KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İktidardaki arkadaşlarımız da konuşurlarsa memnun oluruz ya.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - İftardan sonra...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İftardan sonra mı konuşacaklar?

BAŞKAN - Onlar iftardan sonra.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Biz de aynı şartlarda konuşuyoruz herhâlde.

BAŞKAN - O zaman Sayın Taşcı, siz buyurun, Sayın Kuşoğlu önceliği size verdi.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, vermedim, vermedim.

Vedat Bey konuşacaksa Vedat Bey'e söz vereyim yani.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Tasarı zaten konuşuyor burada, fazla konuşmaya gerek yok. Burada tartışılacak ne var, bilmiyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Geçen dönem tekniktiniz, bu dönem, bu sene siyasi olmuşsunuz, vallahi. Geçen dönem Vedat Bey, çok teknik konuşurdu, siyasete girmezdi, bu dönem siyaset konuşuyor doğrudan.

Sayın Bakanım, muhakkak ki getirdiğiniz maddeler iyi maddeler. Ben de baştan onu ifade ettim, dedim ki: Ben tek tek bu maddelerden herhâlde bir ikisine karşı çıkarım, fazla karşı çıkmam. Onu zaten ifade ettim ama yeni bir Hükûmetin, yüzde 50 oy almış Hükûmetin, ekonomik ortam da buysa getirmesi gereken, yapması gereken ilk iş bu değil. Onu söylemek istiyorum. Çok daha iyisi olabilirdi. Tabii ki işte Kalkınma Bakanlığının yapması gerekenler var, siz Maliye Bakanlığı olarak "staff"ınızla beraber bu hazırlığı yapmışsınız, gayet güzel, tebrik ederim, memnun oluyoruz ama bir Hükûmet olarak -Bakanlığınızı eleştirmiyorum- yapılması gereken öncelikli iş bu değil. Çok iş var, çok önemli konular var. Demin Garo Bey'le tartışmanız sırasında söylediniz doğrudan yatırımlarla ilgili. Doğrudan yatırım ama bu dönemki kadar da çıkış yok. Mesela bu dönem 5 milyar dolara yakın da çıkış var, aynı dönemde. 4,9 diye hatırlıyorum, yanlış olmasın. Rakamlardan da şüphe ediyoruz artık, TÜİK'in verileri... Demin aşağıda da konuşmam vardı, ona gittim. Bu dönemde turizmle ilgili olarak turizm sektöründe bir küçülme var ama turizm istihdamında artış var. Nasıl olabiliyor böyle bir şey? Aynı dönemde turizm sektörü küçülüyor ama turizm sektöründeki istihdam artıyor. Vedat Bey bile bunu izah edemez vallahi. Yani onun için TÜİK'in verilerine de güvenilmesi zor veri olarak bakıyorum. Merkez Bankasından da daha fazla bağımsızlığa ihtiyacı var TÜİK'in, gerçekten öyle.

Daha önce size sordum, birkaç kere vergi affıyla ilgili olarak, Hükûmet yeni kurulduğu zaman "Vergi affı düşünülüyor mu?" diye, "Yok." dediniz. Bir sorum üzerine de 2015 sonu itibarıyla 84 milyarın üzerinde bir alacağınız olduğunu söylediniz. Maliye Bakanlığının alacağı 2015 sonu itibarıyla 84 milyarın üzerindeydi, şimdi herhâlde 100 milyarı bulmuştur. Şimdi, sadece kurumlar vergisinin 36 milyar olarak öngörüldüğü -ben kurumlar vergisini çok önemsiyorum, sizin için de çok önemli- 36 milyar olduğu 2016'da 100 milyara yakın bir alacak varken neden bir vergi affı gündeme getirmiyorsunuz da sadece Panama Port'ta, yurt dışına parasını kaçırmış, kara para olarak hem de, ne şekilde geleceği belli olmayan, kara para olduğu büyük bir ihtimal olan paralarla ilgili sadece af getiriyorsunuz. Şimdi, bu soruda haklı değil miyim Sayın Bakan, olur mu böyle bir şey?

BAŞKAN - Sistem içerisindeki paraların getirilmesine imkân veren bir düzenleme o.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, 100 milyara yakın alacağı var Maliye Bakanlığının. Bunlarla ilgili hiçbir şekilde af düşünmüyor. O 100 milyar da çok önemli bir şey.

BAŞKAN - Yapılandırma diyorsunuz değil mi?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Yapılandırma" diyelim. Siz diplomatik konuşuyorsunuz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Biz bu yasayı kamu finansmanı için bir kaynak olarak görmüyoruz. Yani kamu finansmanı için bir kaynak arayışı olarak görseydik eğer, bu yasayı o zaman getirenlere, önceki düzenlemelerde olduğu gibi "Belirli bir oranda vergi verin." derdik. Biz istiyoruz ki bu yurt dışındaki Türk vatandaşları bankalardaki, uluslararası akredite olmuş bankalardaki varlıklarını Türkiye'ye getirsinler; ekonomiye, yatırıma, üretime dâhil etsinler. Bu mümkün. Yani sizin söylediğiniz...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu vergisiz olarak girdiği için bu bir aftır. Siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Bu aftır.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, af yok. Hayır, af kesinlikle yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz böyle bir af getiriyorsunuz, ben de diyorum ki: Yok. Neden vatandaş için getirmiyorsunuz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, sizin söylediğiniz noktadan başlayalım. Kamu finansmanı için acil bir kaynak arayışı olarak görmediğimiz için böyle bir düzenlemeyi bu anlamda yapmadığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Öbür türlü vergi koyardık ona.

BAŞKAN - Sayın Bakan, zaten aslında bir başka düzenleme yaparak bunlar sermayeye ilave edildiğinde belli bir oranda vergide düşerken yani gider yazma imkânını getirmiştik zaten değil mi? Bunda da tabii bunu ne yapıyoruz? Daha da desteklemiş oluyoruz ve...

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Sermaye ilave etme zorunluluğu da yok.

BAŞKAN - Tabii. Burada şimdi o da yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sermayeyi ilave ederse izafi gider indiriminden yaralanabilecek.

BAŞKAN - Tabii, onu da söylüyoruz. İlave...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sermaye ilave etme zorunluluğu da yok. Yani geçmiş dönemlerde ufak da olsa bir vergi alıyordunuz, yüzde 3'lük vesaire. Sermayeye ilave şartı getiriyordunuz, diyordunuz ki: "Sermayeye ilavesi şarttır ve kısa zaman içerisinde de işletmeden çekilmeyecektir." diye şart getiriyordunuz. Bu sefer o şart da yok. Sermayeye ilave şartı yok, işletmeden geri çekilme şartı yok belli bir süre içerisinde ve vergi şartı yok. "Doğrudan getir." diyorsunuz.

Şimdi yurt dışında, bu Panama Port'ta ismi olan şirket sayısı 101, kişi sayısı da Türkiye'den 500'e yakın. Yani bir 500-600 kişi için bir af getiriyorsunuz özel olarak ama vatandaşın, esnafın vesaire 100 milyar liraya yakın borcu var, bunun için hiçbir düzenleme yapmıyorsunuz. Bu adil midir?

BAŞKAN - Bir yapılandırma talebi var Bülent Bey'in Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şimdi, bu konuya cevaplar bulunduğunda uygun görürseniz cevap vereyim olur mu?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani rakamı da alabilirsem, şu anda gerçekten Maliye Bakanlığının alacağı nedir, onu da öğrenirsem memnun olurum çünkü sizin kadar da Sosyal Güvenlik Kurumunun alacağı var.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, teşekkür ediyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Dur, devam ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bitirdin zannettim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakana söz verdiniz 2-3 kere benim sürem içerisinde.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kuşoğlu, siz toparlayın o zaman.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, benim usulle ilgili konuşmam sırasında etki analizleriyle ilgili çalışmanın yapıldığını, dağıtılacağını söylediniz, henüz gelmedi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şu anda dağıtıyoruz.

BAŞKAN - Etki analizi mi?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Üzerindeki etki analizi var mı?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yapıldığını söylüyor Sayın Başkan, dağıtılacak.

BAŞKAN - Şu an fotokopileri çekildi, dağılacak şimdi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, damga vergisinde, mesela bu yaptığınız düzenlemelerde, ihracata yönelik düzenlemelerde vazgeçilen damga vergisi miktarı nedir?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle: Şu anda ihracata yönelik veya döviz kazandırıcı işlemlerle ilgili hâlihazırda zaten bu istisnalar var. Bu düzenlemeler tebliğ düzenlemesi olarak uygulanıyor fakat Ekonomi Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının yaptığı bu uygulamayla ilgili zaman zaman ihtilaflar ortaya çıkıyor. Biz burada Ekonomi Bakanlığıyla bir araya gelmek suretiyle bir düzenleme yaptık. Normalde mevcut mevzuatta damga vergisi, resim, harç esası konusunda sınırsız bir şekilde bir yetki verilmesi söz konusu. İdare bu yetkisini sınırlayıcı şekilde saymak suretiyle tadat etmiş durumda. Zaman zaman mahkemeler burada getirilen istisna uygulamasına kanunla sınırları belirlenmediği için açıkça idarenin tebliğleriyle sınır getirilemeyeceği şeklinde kararlar meydana getiriyor. Biz burada mevzuattaki bu belirsizliği ortadan kaldırmak üzere mevcut istisnaları mükellefin lehine de, -mahkeme kararlarında da özellikle arkadaşlarla onu çalıştık- yani mükellefin aleyhine olacak şekilde istisnaları daraltmak değil ama mevcut istisnaları koruyacak şekilde bir düzenleme yapıyoruz. Onun için, bunun etki analizinde ilave bir vergi kaybı öngörmüyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani, damga vergisiyle ilgili olarak o zaman yeni bir şey getirilmiyor. Daha önce tebliğle yapılan düzenlemeleri bu sefer kanunla yapıyoruz ama damga vergisiyle ilgili bir kayıp söz konusu olmayacak.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, Sayın Vekilim, damga vergisiyle ilgili çok değişik düzenlemeler var. Siz demin ihracat dediğiniz için ben bunu söyledim, yoksa damga vergisiyle ilgili şimdi size dağıttığımız etki analizinde her bir işlemle ilgili ne kadarlık vergi kaybı tahminimizin olduğunu zaten belirtiyoruz ama deminki konuyla ilgili özel olarak yok. Burada şunu söyleyeyim: Yani burada Gelir İdaresi Başkanlığımız her bir maddeyle ilgili etki analizine dönük eldeki verileri hesaplanabilme imkânlarını değerlendirerek bir çalışma yaptı. Tamamen teknik bir çalışmadır. Bazen hakikaten eğer bir alanda zaten hiç işlem yoksa o alan zaten sıfır noktasındadır. Bir istisna getirilmek suretiyle o alan büyümüşse aslında bir vergi kaybı söz konusu değildir, zaten başlangıç itibarıyla sıfır. Onun için, biz her bir madde itibarıyla vergiden ne kadar vazgeçtiğimizi tablolaştırdık ama maddeler geldiğinde, siz bu tabloları analiz ettikçe de daha detaylı da bilgi veririz. Onun için, damga vergisinde yaklaşık -yanlış hatırlamıyorsam- 500 milyon liranın üzerinde -tahminen söylüyorum- bir vergiden vazgeçiyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 13 milyonun üzerinde bir damga vergisi beklentisi var.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Toplam paketin...

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Bu sene 16 milyon damga vergisi...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 13 milyon...

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - O geçen seneydi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu sene, bu sene...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bizim hesaplarımıza göre bu paketin toplam etkisi 718 milyon, hesaplayabildiğimiz ama şöyle: Toplam damga vergisine bakıp hesap etmek yanlış olur. Bizim burada getirdiğimiz damga vergisi istisnaları büyük ölçüde sözleşmeler üzerinden alınan damga vergileri. Orada da yanlış hatırlamıyorsam 2,3 veya 2,7 milyar dolarlık bir baz var. Biz onun üzerinden yaklaşık 500 milyon liralık bir vergiden vazgeçtiğimizi hesaplıyoruz. Yoksa damga vergisi sadece sözleşmelerden ibaret değil, çok farklı kaynaklardan damga vergisi alıyoruz.

BAŞKAN - Mükerrerlikleri ortadan kaldırıyorsunuz yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Galiba 13,7 milyarlık bir damga vergisinde 500 milyonluk...

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, toparlarsak 3 arkadaşımız daha var.

Sayın Bakan, buyurun, son cümlenizi...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle: Maliye genellikle statik analiz yapar. "Bugünkü vergiden ne kadar vazgeçiyorum?" şeklinde bir analiz yapar, doğru bir analiz ama uzun vadeli baktığımız zaman, dinamik analiz yaptığımız zaman ben aslında burada yapılan düzenlemelerin vergi kaybına değil, vergi kazancına da neden olacağını düşünüyorum. Çünkü kayıt dışılığı azaltacak işletme maliyetlerini azalttığı için yatırımı, üretimi teşvik edecek.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama kayıt dışılıkla ilgili -ki en önemli konu- bu geçici 2'nci maddeyle getirdiğiniz varlık barışı hiçbir şekilde sermayeye ilave edilmeden ne olursa olsun gelmesini teşvik etmeniz gerçekten kayıt dışılığa da hizmet etmiyor. Yani kayıt dışılığın önlenmesi kayıt dışılığı artıran bir husus.

BAŞKAN - Bakın, Sayın Bakan, ilerleyemiyoruz. Sayın Bakanım, gerçekten ilerleyemiyoruz. Sizin Bülent Bey'le karşılıklı sohbetinize döndü bu iş.

Bülent Bey, siz toparlayın, diğer arkadaşlara da söz vereyim, en son Sayın Bakana söz vereceğim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, varlık barışıyla Maliye Bakanlığı şöyle düşünüyor: Hiçbir kayda tabi olmayan getirilmesi durumunda Türkiye kazanacak, döviz kazanacak, her hâlükârda Türkiye'ye döviz gelecek ama böyle bir şey yok yani bu zaten kara para. Bu paranın gelmesini teşvik etmiş oluyoruz biz; şimdiye kadar parasını yurt dışına çıkaran, vergi ödemeyen ve yasal olmayan yollardan kazananları da teşvik etmiş oluyoruz ama -biraz önce söylediğim gibi- binlerce, milyonlarca esnafımızı, köylümüzü, işçimizi vesaire vergi borcu olan, 100 milyara yakın borcu olanları da kapsam dışı bırakıyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumunun alacağı var yine 100 milyara yakın, onu da kapsam dışı bırakıyoruz, orada da bir af söz konusu değil ama sadece bu 600 kişi için bir af söz konusu olmuş oluyor. Gerçekten öyle, bilmiyorum Sayın Bakan da ne der ama sadece 101 şirket ve 500 de gerçek kişi için af getiriyoruz biz. Panama Port'ta parası olanlar için. Panama'nın dışında başka yerler de olabilir de yani sonuçta...

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, listesi var mı sizde bu 500 kişinin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Var, çok dar bir liste bu. Sadece bunlar için af getirilmesi de Anayasa'ya aykırı aslında, gerçekten böyle.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok öyle bir şey ya. Gerçekten hiçbir ilgisi yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani bu yaptığınız çalışmayı da bu lekelemiş oluyor, bu madde gerçekten lekelemiş oluyor. Tamam, diğer maddelerle ilgili olarak yeri gelince konuşacağız.

Özellikle, daha önce belirttim, iflas ertelemeyle ilgili olan sorun şu: Uygulamada belli mahkemeler, belli bölgelerdeki mahkemeler iflas erteleme kararları veriyorlar. Belli bir bilirkişi grupları var, bunlar istenilen kararı çıkarabiliyorlar. Bunu uygulamaya yönelik olarak önlemek varken kanuni düzenleme yapıp, işi daraltıp böyle iyi niyetli getirilmiş bir müesseseyi yok etmek aslında yanlış.

SALİH CORA (Trabzon) - Daraltmak değil, somutlaştırmak.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, orada beş yılı iki yıla indiriyoruz ya bu şekilde daraltılıyor. Gerçekten iyi niyetli olan mükelleflerin, şirketlerin böyle bir hakkı kullanılamaz hâle geliyor. Neden? Kötü örnekler nedeniyle. Kötü örneklere sebep olan kim? Yine, kamuyla beraber iş birliği yapan, rüşvet alan belli yerler. Biz onları kurutmak yerine, doğrudan o konuya dokunmak, o problemi çözmek yerine düzenleme yapıp işi daraltıyoruz, iyi niyetlileri bu sefer sıkıntıya sokuyoruz.