FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Peki, ben bir şey sormak istiyorum, özellikle İl Millî Eğitim Müdürüne de aynı zamanda, sadece sizlere değil: Yani, Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni imzalamış bir ülke, bunun geçerli olduğu bir ülke. Aynı şekilde, özellikle bu istismarla ilgili burada ilgilenen arkadaşlar bilir, Lanzarote Sözleşmesi diye bir sözleşme imzalatmış çocukları güçlendirmek, korumakla ilgili. Şimdi, burada çocuklar olmadığı için, ister istemez olmadığı için de hani, illa istismara uğramış değil, uğramamış çocuklar da olmadığı için onlara soramıyoruz ama siz acaba çocuklara kendi fikirlerini soruyor musunuz yani böyle bir eğitim almak istiyor mu çocuklar ya da burada kalmak istiyor mu, onların düşünceleri nedir? Siz mesela, gidip de işte, bu fotoğrafta olduğu gibi, o evde bulunduğunuz gibi, başka yerlere de hiç çağrıldığınızda gidiyor musunuz Karaman'da? Ama, öncelikle "çocuğun üstün yararı" diye bir şeyi biz haftalardır dinliyoruz uzmanlardan. "Çocuğun üstün yararı" denilen şey, aynı zamanda çocuğun, affedersiniz, salak, hiçbir şeyden anlamaz ve hiçbir şeyle ilgili karar veremez olduğu anlamına da gelmiyor. Bunu siz din eğitimi için yapabilirsiniz, bir başkası başka bir eğitim için yapabilir ama belli bir yaşa gelene kadar en azından çocuklara böyle eğitimlerin verilmemesi yani onların kendi özgür iradeleri oluşana kadar kendi kararlarıyla davranabilmeleri gerekmez mi? Yani, bu Komisyon, aynı zamanda "istismar" derken biraz da zihnî istismarı önlemek için, her türlü zihnî istismarı da önlemek için davranması gerekmez mi diye düşünüyorum. Özellikle kayda da girmesini istedim çünkü çocukların yokluğunda onlarla ilgili konuşuyoruz, biraz da bundan rahatsız oldum ve sizlere de sormak istiyorum yani siz bu hakkı kendinizde görüyorsunuz ama çocuklara gerçekten hiç soran oldu mu acaba? Benim çok yapmak istediğim bir konu.