KOMİSYON KONUŞMASI

VAHAP SEÇER (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bizlerin uzman olmadığı konularda tabii ki ahkâm kesmesi doğru değil ancak görev yaptığımız Komisyon itibarıyla her konuda bilgi sahibi olmak zorundayız. Her ne kadar bu konuda otorite olmasak da özellikle sağlık gibi herkesi ilgilendiren konuda bizim de tabii ki belirli fikirlerimiz olacaktır.

Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Özellikle, hem Türkiye'de, ülkemizde hem bölgemizde hem de dünyada, özellikle son zamanlarda bölgemizde savaş ortamından en çok etkilenen birinci sırada çocuklar ve kadınlar var. Türkiye'de de çocuk gelinler, çocuk işçiler, organize suç örgütlerinin maşası hâlindeki suça itilen çocuklar, maalesef, bugün Dünya Çocuk Hakları Günü'nde bunlara dair iyi şeyler söyleyemiyoruz Sayın Bakan. Her şeye rağmen, bugün vesilesiyle de umut ediyorum, dünya, bölge kısa sürede barışa kavuşur ve en çok mağdur olan çocuklar da bu sıkıntılı süreci atlatmış olur.

Şimdi, Sayın Bakanım, tabii, geçtiğimiz günlerde görüştüğümüz bir Çalışma Bakanlığı bütçesi var. Aslında, Sağlık Bakanlığıyla beraber değerlendirmesi gereken bir Bakanlık yaptığınız görev, hizmet itibarıyla. Özellikle sosyal güvenlik kavramını göz önüne alırsak, Türkiye'de her şeye rağmen, son zamanlarda birtakım gelişmelere rağmen, yetersiz olan ama gelişme olarak kabul edebileceğimiz birtakım değerlendirmelerimize rağmen hâlâ ciddi şekilde bizim Sosyal Güvenlik Kurumumuzda ciddi bir açığımız söz konusu. Bu, tabii ki sağlık hizmetlerine de yansıyor. Bunun belirli sebepleri var. Özellikle, çalışma alanında kayıt dışı istihdam en büyük etkenlerden bir tanesi. Hâlâ rakamlar yüzde 40'lar civarında. Tabii, olması gereken, toplaması gereken sosyal güvenlik primini toplayamayan kurum gelir-gider dengesinde önemli açıklar veriyor. Son yedi aylık rakamlar var önümde, 102,8 milyar lira gerçekleşen gelir ama buna karşılık 118,2 milyar lira da Sosyal Güvenlik Kurumunun ilk yedi aydaki gideri var ve bu da 15,4 milyar liralık bir açığa tekabül ediyor ve bu yıl sonu itibarıyla da yaklaşık olarak 24 milyar lirayı da bulacağı gözleniyor. Tabii, bazı çevreler kara delik olarak niteliyor bu açığı. Ben olaya böyle bakmıyorum. Mutlaka, eğer Türkiye Cumhuriyeti sosyal devletse, yurttaşların da sağlık hizmetlerine ulaşımı, sağlık hizmetlerinden yararlanması anayasal bir haksa, eğer böyle bir açık da söz konusu ise, teknik olarak hükûmetler o açığı kapatacak önlemlerde sıkıntı yaşıyor ise varsın bu açıklar olsun, biz de şimdi olduğu gibi merkezî bütçeden bu açıkları telafi yöntemine gidelim.

Partinizin yaklaşık olarak on iki yılı biten bir iktidarlar silsilesi var. Üst üste seçimler kazandınız Sayın Bakan. Yapılan değerlendirmelerde, partinizin oy almasının, oy artırmasının ya da seçim kazanmasının sebeplerinden bir tanesinin sağlık alanında yaptığınız çalışmaların halk tarafından memnuniyetle karşılanması olduğu yönünde iddialar vardır. Tabii, bir muhalefet milletvekili olarak bunu söylemem sizin için garip gelebilir. Ama, ortada şu gerçek var: Partiniz seçimlerden yüzde 50'ye yakın oy alıyor.

Şimdi, ben bu olayın neresindeyim? Bazı rakamlar var yani gerçekten bu böyle midir? Az önce, Sayın Hocam -tabii, meslek itibarıyla konuya hâkim- sağlıkta 3 temel ayağın olduğunu söyledi: Sağlık hizmetlerine erişim, sağlık hizmetlerindeki kalite ve sağlık hizmetlerindeki maliyet unsurları. Şimdi, erişim yeterli düzeyde mi? Baktım, 2013 sonu itibarıyla 853 hastane var Türkiye'de, 126 ağız ve diş sağlığı merkezi, 189 semt polikliniği, aile hekimlerinin sayısı 21.175. Toplam toplum sağlığı merkezlerinin sayısı 971, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezlerinin sayısı ise 183 düzeyinde. Yalnız, hekim sayısına bakıyorum -tabii ki bir rakamla mukayese etmem lazım- Türkiye'de kişi başına düşen hekim sayısı Avrupa Birliği ülkelerinin çok gerisinde. 2013 itibarıyla Türkiye'de her 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 174. Yani, bunu Avrupa Birliğiyle mukayese ettiğimiz zaman, bizde, Türkiye'de 2013 itibarıyla yaklaşık olarak 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 174 iken Avrupa Birliği rakamı 326'yı buluyor. Diş hekimi sayısına bakıyorum, Türkiye'de bu 29 iken Avrupa Birliği ortalamasına bakıyorum 61. Eczacı sayısına bakıyorum, her 100 bin kişiye düşen eczacı sayısı 35, Avrupa Birliği ülkelerine bakıyorum 77. Ebe ve hemşire sayısı Türkiye'de 252, Avrupa Birliği ülkelerinde 571. Mukayeseye göre, biz bu rakamlara göre gerideyiz. Yatak sayısına bakıyorum -2012 itibarıyla bu çalışmalar- bizim ülkemizde 1.000 kişiye düşen yatak sayısı 2,6; Avrupa Birliğinde tam 2 katı, 5,1.

Başta o ara başka bir şeyle ilgileniyordunuz, partinizin 2002 yılından bu yana aldığı oy oranıyla ilgili yapılan değerlendirmelerde bunun sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının yüksekliğine bağlandığını söyledim bazı çevreler tarafından. Şimdi onun mukayesesini yapmaya çalışıyorum.

Şimdi, demek ki erişim konusunda Avrupa Birliğiyle mukayese ettiğimiz zaman çok iyi noktalarda değiliz.

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Müracaat sayısı fazla. Söz konusu erişim müracaat ise eğer çok fazlayız ama diğerlerinde azız.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Faydalanma açısından ben değerlendiriyorum yani bir hasta olarak bir doktora erişim, hastaneye erişim, yatağa...

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Hizmeti veren sayısında sorunluyuz, hizmeti alan konusunda, ulaşım konusunda fazlalık var diyor Cemalettin Bey.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Evet.

Şimdi, sağlık harcamalarına bakıyorum -az önce de bu konu konuşuldu, tekrara düşmeme adına hemen kısaca anlatayım, OECD rakamları var- gayrisafi yurt içi hasılaya oranımız 2012 yılı itibarıyla yüzde 5,4. OECD ortalamasına bakıyorum 9,3 Sayın Bakan. AB ortalaması 9. Amerika'da çok yüksek seviyelerde 17,7. Rakamsal açıdan baktığım zaman da yine ABD 1'inci, 8.500 dolar. Bizden çok çok fazla yani 10 kattan fazla, 767 dolar bizde. OECD ortalaması 3.339 dolar. Yunanistan'da bile 2.500 dolar. Şu aklıma geliyor, siz diyeceksiniz ki: "Ben kaliteli sağlık hizmeti veriyorum ama bunu daha ucuz maliyetli yapıyorum." Acaba öyle mi? Pratikten bakıyorum halkın aldığı hizmete, onun karşılığında ödediği paraya ya da özel hastanelere devlet bütçesinden aktarılan paralara, mesela, özel hastaneler bu konuda maalesef, özellikle yolsuzluklar konusunda anılan kurumlar. Özel hastanelerden bahsediyorum, siz içinden geliyorsunuz yani bu sektörün de içinden geliyorsunuz, bir anlamda alaylısınız. Diyorum ki acaba bizim yıllık devlet bütçesinden harcanan paraların denetim noksanlığından, istismardan, yolsuzluklardan kaynaklanan kaçak oranımız, kayıp oranımız ne kadardır? Yani, her sağlık hizmetine devlet kesesinden harcadığımız 100 doların ya da 100 TL'nin ne kadarı bu tip harcamalar kalemine yazacağımız yani kayıp kaçak olarak yazacağımız miktara tekabül ediyor. Böyle bir çalışmanız var mı bilemiyorum. Birtakım tedbirler aldınız, ilaç harcamalarına ilişkin tedbirler aldınız, özel hastanelere ilişkin birtakım tedbirler aldınız.

İlaç tüketiminde de -tabii ki işin uzmanı değilim, bana göre çelişkili geliyor- Türkiye'de bir yandan bilinçsizlikten, eğitimsizlikten kaynaklı ilaç israfından bahsederiz. Hakikaten öyle. Gidin, evlerde buzdolaplarına, ecza dolaplarına bakın, onlarca kutu israf ilaçları görürsünüz. Bir müddet sonra da son kullanma tarihini doldururuz ve çöpe atarız bunu. Şimdi, bizde de OECD ortalamasına göre son derece düşük, 121 dolarlarda; OECD ortalaması 497 dolarlarda. Burada ilginç bir rakam da var sıralama itibarıyla, 33 OECD ülkesi içinde de kişi başına en az ilaç harcaması yapan ülkeyiz Sayın Bakan, böyle de gerçekten bir tablo var.

(Mikrofon elektronik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlayınız.

VAHAP SEÇER (Mersin) - İlaç harcaması tutarı, bakıyorum ülkelere, 1'inci sırada yine ABD var. Sanki gelişmişlikle ilgili bir değerlendirme yapmamız gerekiyor. Yani, bir ülke ne kadar gelişmişse kişi başına düşen ilaç harcaması o kadar yüksekmiş gibi görünüyor bana. Çünkü, 1'inci sırada ABD var, Kanada geliyor, Fransa, İrlanda, Japonya, İsviçre, İspanya son derece gelişmiş ülkeler dünyadaki sıralamaları itibarıyla. Bu konuda da değerlendirme yapmanızı istiyorum.

Şimdi, yalnız, böyle diyoruz ama son yıllarda da sizin bir araştırmanız var elimde, çok dramatik bir artış var ilaç kullanma oranlarında. Sağlık Bakanlığının yaptığı çalışmada ilaç raporuna göre Türkiye'de yılda yaklaşık 2 milyar kutu ilaç tüketiyoruz. Kişi başına yılda yaklaşık 26 kutu ilaç tükettiğimiz anlamına geliyor bu. İlaca ödediğimiz bedel ise 2013 yılı sonu itibarıyla 16,3 milyar TL. Hem kutu bazında hem maliyet bazında da, ödediğimiz miktar bazında da yükselme söz konusu. Bakın, son beş yılda kutu bazında ilaç tüketimimiz 21,8 artıyor, bedel olarak da yüzde 20,8 bir yükselme söz konusu. Tabii, bu rakamların detayına inersek bunlar da sizin elinizde vardır, zaman kaybına sebep olacak ama bir noktaya gelme adına bunları söylüyorum.

BAŞKAN - Lütfen toparlayınız.

Son bir dakikanız.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Şimdi, AB ortalamalarına, gelişmiş ülke ortalamasına, normlarına baktığımız zaman, bazı kriterler, değerlendirmeler yaptığımız zaman son derece gerilerdeyiz bir hayli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VAHAP SEÇER (Mersin) - Bu anlamda da, sağlık konusunda da hâlâ çalışmalar yapmamız gerekiyor.

Şimdi, acaba şunu mu desek? Burada biraz daha samimi konuşmak lazım, neticede biz muhalefetiz ama iktidar olmak istiyoruz. Benim sağlık açısından bakış açım şu: Evet, gerçekten bu sosyal politikalar anlamında da oy olarak size yansıyor, bunun karşılığında ödediğiniz bedel rasyonel mi? Ona bakıyorum, bu konuda sınıfta kaldığınızı düşünüyorum. Yani bana bir yurttaş olarak acaba hangi maliyetlerle devletim sosyal politikalar kapsamında bana hizmet veriyor? Yani her 1 birim aldığım hizmete karşılık 1 birim bedel ödemesi gerekirken Türkiye Cumhuriyeti devleti hazinesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Seçer...

VAHAP SEÇER (Mersin) - ...tarafınız tarafından 2 birim maliyetle bu hizmeti Türk halkına verdiğinizi düşünüyorum. Onun için, biz iktidar olursak bu işi sizden daha iyi yaparız Sayın Bakan; daha iyi yaparız, o 1 birim hizmeti emin olun, olması gereken 1 birim maliyetle veririz diye düşünüyorum.

Şimdi, Sayın Bakan, hemen toparlıyorum, bir önemli konu var.

Bir, uyuşturucu konusu çok önemli, toplum sağlığı açısından çok önemli. Az önce bugün Çocuk Hakları Günü dedim, hepimizin çocuklarını, evlatlarını ilgilendiren bir konu var. Son zamanlarda "bonzai" diye sentetik uyuşturucu Türkiye toplumunun başına bela olan bir musibet var, bir bela var. Bu konuda, biliyorum, birkaç bakanlık bir araya geldiniz, bir eylem planı ortaya koydunuz ama bu sorun hız kaybetmeden devam ediyor Sayın Bakan. Çok ivedi tedbir almak gerekiyor Sağlık Bakanlığı olarak, İçişleri Bakanlığı olarak bu konuda katkı sunacak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve diğer bakanlıklar, ivedi olarak bu eylem planını son derece disiplinli bir şekilde işleme koymanın, hayata geçirmenin zorunlu olduğunu düşünüyorum.

Suriyeliler konusu var en son.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VAHAP SEÇER (Mersin) - Bitiriyorum Sayın Demiröz.

Türkiye'de yaklaşık olarak 1,6 milyonun üzerinde misafir var, Suriyeli misafir. Çünkü onlara da bir isim bulamadık, statü bulamadık, "misafir" diyoruz ve 250 bini kamplarda yaşıyor, diğerleri de değişik kentlerde, hep beraber, Türk vatandaşı gibi apartmanlarda, evlerde yaşıyoruz. Tabii, bunların sağlık konusunda Türkiye'ye, Türkiye toplumuna son derece büyük riskler oluşturduğunu biliyoruz. Bir, bu: Bugüne kadar, 2011'den bu yana, Türkiye Suriye'den gelen misafirlere ne kadar para harcadı? Bunu öğrenmek istiyorum.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Sağlık açısından mı?

VAHAP SEÇER (Mersin) - Sağlık hizmetleri.

Suriye'deki mevcut yönetime karşı savaşan unsurlar. Son zamanlarda hem Orta Doğu'ya hem bize hem dünyaya musallat olan, bela olan IŞİD terör unsurlarının Türkiye'de tedavi edildiği... Özellikle IŞİD'le ilgili iddia ediyorum ama Suriye'de yönetime muhalif unsurların devletin gözetiminde tedavi edildiklerini biliyorum. IŞİD için iddia ediyorum, tekrar iddia diyorum, bunun altını çiziyorum ama Özgür Suriye Ordusu gibi -daha sonra sürekli isim değiştirdiler- o unsurların da Hükûmetinizin gözetiminde birtakım yardımlar aldığını, bu lojistik yardımlar, silah yardımı, sağlık hizmetleri yardımı aldığını biliyorum. O vereceğiniz rakama yani Suriyeli misafirlerle ilgili harcamalarınıza bunları da dâhil edip etmediğinizi öğrenmek istiyorum.

Bütçenizin hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın Seçer'e biz de teşekkür ediyoruz.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Çok uzattığım için ben de özür diliyorum Sayın Demiröz.

BAŞKAN - Estağfurullah.