KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, hepinize selam ve saygılarımı iletiyorum.

Tabii, arkadaşlarımızın hakikaten dediklerinin hepsine yürekten katılıyorum, tekrardan kaçınmak istiyorum ama söyleyeceğim bu cümleler, ne olur yani kişilere özgü, şahıslara özgü değil, genel ifade olarak yasalarda geçtiği için, yani daha doğrusu teorik anlamda parlamento hukukunda geçtiği için söylüyorum.

Bir, parlamento hukuku temel ilkelerine göre diyor ki: "Ahlaksız yasa olmaz. Bir yasanın önce ahlakla iç içe olması lazım. Yani yasayla ahlaksızlığı düzenleyemezsiniz."

Şimdi, buna baktığımız zaman, kişi ahlaklı davranamamış, namuslu davranamamış, parayı kaçırmış, efendim biz şimdi diyoruz ki: "Gel kardeşim, sen parayı getir de biz sana karşı hiçbir soruşturmaya izin vermeyeceğiz." Onun için yasa koyucu ahlaklı yasa yapar, ahlaksız yasa yapmaz, yapmaması lazım. İstenen bu aslında, yani yasa koyucudan beklenen bu.

Hatta onunla ilgili nur içerisinde yatsın rahmetli Hocamız Şener Akyol derdi ki: "Dürüstlük ilkesi... Hakkın kötüye kullanılması yasağı..." Burada Parlamento acaba hakkını kötüye kullanmıyor mu? Dürüstlük ilkesine tam ters bir işlem yapmıyor mu? Bu açıdan bunu düşünmek lazım.

Kanun niçin yapılır? Kamu yararı gereğince yapılır. Yani bu kamunun ne yararı var bu paranın getirilmesinde? Vatandaş geldi, bu akşam getirdi, talimatla bir saatte geldi, ertesi güne kalmaz, ikinci talimatla da gönderir. Burada hangi kamu yararı var? Burada kamu yararı mı var, yoksa kişisel yararlar mı var? Kişisel yararlarda da kaç kişinin kişisel yararı var? Bu açıdan bu gerçekten sıkıntılı bir durum. Yani hangi kişisel ihtiyaçtan kaynaklanıyor veya hangi toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanıyor? Buradaki kamu yararı ölçütünü değerli arkadaşlarımız anlattılar, ben bir türlü yakalayamadım kamu yararını, sizler anlattınız, o kamu yararı ölçütünü ben de yakalayamadım ama yakaladığım bir şey oldu.

Gerekçelerinizi hemen ben izninizle okuyorum, 3 tane gerekçe saydınız: Bir, yatırım açısından. Arkadaşlar, 81 tane ilimiz var şu anda, 81 ilimizde yatırıma bakıyoruz, Şırnak'a vatandaş yatırım yapıyor mu? Veya Güneydoğu'ya, Doğu Anadolu'ya yatırıma bakıyoruz, İç Anadolu'ya, Ege'ye, neye bakıyor vatandaş? Diyor ki: "Bana güvenliği sağlayabilecek olan hangi il varsa ben oraya yatırım yaparım." Biz kendi 7 bölgemizde bunu kriter alıyor isek diğer ülkelerde bulunan para, yani daha doğrusu yatırımcı, istihdamcı, gerçekten yatırım yapmak isteyen kişi de der ki: "Ya, arkadaş, ben gidip şu anda Türkiye'de niçin yatırım yapayım, her gün bombalar patlıyor?" Efendim, bakıyoruz, her gün terör var, sınırları kevgir gibi, her gün terör örgütleri sınırlarından girip çıkıyor. Efendim, siyasi iktidarın aleyhine karar veren savcısı cezaevinde, hâkimi cezaevinde, işlem yapan emniyeti cezaevinde, sevmediği konuyu haber yapan televizyonu kapatıyor, para cezası kesiyor veya muhaliflerin şirketlerine kayyum atanarak mal varlığına el konuluyor, milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırıyor, tweet atıyor, yakalanıyor, cezaevine atılıyor. Yani böyle bir yerde Allah rızası için aklıselim olan hangi yatırımcı gelir yatırım yapar?

Çok güzel bir söz var, diyor ki: "İktisadi güvenlik, iktisadi istikrar hukuki güvenliği gerektirir. Hukuki güvenliğin, hukuk güvencesinin olmadığı bir yere para da gitmez, istihdam da yapılmaz, düzen de sağlanmaz, adalet de sağlanmaz."

Şimdi, adaletin, hukukun üstünlüğünün, demokrasinin, özgürlüklerin egemen olmadığı bir ülkeye kimse gelip yatırım yapmaz. Keşke yatırım yapsalar da biz de burada mahcup olsak, temennimiz o, mahcup olmayı çok isterim gerçekten. Ama dışarıda hiç istihdamlı olmayan, işveren olmayan birisiyle konuşursanız da hiç kimse gayet rahat... Vatandaş bizde turist olarak gelip burada tatilini yapmıyor, yapmaktan korkuyor. Tatilini yapmaktan korkan bir işveren gelip nasıl yatırımını yapar? Yani bu yatırım yapma gerekçeniz bu argümanlarla çürütülüyor. Ama dediğiniz şu laf doğru: "Gelen para rahatlıkla çıkmayı da istiyor, onun için bize..." Doğru, işte kara para zaten bunu istiyor, ben legalleşeyim, legalleşme yoluyla da çıkmak isterim.

Onun için buraya -hele hele bir önceki değerli hatip arkadaşımız da söyledi- bu aziz mübarek ramazan günü böyle bir yasayı getirmeyin, bari başka bir dönemde getirin. Yani diyeceksiniz "Allah'ın her günü eşittir." Doğru ama aslında gelmemesinde, geri alınmasında yarar var diyorum, sözümü burada bitiriyorum

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.