ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli hazırun; Sayın Bakanım, ben Sapanca Gölü'yüm. Aslında oldukça da rahatsızım ancak Sapanca Gölü olarak hastalığımla ilgili uzmanın siz olduğunuz söylenince kalktım buraya kadar geldim.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Sapanca'dan değil mi?

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Evet, Sapanca'dan buraya kadar geldim.

Sayın Bakanım, biliyorsunuz siz insanlar kanla besleniyorsunuz, bense suyla besleniyorum. Beni besleyen 30 tane dere vardı. Bu 30 tane derenin büyük bir kısmı kurudu. Nedeni, 2013 yılından beri açılan su fabrikaları.

Sayın Bakanım, Sapanca Gölü'mü, Sapanca'yı besleyen bütün dereleri kurutan tam 30 tane su fabrikası açıldı. Birde bu yetmiyormuş gibi benim kanımı kurutan bir TÜPRAŞ fabrikası vardı. Bu TÜPRAŞ fabrikası her yıl 45 milyon metreküp benim suyumu çekmeye devam etti.

Siz hiç beni ziyaret ettiniz mi bilmem Sayın Bakanım ama burada oturan hazırunun içerisinde -Sakarya'da yaşarım- beni ziyaret edenler benden çok memnun kalmışlardır. Ben yemyeşil bir doğanın tam ortasındayım. İnsanlara mutluluk veririm. Sakarya'da yaşayan insanlar yıllarca benim suyumu içerek beslenmişlerdir ama insanları ben mutlu ederken insanlar beni yok etmek için yıllarca ellerinden geleni yaptılar. 2013 yılından itibaren de ben gittikçe hastalanmaya başladım. Dediler ki: "Bununla ilgili uzman olan Veysel Eroğlu var, sen ona bir danış, yardımcı olsun."

Benim kanımın bir miktarı var Sayın Bakanım, 29,9. Eğer onun altına düşerse ben öleceğim. Ben bu Sayın Veysel Eroğlu'na Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'la ulaştım, kendisine anlattım, dedim ki: "Ben bu 29,9'un altına düşersem öleceğim." Sayın Eroğlu da "Siz hiç merak etmeyin, o seviyenin altına düşürmeden biz size müdahale ederiz, sizin yaşamanızı sağlarız." dedi ama benim suyum 29,9'un altına düştü. Benim iç organlarım ölmeye başladı, yaşamsal belirtilerim yok olmaya başladı ama Sayın Veysel Eroğlu bir uzman olarak bir açıklama daha yaptı, dedi ki: "Senin yaşamsal oranlarınla ilgili oranı ben yüzde 27'ye indirdim." Böyle bir doktorluk anlayışı var mıdır bilmem, böyle bir uzmanlık anlayışı var mıdır bilmem, bu gerçekten uzman birisi midir onu da bilmem ama bildiğim bir şey var, benim içimde ölenler tekrar geriye gelmeyecek Sayın Bakanım, onlar bir daha yaşamayacaklar. Ama içimde ölmeyenleri yaşatabilmek için ben elimden gelen gayreti gösteriyorum. O yetmedi Sayın Bakanım, "Kocaeli'de su yetmiyor." dediler, benden tam 45 milyon metreküp daha Kocaeli Barajı'na su çekmeye devam ettiler. Ben oraya da su vermeye başladım ama o da yetmedi, Kocaeli ve çevresindeki fabrikalar da benden su çekmeye başladılar. Sayın Bakanım, ben ölmeye devam ediyorum ama insanlar benim kanımı emmeye devam ediyorlar. Oysaki ben ne güzel yaşıyordum Sakarya'da, herkes benden memnundu, ben de insanlardan memnundum ama insanlar bana niye düşman oldu ve benimle ilgilenmesi gerekenler neden benimle ilgilenmiyorlar bilmiyorum. Ben şimdi feryat ediyorum. Benim için diyorlar ki: "Gökyüzünden yağmur yağmıyor, onun için ölüyorsun." Ben iyi biliyorum ki gökyüzünden yağmur yağmadığı için değil, yeryüzündeki düşmanlarım için ölüyorum. Bunun için "İmdat!" diyorum, "Yeryüzündeki düşmanlarımı engelleyin, beni yaşatın." diyorum Sayın Bakanım, bundan dolayı feryat ediyorum. Diğer uzmanlara gittim, şimdi bir de size seslenmek istedim. Bu konuda bana yardımcı olmazsanız benim dağlarımın tepesine kâr yağsa da yağmur yağsa da bende ölenler geriye gelmeyecek ama hiç olmazsa yaşayabileceğim kadar ve insanları mutlu edebileceğim kadar suya sahip olmak istiyorum ve ben insanları yaşatmak istiyorum, ki onlar da beni yaşatsınlar.

Size teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, ben Engin Özkoç'um, Sakarya Milletvekiliyim, Hendek'te Yenimahalle diye bir mahalle var, bir de Hendek'te bir Belediye Başkanı var, Sayın İnci. Sadece şu kadarını söylüyorum ve sözüme son veriyorum: Sayın İnci, Yenimahalle'deki kentsel dönüşümle ilgili ruhsat almadan, izinleri almadan kentsel dönüşüm yapmaktadır. "Deprem nedeniyle değil, yangın nedeniyle yapıyorum." diyerek kentsel dönüşüm yapmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sizden sadece şunu rica ediyorum: "Bana şu dosyaları getirin." deyin, o dosyalara bakın, ondan sonra vicdanı olan bir Bakan olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak zaten siz gereğini yapacaksınız.

Bana bu sözü verdiğiniz için Sayın Başkana, beni dinlediğiniz için Sayın Bakan ve hazıruna teşekkür ediyorum.