşkilatı, yeni ismiyle Kalkınma Bakanlığı yapıyor. Şimdi, burada, Kalkınma Bakanlığının temel fonksiyonu, ülkenin kalkınmasına ilişkin konularda karar üretmek yani politika üretmek daha doğrusu, onunla ilgili sektör analizi yapmak. Şimdi, işin özellikle kamu yatırımları kısmına bakıyor, yatırım ihtiyacını da biliyor. Dolayısıyla, burada bir sektör uzmanlığı gözüyle, kapsamlı bir şekilde bu konuya bakılması lazım ve bu proje büyük ihtimal birçok sektörü de aynı anda ilgilendirecek bir şeydir. Bunu Ekonomi Koordinasyon Kurulunda nasıl değerlendireceğiz? Yani, oradan tekrar geçirmek istiyorsanız geçirebilirsiniz, buna bir mâni yok. Ancak...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Önergeyi...
ERHAN USTA (Samsun) - Önerge verdim işte, önergeyi reddediyorsunuz.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ekonomi Bakanlığına veriyoruz, ondan sonra Bakanlar Kuruluna sevk edeceğiz.
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim, öyle de olsa yanlış. Zaten Ekonomi Bakanlığı bakacak buna.
Bakın, Sayın Bakanım, şimdi, bir başka göze ihtiyaç var yani resmin tamamını görecek bir gözle... Yani, Yüksek Planlama Kurulu birçok projeyi, özellikle kamu yatırımlarına ilişkin projeyi geçiriyor, onlara ilişkin şey oluyor da neden böyle kocaman kocaman, büyük projelerde Yüksek Planlama Kurulunun etkisi olmasın? Orası da sizlerden oluşuyor nihayetinde yani orada muhalefetin filan yeri var da biz orada bir şey istemiyoruz, anlatabiliyor muyum? Yani, dolayısıyla...
Ama, hakikaten, bakın, devlet işi yapıyoruz ve önümüzdeki dönemde... Bugün siz varsınız, yarın yoksunuz yani Hükûmet olarak, Bakan olarak. Yani, burada kalıcı bir şey yapalım. Bu madde -şimdi, genelini konuşurken ifade ettik- hakikaten çok önemli bir madde. Bu madde, aslında böyle kolay, iki saatlik, üç saatlik görüşmelerle geçmemesi gereken bir madde. Buraya temel, kod kanun olarak gelip uzun uzadıya tartışılması gereken bir şeyi birkaç saat içerisinde geçiriyoruz, bu da işin ayrı bir sıkıntısı. Ancak, ben özellikle Yüksek Planlama Kurulunun burada mutlaka işin içerisinde yer alması gerektiğinin önemli olduğunun bir kez daha altını çizerek söylüyorum ki sorumluluk alınsın orada, bürokrasi de işin içerisine katılmış olsun ve sorumluluğunu alsın. Orada, çünkü, bir imza silsilesiyle bir görüş verecek oradaki bürokratlar da, sektör uzmanları da.
Burada, önergedeki ikinci husus da "yeni" ibaresinin eklenmesi. "Yeni"yi, evet, söylüyorsunuz ama burada yeni olmasına ilişkin, benim gördüğüm kadarıyla -bunu ilk değerlendirmemde de söyledim- herhangi bir şey yok, herhangi bir husus yok. Yani, kanuna yazmada, daha sonra yönetmelikle, usul ve esasla filan yapamayız. Bu "yeni" ibaresinin bir yere eklenmesi lazım. Siz buna da itiraz ettiniz önergeye itiraz ederek.
Şimdi, geneline ilişkin birkaç husus daha ifade edeceğim. Önergem olduğu için yani önergemiz olduğu için, orada konuştum diye az önce, tekrar söz almadım. Şimdi, bunlardan bir tanesi: On yıllık bir perspektifle bir mali analizin, daha doğrusu etki analizinin yapılması lazım hem mali boyutu hem de makroekonomik boyutu diye. Bu, araya gitmesin. İnşallah canımız sağ olur da Genel Kurulda bunun görüşmesi olursa orada tekrar gündeme getireceğiz, Ekonomi Bakanlığımızdan bunu talep edeceğiz. O güne kadar böyle bir çalışmanın... Tabii, bugüne kadar yapılmadıysa üç günde zor yapılır ama -ben kurumlarımızın iyi çalıştığını varsayarak- zaten bu çalışma yapılmıştır, derli toplu bize de o güne kadar verilir diye düşünüyorum. Bu bir husus.
Diğeri, Sayın Bakanım, rekabet konusunda siz de hassasiyetinizi ifade ettiniz ama rekabetle ilgili bizim değerlendirmelerimizi cevaplarken genel olarak hiç olmayan, zaten üretilmeyen şeyine daha fazla ağırlık verdiniz ama onun dışındaki şeyleri... Mesela petrokimyayla ilgili bizim tesis ihtiyacımız var. Yani, hiç üretilmeyen değil, dolayısıyla haksız rekabet etkisi olabilir. Ben tekraren görüşümü söylüyorum. Burada, ilk kuruluşu... Esasında teşviklerin kaderidir, olacak bir şey yani bir tanesi teşviksiz kurmuştur, bu teşvikli kurulur ama özellikle işletme safhasında ciddi haksız rekabet oluşturacak unsurlardan kaçınılması gerekir diye düşünüyorum. Hiç olmayan bir şeyse problem yok ama o sektörde bir başka kuruluş varsa onu öldürürcesine bir şeye gidersek, mesela bir enerji desteği, bir stopaj desteği... Çünkü, orada işçi desteği filan da var. Yani, bu madde hakikaten olağanüstü şeyler getiriyor. Dolayısıyla, orada dikkatli olunması gerektiğini tekrar ben bu şeyde hatırlatmak istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır efendim, müsaade ederseniz birkaç şey daha var.
Şimdi, teknoloji meselesi şey yapıldı. Bu teşviklerin de teknolojiye etkisine ilişkin Sayın Bakan da birtakım bilgiler verdi. Maalesef, bu teknoloji, bizim üretimimizin ve ihracatımızın teknolojik dağılımı konusunda karnemiz çok kötü, şu kısmı iyi: Yani, düşük teknolojiden -özellikle AKP hükûmetleri döneminde- orta teknolojiye bir kayma oldu, onu kabul ediyorum ama yüksek teknolojinin ihracat içerisindeki payı 2002 yılında yüzde 6,2 iken yüzde 3,5'a düştü. Bunu mutlaka göz önünde bulundurmamız lazım.
Dolayısıyla, ben, mesela şöyle bir çalışmanın mutlaka Ekonomi Bakanlığınız tarafından yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum: Sadece böyle rakam şeyleriyle, basit tablolar şeklinde değil de verdiğimiz teşviklerin bizim teknoloji seviyemize etkisi... Yani şöyle görünüyor: Düşükten orta teknolojiye geçişte bir etkisi olmuş, düşükten ortanın düşüğüne geçişte bir etkisi olmuş ama yüksek teknolojinin payındaki düşüşü izah edemiyoruz, burası önemli. Ama, şurada bir kötü haber var: Son yıl verisinde -Sayın Bakanım, önünüzdeki tabloda, belki dikkatli bakarsanız orada göreceksiniz- orta teknolojiden düşüğe kayma var yeniden. Bakın, burası çok kötü. Yani, düşükten ortaya doğru şey yaptık ama son yıl verisinde tekrar düşüğe doğru bir kayma var, o da bir sıkıntı.
Şimdi, tabii, yatırımlar için tasarruf fonundan filan bahsettik ama bugün belki vurgulamayı unuttuk...
BAŞKAN - Arkadaşlar, biraz yavaş, Sayın Usta'yı dinliyoruz, lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Burada mutlaka uygulanması lazım yatırımları konuşurken, hukuk sistemi. Yani, hukuk sisteminin düzgün çalışması bir ülkeye yatırım çekmekte, özellikle FDI çekmekte. İşin olmazsa olmazı -burada da ülkemizin karnesinin çok iyi olduğunu işin doğrusu söyleyemiyoruz- hukuk sistemini iyi çalıştırmamız lazım, şeffaflığın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şimdi, "Esneklik olsun." diyoruz ama esneklik, şeffaflık ve denetim, bunların arasında bir denge kurmamız lazım. Yani, siz şeffaf olunması konusunda... Sayın Bakanım, sizin hakikaten ben iyi niyetli olduğunuzu ve temennilerinizin çok şey olduğunu görüyorum ama tabii, bunları kanuna koymamız lazım. Şeffaflık konusunda bu kanunda bir şey yok. Sayıştayın 3 defa formatlandığı, âdeta budandığı, Sayıştay diye bir şeyin olmadığı bir ülkede... Şimdi, bu kadar çok yetkiyi verdiğiniz zaman bunun denetimini kim yapacak? Sayıştay yok. Yani, şunu kimse iddia edemez: "Bu ülkede Sayıştay vardır." İşte Sayıştay raporlarını görüyoruz. Önümüze gelen Sayıştay raporlarında sadece işin teorik kısmı var, Sayıştayın hangi konularda denetim yaptığına ilişkin kısmı var; hiçbir şey yok. Orada, Sayın Mehmet Günal'ın deyimiyle, bir kuşa çevirme komisyonu var, o komisyon raporda ne var ne yok hepsini kaldırıyor, atıyor ve hiçbir denetim yapamıyor Meclis. Meclisin denetim yapması lazım. Sayıştayın olmadığı bir ülkede bu kadar çok yetki mutlaka sıkıntı çıkaracaktır, bugün olmasa da yarın sıkıntı çıkartacaktır. Burada özellikle bir de "hesap verebilirlik" diyorsunuz, çok güzel ama bu hesap verebilirliğe ilişkin bu maddeye bir şeyler eklememiz lazım. Yani, ben sizden istirham ediyorum, bugün artık buna imkân yok, anlaşıldı, bu geçecek Komisyondan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin oylarıyla ancak hiç olmazsa, Genel Kurul aşamasında bu denetim, şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda buranın güçlendirilmesi lazım. Bakın, bu ülke hepimizin, burada buna ihtiyacımız var, yoksa buradaki suistimallerin önünü alma imkânımız asla ve asla olmayacaktır.
Şimdi, diğer bir husus...
BAŞKAN - Toparlarsak lütfen...
ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Bizim veri altyapımızla ilgili ciddi bir sorun var. Tabii, bu, politika geliştirmemizde etki ediyor. Özellikle biz vergi harcamalarını bilmiyoruz yani 21'inci yüzyıldayız, 2016 yılında Maliye Bakanlığımız bize maalesef, vergi harcamalarını tam olarak veremiyor. Vergi harcamaları dediğimiz ne? Yani, özellikle muafiyetler ve istisnalar nedeniyle vazgeçtiğimiz verginin ne olduğunu bilmiyor bu ülke. Buna ilişkin bütçe kanunlarıyla sadece üç yıllık bir projeksiyon konuluyor, nasıl hesap edildiği de çok ortada zaten ama "Bunun gerçekleşmesi nedir?" dediğimizde hiçbir şey bilmiyoruz. Şimdi, burada hiç olmazsa tarihî bir iş yapalım. Madem bu işi yapacağız, böyle büyük bir... Bu teşvik sistemine de monte edilen ayrı bir şey. Yani, özellikle muafiyet anlamında ve istisna anlamındaki hususlarda da oradaki vazgeçilen vergi hesap edilsin ve bunu da Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılayalım. Yani, muafiyet olarak kalmasın, nasıl olsa devlet açısından fark eden bir şey yok, sadece hesabımızın, kitabımızın net görülmesi açısından veya bir tesis kazandırıyorsak ülkeye, bir tesisin bizim ekonomimize tam olarak maliyetinin ne olduğunu hiç olmazsa bu tesisler için bu madde kapsamında yapılacak işlerde görelim. Bunun çok önemli olduğunu, sistem açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum Sayın Bakanım. Yani, bu konuda bir katkımız olabilirse veya Ekonomi Bakanlığımız meseleye... Tabii, Maliye Bakanlığıyla konuşulması lazım. Bu, bizim harcama ve gelir rakamlarımızı karşılıklı olarak bir miktar büyütecektir ama bunun verilmesi lazım. Bakın, bunun verilmediği bir şeyde... Hâlâ yapamıyoruz ya, 2016 yılındayız, vergi harcamalarımızı, ne kadar gelir vergisinden vazgeçiyoruz, ne kadar kurumlar vergisinden vazgeçiyoruz, bunlar bilinemiyor. Böyle bir şey olabilir mi artık bu yüzyılda? Ama, hiç olmazsa bu madde kapsamında böyle büyük projeler kazandırırken bunun topluma olan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - ...maliyetini bilmemizin ben hepimiz için çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
Şimdi, bir de şu on yıllık şeyi yaparken mutlaka o çalışmayı yapacaksınız. Mesela, burada yani ne kadar böyle şey olacak? Çok harcanan bir şey olmayacağı belli bunun. Mesela, yılda ortalama kaç proje bu madde kapsamında desteklenecek? Buna ilişkin de bize daha sonra bir bilgi verilirse ben iyi olur diye düşünüyorum.
Son olarak da şeyi söyleyeceğim siz ifade ettiğiniz için. Şimdi, 2015 yılında bizim cari açığımızda bir düşme oldu, manşet rakam olarak bir düşme oldu ama lütfen, bu olaya biraz analitik bakmamız lazım. Yani, altın düzeltmesini yaptığımızda -çünkü altın ihracatımız ve ithalatımız çok dalgalı- ve petrol fiyat etkisi düzeltmesini yaptığımızda, Sayın Bakanım, maalesef bizim 2015 yılında cari açığımız 2014 yılına göre düşmüyor, tam tersine millî gelirin yüzde 1,4'ü oranında artıyor. Yani, biz şu anda cari açıkla mücadele kapsamında yapısal hiçbir tedbir alamadık, bunu görmemiz lazım. Şimdi, bunu, bu analizi bu şekilde yapmadığımız zaman hakikaten cari açık düşüyor, o zaman işler iyi gidiyor, hadi biraz gaza basalım dediğimiz zaman cari açığın patlayacağını tekrar bilelim veya akaryakıt fiyatlarının bir şekilde yukarıya doğru gitmesi durumunda cari açığın tekrar yükseleceğini bilmemiz lazım. Bu verdiğim 1,4 rakamın da büyüme düzeltmesi yok, büyümeyi de düzeltirsek o daha ayrı. Sadece altını ve akaryakıt fiyatlarını düzelttiğimiz zaman cari açığımız -bu çalışmayı siz de tekrar uzmanlarınıza yaptırıp şey yapabilirsiniz- 2015 yılında millî gelirin 1,4'ü oranında 2014 yılına göre artıyor. Bunu da sırası gelmişken ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim.