MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Üzerinde çok konuştuğumuz bir madde. Öncelikle, ilkesel olarak şu hususu belirteceğim: Sayın Bakan bizim bazı önergelerimizle ilgili şu ifadeye kullandı "Bu teklif sadece kamu alacaklarını kapsıyor, özel nitelikteki hukuktan kaynaklanan, sözleşmelerden kaynaklanan alacakları kapsamıyor." dedi. O hâlde, bu maddenin ne işi var burada? Yani bu madde kamu alacağıyla ilgili bir madde mi? Değil.

Yine, biraz önce de söyledim, herkes istiyor; iktidar, muhalefet vekilleri istiyor, Bakan da istiyor ama olmuyor. Nedir? Vergisini düzenli ödeyenlere indirim meselesi. Ama ne hikmetse herkesin istediği olmuyor yani bizlerin, en azından, belli endişelerle, belli kaygılarla istemediğimiz bu madde üzerinde ısrar ediliyor. Bir defa, ilkesel tutum açısından çelişkiler açık, ortada görünüyor.

Bizim bu maddeyle ilgili olarak daha önceki tasarıda da ifade ettik, burada da ifade ettik; sadece satır başlarıyla birkaç hususu söyleyeyim. Biz diyoruz ki: Sırf getirme işlemiyle ilgili olarak da olsa ben kara paraya soruşturma, kovuşturma yapılmayacağı güvencesinin verilmesini istemiyorum. Biz bunu doğru bulmuyoruz. "Sadece ülkeye gelişinden dolayı, getirilmesinden dolayı, kara para mı, değil mi soruşturması yapmayacağım." güvencesi doğru bir şey değil.

Madde içeriklerinde de hep konuştuk, üçüncü şahısların nam ve hesabına getirilme meselesi, kayıtları alınmaması meselesi, ülkede belli bir müddet kalma şartı konulmaması, vergi alınmaması yine bu maddeyle ilgili olarak bizim teknik olarak eleştirilerimiz.

Yani espri yapmak gerekirse, mazur görün, ben kimseye bir şey demek için demiyorum ama bu tasarı bize şunu diyor: Dört ayaklı, bıyıkları var, damda, çatıda gezer 'miyav miyav' der... "Bu kedi değil." diyorsunuz, biz de kedi diyoruz.

Teşekkür ediyorum.