FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi bu 7'nci maddeyle aslında özetle ne diyoruz: Dışarıdan ülkeye sahip olduğun parayı, kim olursan ol, Türk veya yabancı, bir şekilde getir, ben sana hiçbir şey sormayacağım, vergi de almayacağım, kendi hesabına da getirme, istersen başkasının hesabına da getir yatır, orada da bir şey sormayacağım. Yani gerçekten bu kadar sıkıntılı durumda mıyız? Türk ekonomisi gerçekten bu kadar ızrar hâlinde nasıl gelirse gelsin de para gelsin, kimin parası olursa olsun sormayacağım, etmeyeceğim deme noktasına mı geldi?

Sayın Başkan, şimdi, bakın, bir, benim gördüğüm hâliyle bu madde, kara para ve terörizmin finansmanıyla ilgili mensup olduğumuz anlaşmalar bakımından, kurallar bakımından ciddi sorun yaratır. "Sorun yaratsın bu defalık atlatabiliriz." dememiz mümkün değil çünkü bu sorun yaratıldığı andan itibaren bunun birtakım müeyyideleri var. İş adamımız mesela, parayı dışarıya transfer edecek. Eğer siz kara para aklayan veya terörizmin finansmanını soruşturmayan bir ülke pozisyonuna düşerseniz o zaman sizin bankalarınızdan yapılacak olan işlemler sorgu altına alınacak. Bugün, dünyada bu işlemleri gerçek zamanda yapmanız gerekirken günler alabilecek, sorgulanacak yaptığınız bütün işlemler ve ciddi şekilde ithalat ve ihracatta kayıplara uğramamız söz konusu olacak.

İkinci önemli olay şu: Yurt dışındaki parayı getir diyorsunuz. Ben şunu soracağım değerli arkadaşlarıma ve Sayın Bakana: Bu Panama dosyaları neden dünyada bu kadar çok sıkıntı yarattı? Onlar da paralarını daha düşük vergi ödemek maksadıyla yurt dışına çıkarmışlardı.

Şimdi, bütün dünyada şöyle bir eğilim var: Mevcut düzene karşı çıkılıyor çünkü şunu diyor insanlar: Arkadaş, sen parayı benim ülkemde kazanıyorsun ama götürüyorsun vergiyi daha düşük olduğu için başka ülkede ödüyorsun. Dolayısıyla, ben, senin kazandığın paradan adil bir pay alıp sen kazanırken ülkedeki yoksulların, dışlanmışların durumunu telafi etmek maksadıyla bu vergi gelirlerini kullanamıyorum. Bu vergi gelirlerini kullanamadığım için de bu ülke kullanamadığı için de ciddi sosyal sıkıntılar çıkıyor, patlamalar oluyor. Onun için, bu dışarıya parayı kaçırıp orada daha düşük vergi alanların da parayı ödemeleri dahi bugün -iş adamlarının veya siyasetçilerin- ciddi tepkiyle karşılanıyor.

Şimdi, siz burada bu yasayı getiriyorsunuz, içeride de millete diyorsunuz ki: Arkadaş, bunlar, bir kısmı, düşük vergi ödemek için paralarını dışarı götürmüşler, içeride de varlığını deklare etmemiş bir şekilde şimdi bu parayı getirip koyacak ama bundan 5 kuruş vergi ödemeyecek. Açık söyleyeyim, bunu bu millete zor anlatırsınız. Gerçekten bu, bu millete zor anlatılır.

BAŞKAN - Türkiye'de işletme, mutlaka deftere kaydetmeleri gerekiyor.

FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - İşletmeye girerse girsin, ben daha önce namuslu iş adamıyım, ben namuslu vatandaşım, vergimi ödemişim, paramı göstermişim ama bu göstermemiş şimdi, buna diyorsunuz ki: Sen getir malını içeri sok, işletme defterine de kaydettir, ben senden 5 kuruş vergi almayacağım. Ha, sen bunu çıkarırsan da vergi almayacağım, bunu getirip başkasının namına yatırırsan senden veraset ve intikal vergisi de almayacağım. Bunu niye yapıyorsunuz? Yani başkasının mal ve hesabına yatırma ihtiyacı nereden kaynaklanıyor gerçekten bunu da öğrenmek istiyorum Sayın Bakandan. Niye? Kendi hesabına, kendi işletmesine getirsin yatırsın parası varsa, niye başkasının nam ve hesabına yatırılıyor? Şimdi, bütün bunlara baktığımız zaman bu madde... Şunu söylerler yani ben de geçmişte bürokratlık yaparken birtakım insanlar gelirdi ve bazı bilgiler verirlerdi. "Efendim, şurada, Körfez'de veya işte başka bir yerde çok büyük paralar var. Türkiye'ye gelmek istiyor bu paralar ama şöyle bir düzenleme yaparsınız." Yapılır o düzenleme, bazen hani ufak birtakım şeyler yapılır, böyle bir para gelmez. Bu paralar böyle şartlı şurtlu, işte "Şunu yaparsanız geliriz." diyen paralar... Aslında sonunda böyle bir para gelmez; birileri gelir, bir gün kalır, çıkar gider dışarıya. Onun için, ben bu maddenin yeniden değerlendirilmesini ve mümkünse de yasa metninden çıkarılmasını öneriyorum.

Bana söz verdiğiniz için de teşekkür ediyorum.