| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/750) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 11 .08.2016 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar; tabii, dün Bakanlar Kuruluna birtakım geniş yetkileri verdik bazı özel mülkiyetlere, kamu yerlerine sahip olma; şimdi, bugün devamında her ne kadar belediyeleri bir sıkıntıdan kurtarıyormuş gibi olsak da kentlere, orada yaşayan insanlara çok da iyilikler yaptığımızı zannetmiyorum. Yani bu bir rızasız lokma ve kul hakkından öteye bir şey de değil.
Değerli arkadaşlar, Tokat'ta bir harita mühendisiyle konuşmuştum. Yaklaşık beş altı yıl önce belediye ona bir iş vermiş "Daha da iş alamıyorum belediyeden." diyor ve bu 18 madde uygulamasıyla ilgili bir mahallede bir imar çalışması yaptı. "Orada bulunan arsa sakinlerinin bir tanesinden belediyeye askı süresinde itiraz dilekçesi gitmedi ama ben hakkı, hakkaniyeti, orada yaşayan insanların geçmişten gelen kadim haklarını koruyarak oranın gelecekte nasıl bir kent olması gerektiği yönünde çalışma yaptım." diyor ama bütün belediye başkanlarımızın gelişen ve değişen dünyada AKP iktidarıyla birlikte şehirdeki vatandaşın malından, mülkünden kısa sürede rant elde etme, gelir elde etme anlayışıyla hakkaniyetten, yasalardan, haktan, hukuktan, kul hakkından hızla uzaklaştığını görüyoruz. Az önceki sevgili Belediyeler Birliği temsilcimizin sözünü ettiği kâğıda imza koyan belediyelerin birçoğu da bakıyor ki bazı belediyeler işlerini çözüyor, TOKİ'den destek alıyor, Şehircilik Bakanlığından, bazen belediyeleri baypas yapıp imara doğrudan bakanlık talimatlarla şehir imarları yapıyor, birtakım kazanımlar oluyor. Bunlar da içinde bulunduğu açmazlardan kısa sürede kasası dolu mega projeler peşine koşan belediye olma iştahı uğruna o kararı almışlar. Ama bizim Anayasa'mız, daha da ötesi altında imzamızın bulunduğu uluslararası sözleşmeler bizim ülkemizi de insanlarımızı da zor duruma düşürüyor. Bu anlamda 18'inci maddede az önce bir arkadaşımız, Sayın Tan'dı yanılmıyorsam ifade etti, eğer yüzde 40 yetmiyorsa, bu yüzde 45 olsun ama vatandaşı mağdur etmeden o kentleri yaşanabilir kent hâline dönüştürmek anlamında olsun.
Tokat'tan son bir örnek vereyim Kazova'nın göbeğinden geçen Yeşilırmak'ın kenarında 372 dönüm bir arazi, ırmağa sıfır. Ama belediye ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı zamanında korumamış burayı, kullanılmış ırmak yatağı diye delik deşik edilmiş, şimdi de "Burası ekilir biçilir bir arazi değil." deyip buraya bir sanayi çarşısı getiriyorlar. Ama dünyada bütün ülkeler ama bütün ülkeler ekilebilir alanları korumaya, buraya ilaveler yapmaya, şehir imarlarında dikkate alırken bu vasıfta olan arazilerden özellikle ırak durmaya çaba gösteriyor. Ama bizler gelişen dünyada kısa sürede rant hem bireysel olarak toplumu bu yönde manipüle ediyoruz hem de belediyeleri, o çok katlı, o şehirleri yaşanmaz olan imar girdabına hızla atıyoruz. Az önce arkadaşlarım da söyledi, belediye bir mülkünüze imar düzenlemesi yapacak ama "inşaatlara da, yapılaşmaya da devam" denecek size de buranın bedelini on yılda verecek. O mülkünüz elden gitmiştir arkadaşlar, bunu söyleyeyim. Ama çok net yapılması gereken: Belediye şehir imarlarında şehrin genişlemesine ve uzak hedeflerine yönelik yaptığı planlamalara bir şerh koyar "İki yıl, üç yıl, beş yıl bu hedefleri gerçekleştiremezsen mülkiyet sahibine iade edilir." der, günün şartlarına göre bir imar yapılıyor, böyle bir düzenleme olursa buna el birliğiyle sahip çıkıp destek verelim. Ama bu hâliyle bu yasanın işimizi zorlaştıracağı ve her zaman da sözünü ettiğimiz, ilk geldiğimiz günden de duyduğumuz Komisyon Başkanımızın ağzından bir cümle var. "Türkiye Büyük Millet Meclisine ihtisas komisyonları, hele Plan ve Bütçe Komisyonu liyakat kazandırır, çok şey kazandırır, bir yol açıcı." deniyor. Ama gördüğüm kadarıyla bu Komisyon şu anda bırakınız yol açmayı belli yolsuzlukların, hukuksuzlukların yolunu açıyor. Bu anlamda bu tasarı tekrar çekilmeli, gözden geçirilmeli, belediyeleri, belediye meclis ve başkanlarını mutlu etmekten öteye fotoğrafın büyüğünü, orada yaşayan insanları mutlaka devlete, o kurumlara saygı duyacak hâle getirme noktasında özen göstermeliyiz diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar.