KOMİSYON KONUŞMASI

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakan, siz bir şey söylediniz, ben de söylüyorum. Tarzım da değildir, haddim de değildir. Hiç kimsenin de bir başkasına hakaret etmek haddi değildir. Ben size söylediğim her şeyi ispata hazırım. Geçen dönem sizin yerinizde oturan Bakanla yaptığımız bütün Komisyon tartışmalarını çıkardım, önümde duruyor. O zaman Sayın Bakana belirttiğim... Bu terörist meselesi bile yazıyor orada, AIDS'li hasta meselesi bile yazıyor. O zamanki Sayın Bakan dikkate aldı ve değiştirdi. Şimdi, yeni gelen tasarıda, Sayın Bakan, ilk konuştuğum anda, millî iradenin tecelli ettiği şurada aldığımız kararları siz veya ekibiniz bu tasarıdan çıkardınız. Tek tek, madde madde size söyledim. Bakın, boş konuşmuyoruz, dersimizi çalışıp geliyoruz, hangi maddelerde mutabakat sağladık 24'üncü Dönemde, altına imza attık. O bir millî iradedir, o millî iradeye kimse saygısızlık edemez. Biz burada centilmenlik anlaşmasından da vazgeçtik, oturduk, Komisyon kararı aldık ve oraya yazdık. Şimdi getirdiğiniz tasarıda, o zamanki AKP milletvekilleriyle -ve Bakan da dâhil olmak üzere- "evet" oyu verdiğimiz maddeleri çıkarmışsınız, çıkarmışlar. Ben size bunu anlattım. Bunun adı saygısızlık değil, tespittir. Benim konuşmalarım hoşunuza gitmeyebilir, bunu anlayışla ve saygıyla karşılarım. Sayın milletvekili arkadaşım diyor ki: "Benim algım budur, sen sürekli böyle konuşuyorsun." Saygı duyarım, tartışmam da. Elbette, öyle algısı varsa başım üstüne.

Gelelim istediğini okuyup istediğini okumamaya. Okuyorum Sayın Bakan, 23'üncü maddenin son paragrafı "Tali komisyonlarca süresi içinde görüş bildirilmemesi - yani on gün ama eğer bir on gün daha talep etmemişse- esas komisyonun raporunu hazırlamasına -konuşmalarına, çalışmasına- engel değildir." diyor. Ya, süresi içinde belki de adam rapor hazırlayacak Sayın Bakan, ne biliyorsunuz; bilmiyoruz. Siz biliyorsanız bize söyleyin, "Hayır, hazırlamayacaklar." deyin. Bunu da bilmeye kimsenin yetkisi, haddi yoktur. İlgili başkan yazar, gönderir. Hangi başkan karar verecek? Bir sürü başkan var burada. Süre konusunda diyor ki: "Başkanlıkça kısaltılabilir veya on gün daha talep..." Hangi başkan? İlgili tali komisyonun başkanı burada. "Evet, on gün beklemek zorunda değilim, bugün görüştüm, buyurun, süreyi kısalttım, size raporu verdim." diyebileceği gibi, on gün daha talep de edebilir. Yani, şu kadar kan şekerimiz düştüğü hâlde ben buradan anlıyorum bunu ve bu şekilde ifade ediyorum.

Burada "Hiçbir zaman hatırlayamadık." dedi demin sayın milletvekili. 24'üncü Dönemde beraberdik.

MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) - Beraberdik, evet.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Plan ve Bütçe Komisyonuna, Türkan Dağoğlu imzasıyla, Komisyon yedi ay toplanamadığı hâlde "Bu tasarıyı görüşecek zamanımız yoktur, yoğunuz." diye yazı yazıldı. Niye? Çünkü, Plan ve Bütçe bunu tartıştığında on gün bekleme zorunluluğu var diye konuşuldu, evet denildi, ara verildi, Komisyon Başkanı yoktu, vekâleten Türkan Hoca imzaladı on beş dakikada. Şimdi, bakın, bunları gene yaparsınız, şekil şartı yerine gelmiş olur, gene bir şey değişmez ama burada Komisyonu benim yönettiğim gibi esas hakaretleri bana siz yapıyorsunuz Sayın Bakan. "Komisyonu sen mi yönetiyorsun?" Hayır, efendim, İç Tüzük yönetir Komisyonu. Siz de benim Bakanımsınız. Evet, elimden gelse demokratik yollarla bir günde sizi oradan indiririm, keşke elimden gelse, keşke ama siz demokratik bir şekilde geldiniz, orada oturduğunuz sürece benim de Sayın Bakanımsınız. Sayın Başkan, isterdim ki Yakup Akkaya burada otursun ama o benim de Başkanım. O yüzden, ben yönetmem, İç Tüzük'e de aykırı hiç kimse hareket edemez.

Teşekkür ederim.