| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı (1/727) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .06.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Biz izin vermeyin demiyoruz; tabii ki vereceksiniz, tabii ki kayıt altına girmeleri lazım. Biz, Suriyeliler ilk geldiği zaman çok itiraz ettik, dedik ki bir an önce Suriye'deki savaş bitsin, bunlar bir an önce dönsünler ki buraya yerleşmesinler ama şimdi, artık bunlar okullara gitti, Türkçe öğrendiler, evlenen oldu, kuma giden oldu, bir sürü... Şimdi bunlar artık dönmeyecekler. O yüzden bizim süratle entegrasyon projeleri yapmamız lazım bu Suriyelilere. Bakın, yani zamanın ruhu değişiyor, ilk başlangıçta eğer biz Suriye'yle ilişkileri geliştirip bunları gönderseydik geri çok güzel olurdu. Ama şimdi artık o şansımız kalmadı. O hâlde hâlâ ısrarla bunları geri göndereceğiz demek doğru değil artık, entegrasyon yapacağız, elbette ki kayıt altında çalışacaklar, buna bir itirazımız yok, öyle olması lazım zaten. Ancak, bunların belli yerlerde belli kotalarda belli sektörlerde hangisinde ne olacağını kanunla belirlemeniz lazım. Aksi takdirde yönetmelik şak diye değişir; bugün tarımdadır, yarın başka bir alandadır ve bu iş de bu şekilde elimizden uçar gider.
İkinci konu; diyorsunuz ya, birkaç kere tekrar ediyorsunuz: "Çalışma izni olması geçici koruma sağlayanlara ikamet izni yerine geçmez, onlar beş yıl kalmış sayılmazlar." Bu sizin fikriniz, doğru. Bu neye benzer? Taşeron işçi on bir ay çalışıyor, bir ay çıkıyor ya, on senenin sonunda belediyede çalışan bir taşeron işçi işten çıkarıldığında mahkemeye gittiğinde "Ben bu şartlarda çalıştım ve on sene taşeronluk yaptım. Benim tazminat hakkım var." dediğinde mahkeme bunu haklı görüyor. Şimdi, bu Suriyeliler, siz bunlara çalışma izni verdiğinize göre yarın uluslararası mahkemelere, İnsan Hakları Mahkemesine gittiğinde "Arkadaşım, ben Türkiye'de çalışma izni aldım. Türkiye'de çalışıp Suriye'ye gidecek hâlim yok ya. Türkiye'de oturdum. Kira kontratım da burada. Ben beş sene burada oturdum." dediğinde sizin de hiç kimsenin yapacağı bir şey kalmaz. Bu insanlar burada oturuyor mu? Oturuyor. Kandırmayacağız kimseyi. Madem oturuyor, bunlar yarın vatandaşlıklarını alacaklar, paşa paşa alacaklar. Vermezseniz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidecekler ve biz bunlara ceza ödeyeceğiz. O yüzden yani "Efendim, bunlar burada oturuyor ama kâğıt üstünde oturmadığı için böyle hakları yok." dediğiniz zaman taşeron gibi olur ve bu haklarını söke söke alırlar. O yüzden tedbirlerimizi ona göre şimdiden yapmamız lazım.