MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Özür diliyorum.

Söylediğiniz doğru ama "Sonuçta onu kim atadı?" derseniz, buraya bir tasarı geldi. Bu tasarının altında kimin imzası var? Başbakanın imzası var. Kimin imzası var? Millî Eğitim Bakanının imzası var. Atif Ala, Teftiş Kurulu Başkanlığına atansa kimin imzasıyla atanacak? Bakan ve Başbakan imzasıyla Cumhurbaşkanına sunulacak. Dolayısıyla, buradaki siyasi irade zaten belirlemiş gibi. Kendiliğinden bir belirme yok, bunu Atif Ala kendisi yapmıyor ama bu kanun önümüze geldiğinde tasarı hâlinde Başbakan bunu imzalıyor, Bakan imzalıyor. Dolayısıyla, siyasi irade bu şekilde oluşmuş. Bu öyle değerlendirilirse daha uygun olur diye... Ama, yani çıksa da sonuçta yine biz bir değerlendirme de yapabiliriz. Yani illa özellikle de bir madde yok yani.

BAŞKAN - Gaye Hanım, müsaade ederseniz önergeleri oyluyorum.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Efendim, son bir cümle söyleyeyim.

BAŞKAN - Peki, söyleyin son cümlenizi.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Elbette ki söylemim Sayın Atif Ala'nın kişiliğiyle asla ilgili değil, buradaki siyasi iradenin belirlediği yolun biçimiyle ilgili eleştirim. Kendi şahıslarıyla ilgili değil elbette ki.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yani sekiz yıl müsteşarlık yaptım, beş altı yıldır bakanlık yapıyorum. Sadece bu kuruma ilişkin bir düzenleme değil, daha önce de yapılmış birçok yerlerde bazı kurumların başkanlıkları aynen devam eder. Bu, düzenleyici kuruluşlarda da vardır, bakanlıkların belli kurumlarında da vardır, sadece Atif Ala'ya veya şu anki Teftiş Kurulu Başkanlığına yönelik değildir.