| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın (1/7127) görüşülme usul ve esasları hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .06.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Ben usul üzerine söz almak istedim, değilse tasarının tümü üzerindeki milletvekillerinin görüşlerinden önce sivil toplum örgütlerinin ve odaların görüşlerini de dinlemeye elbette ki ihtiyacımız var.
Sayın Bakan, biz bu tasarıyı bir başka isimle 24'üncü Dönemde görüşmüştük. 24'üncü Dönemde görüştüğümüzde o zaman tasarının adı Yabancı İstihdamı Kanunu Tasarısı'ydı. Maalesef o zaman titiz bir çalışma gerçekleştirme şansımız olamamıştı. Her ne kadar sıra sayısı çıktıysa da arzu ettiğimiz titizlikte bu kadar önemli, sizin de çok önemsediğiniz bu tasarı üzerinde dönemin bakanıyla birlikte titiz bir çalışma yapma şansımız olmamıştı. Şimdi, eski tasarıyı da inceledim, yeni tasarıyı da detaylı bir şekilde inceledikten sonra iki tasarı arasında da önemli farklılıklar olduğunu gördüm. Bunlardan en başta geleni de Turkuaz Kart uygulaması. Turkuaz Kart uygulaması her ne kadar Çalışma Bakanlığının çalışma koşullarıyla ilgili düzenlemeye çalıştığı bir kartsa da yani Amerika'daki Green Card uygulamasına benzer bir uygulama yapılmaya çalışılmışsa da tasarının içerisindeki satır aralarını hatta satırları okuduğunuz zaman Turkuaz Kart sahibi olacak olan kimselerin doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacakları konusunda bir hüküm var. Şimdi, bu, Çalışma Bakanlığını da doğrudan ilgilendiren bir hüküm değil çünkü çalışma hayatını düzenlemiyor. Bu İçişleri Bakanlığıyla alakalı bir şey ve yepyeni bir kavramla karşımıza gelmiş bulunuyor bu yasa tasarısı.
Şimdi, geçen dönemde her ne kadar arzu ettiğimiz bir çalışmayı yapamamış olsak da o dönemde tasarıda bazı değişiklikler yapılmasını hep beraber kararlaştırmıştık. Örneğin demiştik ki: Çalışma izni verecekseniz bir mühendise ya da bir kişiye, kendi ülkesinde meslek uygulamasına herhangi bir engelin olmaması gerekir demiştik, kabul etmiştik, dercetmiştik ama ne hikmetse arkadaşlarımız bunu çıkarmışlar. Gerekçesini okudum yeni tasarının, bir önceki tasarıyla tamamen aynı, sadece yabancı istihdamı kanununu çıkarmışlar, uluslararası iş gücü kanununu koymuşlar. Tamamen aynı ama ne hikmetse o zaman bütün milletvekillerinin ve sayın bakanın oy birliğiyle kabul ettiğimiz düzenlemeleri koymamışlar ya da siz talimat verdiniz koymamaları için, bilmiyorum, herhâlde şimdi onu açıklarsınız. Mesela, demiştik ki o dönemde, bir danışma kurulu oluşturuluyor, bu önemli bir şey, evet danışma kurulu oluşacak ki işi daha düzgün bir şekilde yapalım ve o dönemde danışma kurulunun sadece bürokratlardan yani sadece bakandan talimat alan kişilerden değil, oda temsilcilerinden, sendika temsilcilerinden de oluşmasını önermiştik, kabul ettik; tasarıdan çıkarmışsınız. Bunların bir açıklaması mutlaka vardır. Yine o dönemde yaptığımız çalışmada, yurt dışından buraya gelecek olan mühendis ve mimarların proje bazlı ve geçici süreli olması gerektiğini karara bağlamıştık. Şimdi görüyorum ki küçücük bir değişiklikle "proje bazlı veya geçici" diye arkadaşlar nasıl bir kalem oynattılar... Yalnız, burada kesinlikle art niyet olduğunu söyleyebilirim. Hadi öbürleri unutulduysa da bunun unutulmadığı, üzerinde oynandığı, "ve"nin "veya" yapıldığını görüyoruz. Şimdi, bunlar daha önce bizim bu Komisyonda yaptığımız çalışmalara saygısızlıktır. Bütün milletvekilleri, Hükûmet dâhil olmak üzere, oy birliğiyle karar verdiğimiz ve millî iradenin tecelli ettiği bir tasarıya ve milletvekillerine yapılmış bir saygısızlıktır. En azından, madem ki bu yapıldı, bu konular hakkında da sizin peşinen bize bilgi vermenizi açıkçası ben beklerdim.
Şimdi, bu kadar ciddi değişiklik olduğuna ve samimiyet ortamı da kalktığına göre oturup bunu tekrardan bizim bunu ele almamız gerekir. Söz almamın nedeni Sayın Başkan, bu kadar değişikliğin olduğu -ve masanın etrafına bakıyorum, birkaç milletvekilinden başka yeni dönemde arkadaşımız yok, hepsi yeni- önemli ve çalışma hayatına çok ciddi değişiklikler getiren bir konunun alt komisyonda teferruatlı bir şekilde tartışılması lazım.
Şimdi, Sayın Bakan, eğer biz bunu burada çalıştıracağız, sonra herhangi bir torba yasanın içerisine bunları atacağız ve bayramdan önce çıkaracağız bu dönem diyorsanız bunu bize açıklayın ve İş Kanunu'yla ilgili uluslararası iş gücüyle ilgili bu kadar ehemmiyetli bir kanunu bir torba içerisinde paçavraya çevrilmesine ne sizin ne de bizim izin vermememiz gerekiyor. Her şeyi samimiyetle konuşacağız, buna izin vermemek gerekiyor. Hani kulislerden, basından bilgiler geliyor ya, Meclis kapanmadan 200 maddelik bir torba geliyor falan filan, elma, armut, çorba...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yanlış, yanlış.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - İnşallah yanlıştır, temennimiz odur ama geçmişe baktığınızda Meclisin her kapanmasından önce böyle büyük bir torbayla Türkiye Büyük Millet Meclisi ve milletimiz karşı karşıya kalmıştır Sayın Bakan. O yüzden umarım yanlıştır ama inandırıcılığı vardır bu söylemin. O nedenle, eğer bu böyle bir yola girmeyecekse alt komisyonumuzu kuralım -nasıl olsa temmuz ayında da çalışacak Meclis, öyle anlaşılıyor- çalışalım, sivil toplum örgütleriyle daha içli dışlı olalım, sendikalarla her alanda bunu pişirelim Sayın Komisyonun önüne böyle getirelim. Hayır bizim acelemiz var diyorsanız, geçen sene de aynı aceleler vardı. Bakın üzerinden bir seneden fazla zaman geçti, yine olmadı ve bir sene içerisinde bile siz bu kanun tasarısında çok ciddi değişiklikler yaptınız. Niye? Çünkü yeterince konuşmadık o dönem. Ben tekrar söylüyorum. Bu şekliyle eğer alt komisyonda iyice pişirmeden tekrar Komisyonda tartışırsak bunu, bir sene sonra çok farklı değişiklikler gene yapmak zorunda kalacaksınız. Eğer bir acelemiz yoksa ki yok, bunu biz bir alt komisyon marifetiyle pişirelim Sayın Bakan ve Komisyonumuzun gündemine o şekilde getirelim, hayırlı bir iş yapalım. Evet, bunda güzel maddeler de var, yok değil Allah için ama öyle maddeler var ki bizim mutlaka alt komisyonda bunu enine boyuna tartışıp çalışma barışını... Bakın, hiçbir zaman ülkenin barışa bu kadar ihtiyacı olmamıştı. Herkes kutuplaşmış durumda. Şimdi çalışma barışını da biz ancak biz böyle yüz yüze bakarak oturup "Kardeşim ne istiyorsun?" "Şunu istiyorum." "Gel bakayım, oluruna bakalım." diyerek yapmamız lazım. Bunu istirham ediyorum. Bu öyle çalışmalara blok koymak için falan da yapılmış bir şey değil, daha iyi bir çalışma yapmak üzere bu önerimin dikkate alınmasını istirham ediyorum Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.