FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler sunumunuz için.

Özellikle, çocukların güvenini artırıcı şeylerin yapılması yani esas olanın o olduğunu ifade etmeniz çok önemliydi çünkü hep hani her şeye kendi malımız gibi bakmaya alışık olduğumuz için sanki çocuklar da bize ait bir şeymiş gibi hâlbuki kendi varlıkları var, sorumlulukları var, çok güzel akılları var yani hakikaten o güveni yaşasalar belki çok daha iyi ifade edecekler hiçbir şeye zorlanmasalar. O anlamda, çok önemli buluyorum vurgunuzu.

Ben, adli tıpta da eğitim gerekmiyor mu özellikle bunu sormak isterim. Çünkü, hukukçulara dediniz eğitim, evet, katılıyorum gerçekten hukukun bütün alanındaki meslektaşlarıma eğitim gerekiyor, şiddet konusunda da gerekiyor, işte, çocuk istismarı konusunda da gerekiyor. Ama, adli tıpta da özellikle bu işte ruh sağlığı bozulmamış raporlarını verenlerin de ayrı eğitimlerden geçmeleri gerekmiyor mu? Ben bazı raporlarda mesela, kadına şiddet konusunda gerçekten psikiyatrist bir uzmanın olmadan imzalandığı raporlar görüyorum yani o ruh sağlığı nasıl bozulmamış, o kararı nasıl veriyorlar? Dediğiniz gibi, istismara uğrayan bir çocuğun nasıl ruh sağlığı bozulmaz ya da şiddete uğrayan bir kadının nasıl bozulmaz, yani otuz yıllık hukukçuyum, bunu anlamak en zorlandığımız şeylerden birisidir. O yüzden, adli tıpta da bu eğitim özellikle gerekmiyor mu?

Bir de disiplinler arası iş birliği hakikaten önemli, o geçişleri, koordinasyonu sağlamamız gerekiyor diye düşünüyorum.