KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞBAKAN YARDIMCISI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Şimdi, şuna biz de katılıyoruz yani bu düzenleme yasalaşırsa belli bir süre, yine 2012 öncesinde yani kaldırılmadan önceki aşamada karşı karşıya kaldığımız ve hapis cezasının kaldırılmasını zorunlu hâle getiren tabloyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu mümkün ve çok büyük bir ihtimalle de öyle olacak yine.

Özellikle, sayı belli bir rakamın üzerine çıkınca, belli bir hacme ulaşınca bu baskı yoğun bir şekilde gelmeye devam edecek tıpkı 2012 öncesinde olduğu gibi ve yine biz çok büyük bir ihtimalle bu sefer tam tersini yapacağız. Demin sunum yaparken aradan önce, orada bunun... Tamam, ekonomik boyutu var elbette. Çeke güven kazandırmak, kredibilite, ticaret hacmi, mübadele, vesaire bunların hepsi doğru ama diğer taraftan da bir sosyal olay bu aynı zamanda. Hem kaldırırken sosyal bir olay olarak, bir baskı olarak kullanıldı; şimdi de getirmek için kullanılıyor aynı şekilde, aynı çevreler tarafından talep ediliyor. O zaman topyekûn, hep birlikte, siyaset kurumu da dâhil, tekraren söylüyorum, hepimiz hep birlikte kaldıralım dedik; şimdi, aşağı yukarı yine aynı kesimler, istisnalar olabilir tabii yani tümünü tam şey yapamıyoruz belki ama hep birlikte tekrar getirelim diyoruz. Nedeni sosyal, belki ekonomik kriterin önüne geçiyor maalesef ama kayıtsız da kalamıyoruz. Gittiğimiz her yerde, siz de büyük ihtimalle, bütün arkadaşlarımız benzer bir tabloyla karşı karşıya kalıyorlar. Daha konuşmaya başlamadan önce "Çeke hapis." ilk sözü o. Dolayısıyla, yani...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Bakanım, aslında olması gereken yani bu işi en derinden yaşayan kesim kim? İş dünyası değil mi? Örgütleri de var, bunların hukukçuları da var. Aslında hem Bakanlığa hem Komisyonumuza resmî olarak "Şu maddede şöyle bir düzenleme yapılsın." diye görüşlerini bize göndermeleri gerekiyordu, bunun alınması gerekirdi.

BAŞBAKAN YARDIMCISI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Görüş hapis Mustafa Bey yani gerçekten öyle, hapis.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bu işi istismar edeni gönderelim hapse ama masumu niye gönderiyoruz?

BAŞBAKAN YARDIMCISI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Evet, doğru, şimdi, tabii, bu genel bir uygulama. Dediğiniz gibi, ticari hayatın gereği olarak elinde olmayan, tamamen iyi niyetle bu fiille karşı karşıya kalan insanlar da olacak ve onlar da bu müeyyideyle, bu yaptırımla karşı karşıya kalacak yani bu da işin şeyi. Ama burada önemli olan hangi oranda bu insanlar bu şeyle karşı karşıya kalıyor? Hangi oranda, diğer... Sadece kötü niyetli dolandırıcılık değil, aynı zamanda bir ticari hayatın gerektirdiği basiretli tüccar gibi hareket etmeyenleri de büyük oranda aslında kapsıyor. Zaten bu getirildiği zaman insanlar çek tanzim edeceği zaman çok daha dikkatli olacaklar, çok daha derin düşünecekler, gelecekle ilgili ödeme planlarını, işte, nakit giriş-çıkışlarını, neyse, risk ihtimallerini daha sağlıklı yapmak durumunda kalacaklar. Şu anda olmadığı için çek çok rahatlıkla tanzim ediliyor, belki en büyük etkisi bu olacak. Dolandırıcılar için, biliyorsunuz, ayrıca Türk Ceza Kanunu'nda o kapsama girebilir, eğer o şey delillendirilebilirse zaten daha ağır müeyyideler var yani o anlamda.

Şimdi, Sayın Erdoğdu'nun söylediği olay önemli, keşide edildiğinde kayda girilmesinin izlenmesi açısından son derece önemli. Burada ona yönelik olarak biraz önce değiştirdiğimiz düzenleme yapılmıştı ama bunun doğrudan özellikle küçük çek kullanan, çek alanları cezalandırmak amacıyla, yöntemiyle değil de -işte, biraz önce düzelttik hep birlikte onu- başka bir şekilde yapılması lazım. Biz yine Genel Kurula kadar oraya başka bir mekanizma koyabilir miyiz, bilemiyorum. Şu anda banka sorumluluğuyla ilgili o cümleyi çıkarttığımız için bankanın sorumluluğu devam edecek. Dolayısıyla, oraya başka bir şey getirelim ama önemli bir konu yani istatistiki olarak izlemek açısından vadesinde değil de keşide edildiği tarihte sistemin tümünü daha sağlıklı izlemek, görmek açısından kayda geçirilmesini teşvik etmekte fayda var.