KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İmral Bey, bu çok parçalı oldu. Şimdi, 11'inci maddede, burada farklı olunca net olarak göremedik. Şimdi, bu geçici maddeyle Anayasa Mahkemesinin verdiği son karara istinaden geçmişte özellikle emekli olmuş ve otuz yıl üzerinden emekli edilmiş ama otuz beş yıl, kırk yıl çalışmış olanlar için ne yapıyoruz, ne getiriyoruz; onu tam bir izah edebilir misiniz?

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI DAİRE BAŞKANI İMRAL DURAN - Sayın Vekilim, esasi itibarıyla Anayasa Mahkemesinin verdiği otuz yıl süreli kararın geçmişe uygulamasıyla ilgili bizim düzenlediğimiz bir husus yok. Dün belki akşamın yorgunluğundan izah etmekte zorluk çekmiş olabiliriz. Biz, Gelir Vergisi Kanunu'nun 23/11 ve 25/5 maddesi kapsamında olan bazı sandıklar tarafından ödenen emekli aylıkları ve emekli ikramiyelerinde baz alınacak istisna tutarıyla ilgili düzenleme yapıyoruz. Mevcut uygulama tazminatlar bakımından şöyle: Kamuda çalışanlar açısından zaten alınan emekli ikramiyeleri vergiden istisna, bunlarla ilgili herhangi bir sınır şartı yok çünkü en yüksek devlet memurunun aldığı emekli ikramiyesi tutarına kadar yapılan ödemeler istisna kapsamında fakat öyle emekli yardım sandıkları var ki, bunların yaptıkları tazminat ödemeleri veya emekli ikramiyesi ödemeleri veya aylık ödemeleri en yüksek devlet memurunun aldığı tutarın üzerinde olabiliyor. Dolayısıyla, burada bir baz belirlenerek bu istisnanın belirlenmesi, istisnayı aşan tutarın ise ücret olarak vergilendirilmesi lazım. Örneğin, 506 sayılı Kanun'un geçici 20'nci maddesi kapsamında sandıklar tarafından üyelerine emekli ikramiyesi ödeniyor. Bu ikramiyenin en yüksek devlet memurunun aldığı ikramiyeye isabet eden tutarına Gelir Vergisi Kanunu istisna tanımış ama bu istisna geçmişte Emekli Sandığının ilgili maddesinin iptalinden önce otuz yıllık kıdem dikkate alınarak tazminat tutarı hesaplanıyordu. En yüksek devlet memurunun otuz yıllık kıdeminde alabileceği emekli ikramiyesi neyse bu tutar istisna ediliyor, bunun üzerinde aldığı tutar ücret olarak vergiye tabi tutuluyordu. Otuz yıl süresi iptal edildikten sonra, özellikle sektörde şöyle bir anlayış ortaya çıktı: Otuz yıllık süreden sonra kırk yedi yıla kadar kıdem hesaplaması yapılabilir gibi bir anlayış doğdu. İlgili uzmanlar, ilgili mütehassıs kişiler hesaplamayı şöyle yapmaya başladılar: "18 yaşında devlet memuriyetine başlarsa 65 yaşına kadar da memuriyeti devam eder, dolayısıyla kırk yedi yıllık kıdemi olabilir. Kırk yedi yıllık kıdem üzerinden Başbakanlık Müsteşarı şu kadar tazminat alır, bu kadar tutarı istisnadır." gibi yorumlar yapıldı. Bu boşluğun doldurulmasıyla ilgili de çerçeve 12'nci maddede yapılan düzenleme öngörüldü. Baz alınan tutar fiilen çalışılan tutar dikkate alınarak, yirmi yıl çalışıldıysa yani kişinin yirmi yıllık kıdemi varsa bu yirmi yıllık kıdeme isabet eden en yüksek devlet memurunun aldığı aylık tutarı neyse o tutar aylıklar için istisna edilecek, en yüksek devlet memurunun aylığı aldığı emekli ikramiye tutarı neyse o tutar dikkate alınarak tazminat ödemelerinde istisna uygulanacak. Dolayısıyla, yaptığımız düzenlemenin geçmişe yönelik bir şümulü yok. Bundan sonra yapılacak emekli aylıklarına ve emekli ikramiyelerine uygulanacak. Geçmişte ödenen emekli aylıkları ve emekli ikramiyelerine uygulanacak istisna tutarı ise ilgili dönemdeki cari mevzuata göre dikkate alınacak. Bizim geçici maddede yaptığımız düzenleme ise tamamen bundan farklı. 2001 yılında 4697 sayılı Kanun'la ilgili maddelerde yapılan değişiklik kapsamında bazı sandıklar kapsamda çıkarılmış. Nedir bu sandıklar? Tüzel kişiliğini haiz emekli sandıkları. 2001 yılında ilgili maddelerden çıkarılmış ama bu sandıklarla ilgili 4697 sayılı Kanun'un geçici 1'inci maddesinde "Bu sandıkların, 2001 yılından önce kurulan sandıkların üyeleri hakkında 4697 sayılı Kanun öncesi hükümler uygulanır." denilmiş. Dolayısıyla, bu sandıkların üyeleri henüz emekli aylığı alıyorsa veya sistemdeyse, yarın emekli olduklarında emekli ikramiyesi alacaklarsa 2001 öncesi hükümlere tabiler. 2001 öncesi hükümlere tabi olduklarından dolayı bunlar açısından biz şu an "Fiilî çalışılan süre dikkate alınarak tazminat ve aylık tutarı hesaplanacak." dediğimiz zaman müktesep hak kaybı olacak, yeni ihtilaflar ortaya çıkacak çünkü geçmişte bunlar otuz yıl baz alınarak zaten emekli aylığı ve emekli ikramiyesi almaya devam ediyorlardı. Bu kapsamda düzenleme yapılmaktadır.

Arz ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Soruma devam edebilir miyim?

BAŞKAN - Peki, sonra da Sayın Günal'a söz vereceğim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi İmral Bey'in verdiği cevaba göre Sayın Bakanım size sormam lazım: Anayasa Mahkemesinin kararından sonra büyük bir beklenti var otuz yılın üzerinde çalışmış, daha önceden emekli olmuşlarla ilgili; onlar büyük bir beklentiye girdiler "Biz de ikramiye alabileceğiz." şeklinde. Bununla ilgili hiçbir düzenleme yapılmadı. Bu siyasi bir konu. Neden bununla ilgili bir düzenleme yapmadık? Şimdiye kadar yapılması lazımdı ve böyle bir beklenti de var. Anayasa Mahkemesinin kararından sonra da bu hukuki hâle geldi, haklarıdır da. Kaç kişi var yani bu şey sonuçta çok mu sıkıntı?

BAŞKAN - Sandıkları söylüyorsunuz herhâlde?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI DAİRE BAŞKANI İMRAL DURAN - Emekli mi, normal devlet memurundan mı bahsediyorsunuz?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Devlet memurundan bahsediyorum. Çok mu sıkıntıya sokacak bir meblağ ortaya çıkıyor, bir hesaplama yapıldı mı acaba?

Teşekkür ederim.