KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2015 Sağlık Bakanlığı bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Devletin asli görevleri içerisinde yer alan eğitim, sağlık, ulaşım, adalet ve buna benzer birçok fonksiyonların yerine getirilmesi noktasında her şeyden önce sağlığın ne kadar önemli olduğunun elbette ki idraki içerisindeyiz.

Ben sözlerime, özellikle insanların sağlığında değil de hasta yataklarındayken ne kadar da sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyulduğunu ve sağlığın ne kadar önemli olduğunu, özellikle Zigetvar Kalesi alınırken hasta yatağında "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi..." Yani han da olsak, hakan da olsak, sultan da olsak, halk da olsak mutlaka bu sağlık hizmetlerine ben bir mektepli olarak değil ama bir alaylı gözüyle baktığım zaman, gerçekten ne kadar şükretsek, hamdetsek sahadaki yapılan çalışmalara o kadar azdır diye düşünüyorum.

Özellikle AK PARTİ iktidarları dönemimde bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarda önce devlet değil, insan diyerek yola çıktık, elbette ki "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturuyla hareket etmekteyiz. Belirtilen bu geniş perspektif içerisinde ihtiyaç duyulan insan kaynaklarının geliştirilmesi, sağlık tesislerinin kurulması, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, tedaviyi bugüne kadar yurt dışında ararken artık yapılmış olan bu devrim niteliğindeki çalışmalarla yurt dışından bölgemize, ülkemize sağlık turizminin de bir akarının olduğunu görmekteyiz. Özellikle AK PARTİ dönemleri içerisinde, ben, biraz, hafızayi beşer nisyan ile maluldür, gerçekten...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hüseyin ne yapsa seni geçemez Mustafa Ağabey!

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Nasıl?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sen böyle git, bu Hüseyin falan hikâye, Uğur muğur hayatta geçemez!

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Kimseyle yarıştığımız yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Senin rekorunu kimse geçemez. İyi gidiyorsun!

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Yok, yok. Biz her zaman için kendimizle yarışıyoruz. O konuda öyle bir lüksümüz de yok. Yapılanları ifade etmeye çalışıyoruz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Vallahi helal olsun! Hiç kimse geçemez!

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Ancak dünü inkâr ederek bugün yapılanları görmezden gelmenin de bir faydasının olmayacağını bilmeniz lazım.

AK PARTİ dönemlerinde sağlıkta yapılan değişim ve dönüşümlere baktığımız zaman 2003 yılında AK PARTİ iktidara gelmeden önce sağlık hizmetleri bu ülkede insanı canından bezdiren, insan onuruna yakışmayan bir durumdayken sağlıkta dönüşüm uygulamalarıyla insan onuruna yakışır hakkaniyetli sağlık hizmetleri verilmeye başlandı. AK PARTİ'den önce ülkemiz insanı sağlık hizmeti alma konusunda gerçekten yerlerde sürünüyordu ve sınıfta kalmıştı. SSK hastaneleri tam bir çilehane hâline gelmişken hastanede muayene olabilmek için, ilaç alabilmek için geceden sıraya girdiği gerçeğini herhâlde görmezden gelemeyiz. Bir hastanın tedavisi için kendisiyle beraber bütün aile fertlerinin de aynı sıkıntıyı yaşadığını unutmadık herhâlde. Özellikle o dönem içerisinde, ben geçenlerde yine merhum Savaş Ay'ın bir programını izlemiştik, gerçekten onu en iyi bir şekilde ifade eden o görüntüleri bir daha izlemenin ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yeşil kartlı hastalarımız varken yeşil kartlı hastalarımızın artık çileye dönüşen o hastanedeki muayeneleri ve ilacıyla da alakalı, "Paran yoksa git, nereden bulursan bul." denilerek, onunla alakalı, insan onuruna yakışmayan bir şekilde bu gibi insanlarımız ötekileştirilerek, aşağılanarak sağlık hizmetleri verilmeye çalışılıyordu. Artık sağlıkta sınıf ayrımı yok, isteyen istediği hastanede... Daha önce bilindiği gibi özel hastanelere giden elitist bir kesim varken artık köylü vatandaşımız da, gariban işçimiz de, insanımız da, yeşil kartlımız da bu sağlık hizmetlerinden istediği yerde, istediği hastanede, istediği hekimi seçme şansına sahip olduğunu görmekteyiz. Artık bunları bugün biz söylediğimizde belki gerçekten şaka gibi geliyor ama ne yazık ki bunların hepsi gerçekti. Şimdi artık sağlık kurumlarında daha da ileriye gidildi ve hastanelerde hasta rehberleri hastalara yardımcı olup özellikle yaşlıları, engellileri onore ederek hastanelerde gezdirip kolay bir şekilde sağlık hizmeti almalarını da sağlamış durumdayız.

Hastanelerimizde eskiden koğuş sistemi vardı. Yani 8 kişilik, 6 kişilik, 4 kişilik hastaların yatmış olduğunu ve özellikle bunları ameliyat eden doktorlarımızın bunları muayene ederken veya birtakım tedavilerini yaparken belki de en mahrem konuları dahi topluluk içerisinde bu insanların onurlarını rencide eder şekilde yapmaya gayret gösterdiklerini herhâlde unutmasak gerek ama şu anda 1 veya 2 kişilik hastane odalarında insanlarımız gerçekten bütün ihtiyaçlarını da artık karşılar bir noktaya geldi.

Eskiden hastalarımız tetkik yaptırmak için günlerce, film çektirmek için aylarca bekliyordu. Beklemiyor muydu?

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Gene bekliyor.

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Gene beklemiyor. Kaç gün bekliyor? Ben size örnekler vereyim.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Parasını verirse beklemiyor.

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Gerçi onu bizden daha iyi bilirsiniz. Yani ben şu anda bir gün dahi veya sabahleyin gelen bir hasta akşama, geceye bir film için saat verildiğinde isyanları koparıyor. Niye? Çünkü gerçekten beklenti yüksek. O geçmişte görmüş olduğumuz eziyetler, çileler artık bertaraf edilmiş oldu.

Yine doğumuna on beş gün kala hastalara iki ay sonrasına ultrason çekimlerinin verildiği günleri unutmasak gerek. Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olması hasebiyle, gerçekten hamile kadınlarımızın, bacılarımızın dağda, köyde yaşayanların özellikle şehir merkezine getirilerek bunların tetkiklerinin, takiplerinin yapıldığı bir dönemdeyiz. Yani dünya çocuk haklarını savunduğumuz bu günde bunları da görmezden gelmemiz herhâlde biraz insaf ölçülerine sığmaz diye düşünüyorum.

Yine hastanelerimizin duvarlarında parmakları ağzında somurtkan hemşirelerin "Sus, ses çıkarma" dediği o asık suratlı hâllerine artık görmez olduk. Gerçekten gülümseyen... Düne kadar bütün insanlarımız doktorlara gittikleri zaman -ben o günkü hâlleriyle bugünkü hâllerini mukayese açısından söylüyorum- doktora bir şey söylemekten, hastalığını ifade etmekten bile imtina ediyordu. Niye? Çünkü kesinlikle "Bizleri belki azarlayacak, ters bir şey söylemeyeyim." diye çekin çekine yanlarına gidilirken bugün bakıyoruz, hekimlerimiz gerçekten tıpkı bir esnafın müşterisine davranmış olduğu gibi hastalarına davrandıklarını da müşahede etmekteyiz. Yine, düne kadar, özellikle hak etmiş oldukları para devlet tarafından verilmediği için bıçak parası adı altında alınan ve vatandaşlarımızın da gerçekten çileye dönüşen veya muayenehanelere gitmeden hastaneye yatırılmadığı dönemleri de herhâlde unutmadık.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Daha çok arıyorlar.

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Şu anda varsa söyleyebiliriz, bilmiyorum.

Yine, özellikle AK PARTİ hükûmetleri döneminde devlet vatandaşıyla barışık ve artık sosyal devlet olma kimliğini kazandı.

Evde sağlık hizmetleri... Ben biraz zamanı çok da israf etmemek adına kestirmeden bazı şeyleri söylemek istiyorum. Hastaneye gelemeyecek olan yatalaklar evlerinden sağlık hizmetlerini rahat bir şekilde alabiliyor mu, alamıyor mu?

Yine, toplum ruh sağlığı merkezleri açılmasıyla psikiyatrik hastalığı insanlarımızın bu merkezlerde rehabilitasyon hizmeti almaları, bu hastaların servislerle beraber evlerinden alınıp merkeze getirilmesi de herhâlde inkâr edilecek gibi değil.

Yine, aynı zamanda, bu merkezlerde onların sanatsal ve spor aktivitelerde bulunmalarının da bunların tekrar hayata kazandırılması açısından önemli bir gerçeklik olduğunu da görmekteyiz.

Sağlık personelimizi de rahatlattık diyoruz. Daha önce sağlık personeline bakışla şu anda vatandaşımızın sağlık personeline yaklaşımının çok daha farklı bir şekilde olduğunu görmekteyiz.

Evet, özellikle şu anda yapmış olduğumuz, nereden nereye geldiğimizin görünmesi açısından... Sayın Bakanımızın vermiş olduğu verileri biliyoruz. Bebek ölüm hızının, anne ölüm oranının, sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranın nereden nereye geldiğini herhâlde inkâr etmemizin akılla bağdaşır bir tarafının olmadığını görmekteyiz.

Vatandaşlarımızın bir çoğu ambulans beklerken ya da trafik kazalarına geç müdahalelerden dolayı insanlarımızı kaybederdik. Dijital telsiz sistemiyle afet ve acil durumlara daha hızlı müdahale edilmekte. Yine, 112 Sağlık Hizmetleri kapsamında bunları daha önce devlet hastanelerimizde bile doğru dürüst ambulanslarımız yokken bugün havada, karada, denizde ambulanslarımızın da var olduğunu, hizmet verdiğini de görmekteyiz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Kar paletlerini de unutmayalım.

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - O da var, onu da herhâlde kar yağarsa görürsünüz diye ben düşünüyorum. Bilmiyorum...

Evet, yine, obezite, diyabet önleme, tütünle mücadele, kalp ve damar hastalıkları, ruh sağlığı kontrol programlarıyla çağımızın hastalıklarına karşı koruyucu ve önleyici çalışmaların yapılması memnuniyet verici bir olay.

Bağımlılıkla mücadele, özellikle gençlerimiz noktasında, Hükûmet olarak bu konuda da Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinin kurulması kurumlar arası birlikteliğin hızlandırılmasını sağlamıştır.

Yurtdışında olsun, insani yardım faaliyetlerinde olsun... Ve yine geçmişte insanlarımız SSK hastanelerinde günlerce muayene ve ilaç sırası beklerken bizler geleceğin hastaneleri olan şehir hastanelerini kurarak sağlık tesislerini de yenilemiş olduk.

Yine AK PARTİ'nin diğer partilerden farklı bir bakış açısını ifade etmek istiyorum. Hiçbir zaman vatandaşa yaptıklarıyla yetinmeyip sürekli yenilik ve değişim içerisinde olup hizmet kalitesini her alanda olduğu gibi sağlık alanında da her geçen gün arttırarak âdeta kendisine yarışır bir duruma geldiğini görmekteyiz. Çünkü biz her günün sorgulamasını yaparken bugün dünden daha hızlı mıyız, değil miyiz diye kendimize sormakta ve iki günü eşit olanın ziyanda olduğu düsturuyla, şiarıyla hareket etmekteyiz.

Sayın Bakanım, ayrıca, insanoğluna âdeta dünya nimetlerini sunmuş olan... Ve bizlere düşen bu güzel nimetleri vatandaşlarımıza sunarak, yaşam kalitesini yükselterek, onun için hiçbir zaman durmayarak, AR-GE ve inovasyona önem vererek yolunuza devam etmeniz memnuniyet verici bir durum. Yapmış olduğunuz bu güzel çalışmalarla birlikte bağımlılıkla mücadele konusunda önleyici tedbirlerin artırılması konusunda ülkemiz genelinde Millî Eğitim Bakanlığıyla birlikte konferans ve seminer çalışmalarının öğrenci ve ailelere de verilmesinin bu alanda yaşanan aksaklıkların giderilmesine vesile olacağına inanmaktayım.

Yine, ilaçta yerli üretimin teşviki ve AR-GE'ye ayrılan ödeneklerin artırılması hususunda da daha fazla yatırım yapmamız bu alanda ülke olarak bizleri daha da rahatlatacaktır. Türkiye'de her geçen... Sağlık turizmi alanında da özellikle kendi ilimle alakalı, Malatya'yla alakalı ciddi gelişmeler kat etmekteyiz. Malatya ilimiz bu alanda karaciğer nakillerinin yapıldığı ve bölgemiz dışından da sürekli hasta kabul eden bir konumdadır. Özellikle Darende ilçemizin inanç turizmi açısından da ayrı bir öneme haiz olduğunu bilmekteyiz. Her yıl binlerce vatandaşımızı o bölgede ağırlamaktayız. Ancak Darende Devlet Hastanemizin de bu konuda sağlık turizmine de aday ve bu konuda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen son cümlenizi alayım.

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Son cümlemi söylüyorum Başkanım.

Genel itibarıyla, Malatya ilimizin sağlık turizmi anlamında ciddi bir mesafe alacağına inanmaktayız. Büyük şehir olan ilimiz -geçen de sizler Malatya'daydınız- Sayın Başbakanımızın katılımlarıyla birlikte açmış olduğumuz devlet hastanemizde nitelikli hizmet verilmekte. Ancak merkez ilçelerden Battalgazi, şehrimizin yarısına hitap ediyor, aşağı yukarı 350 bine yakın bir nüfusa hitap ediyor. Vatandaşlarımızın yoğun yaşamış olduğu bu bölgede düşünülen hastanenin sizlerin de bilgisi dâhilinde bir an önce hızlanması konusunda desteklerinizi temenni ediyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Tekrar, bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum.