| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/728) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .06.2016 |
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Şimdi, yine madde 20'de baktığımızda -yine geneli üzerinde belli maddelere yoğunlaşacağız da- burada görülen; daha önce, vergi kaçakçılığı suçu işleyen, fiilin işlendiği tarihten başlayarak sanırım altı yıl süreyle teşvik ve desteklerden yararlanamıyordu ama bu düzenlemeyle, bu "Güvenli yatırım ortamı oluşturacağız." düzenlemesiyle, daha önceki o altı yıllık teşvik ve desteklerden yararlanmama şartı ortadan kaldırılıyor. Şimdi, eğer biz vergi kaçırma demeyeyim de vergiden kaçınma eğilimini ortadan kaldırmayı düşünüyorsak böyle bir düzenlemenin hangi noktada buna hizmet ettiğini de açıkçası anlayabilmiş değilim.
Diğer taraftan, baktığımızda, tabii, bu yasanın ayrı ayrı maddelerinde çekle ilgili veyahut çekle ilgili yapılan düzenlemelerin yıllar içinde gösterdiği değişkenlikle ilgili baktığınızda, çekin ifade ettiği anlam ile kullanıldığı, Türkiye gerçekleri içerisindeki yapısına baktığınızda yine sorgularla karşı karşıyayız. Yani bir ödeme aracı mıdır, bir teminat mıdır, bir güvenlik, bir referans mıdır; çekin önce ne anlama geldiğini çok iyi anlatmak, onun nasıl kullanılabileceğinin sınırlarını çizmek ve ticari olarak hangi noktalarda, hangi sınırda olduğunu belirlemek gerekir ve ona göre düzenleme yapmak gerekir diye düşünüyorum.
Şimdi, geçici 2'nci maddeye geldiğimizde de -hadi uzatmayalım, maddelerde zamanı daha çok kullanırız- böyle bir maddenin oluşumuna ihtiyaç duymak için... Yani "Neden bu ihtiyacı duyduk?" diye bir sorgulama yapmak lazım. Yani biz demek ki dışarıda bir para var, Türkiye de şu anda -dediğim gibi- bir nefes alma, bir can simidi oluşturma ihtiyacını yaşıyor ki böyle, her türlü suçtan, her türlü sorgulamadan muaf tutularak, hadi gel, kim olursan gel... Tabii, Mevlâna "Gel." demiş ama o "Gel." sorgusunu buraya nasıl gelleştireceğiz, ona da bir bakmamız lazım. Bu noktaya geldik ve bunu sorguluyorsak, şimdi, "Neden, nereye gitti bu para?" diye düşünmek lazım. Buradan giden para mı geri gelecek? "Başka taraflarda kendime korunaklı alan bulamıyorum." diye düşünen mi bize gelecek veyahut "Aman, Türkiye bize çok güzel getiri sağlayacak; imkânlar, fırsatlar çok güzel." deyip mi bize gelecek? Yani "Hangi noktada gelecek?" sorgulamasıyla ve oradan sonra da düşündüğünüzde, acaba kanun dışı, kaçak... Çünkü kara para olayı ayrı, kayıt dışı para olayı ayrı; bunları da görerek ama hukuken baktığınızda cezai süreçlerden kaçmak üzere bir yerlerde kendine adres bulmuş, ondan sonra da "nickname" gibi... Bu, şimdi sosyal medya çok popüler oldu. Artık mükellef veya kayıt oluşturmada bile kişi kendisi değil, bir başka canlı "nickname" kullanarak, "Hadi benim adıma da sahibi sen ol; gel, burada, Türkiye'de kaydını yaptır." diye bir süreç işlenmesini sağlıyoruz.
Bir kere, burada size yine bir soru soracağım, bu maddede bir (b) fıkrası var. "Alacaklar ve bedeliyle taşınmazlar, 31/12/2016 tarihine kadar, Türk lirası cinsinden vergi dairelerine beyan edilir." Şimdi, A kişisinin bir yurt dışı taşınmaz malı var ve bu taşınmaz malının oradaki rayiç değeri x lira. Bunu getirip varlıkları üzerinde gösterme imkânı mı vereceksiniz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Paraya çevirip Türkiye'ye getirecek.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hayır, "Sat, parayı Türkiye'ye mi getir." diyorsunuz, yoksa ayni olarak varlıklarına rayiç...
BAŞKAN - "Sat, getir." diyoruz efendim, bir yıl içerisinde, bir yılda.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Niye satsın? Bu, şimdi, bir yılan hikâyesidir, hep dolaşır. İşte, Türkiye'den parasını yurt dışına götürmüş olanlar, orada bankada parası var, parasını teminat gösterip kredi alıyor, buradaki şirketinde kredi olarak gösteriyor, burada vergi ödemiyor, vergiden kaçınıyor gibi bir şeyle giden bir süreçtir. Ama bunun da ortamını yine siz de yarattınız.
BAŞKAN - Bunu düzelttiler şimdi.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - 2009 yılında 32 sayılı Kararname'yle bizde ihracatçının ihracat bedellerini Türkiye'ye getirme şartı vardı belli bir sürede, geri getirilebiliyor mu? Yok. Yani paralar gitti, o zaman dünyada da çoktu, isteyen istediği yerde istediği gibi oldu, siz şimdi "Sıkıştık, geri getirin, ne olursa olsun." diyorsunuz. Yani bu tür uygulamalarla sorgulanması ve isimlendirilmesi... Siz şimdi rahatsız oluyorsunuz, "Ya, bu para kara para olacak." Türkiye'yi riske atıyorsunuz, olabilecek. Çünkü Türkiye'yi riske atacak sorgulamalar içinde var. Bugün baktığınızda bizim bankacılık sistemimizde bankacılık yapan bazı firmalar, bankalar sorgu altında; bunu biliyorsunuz. Bu, basına yansımıyor ama bununla ilgili şu anda soruşturma ve kovuşturma süreçleri devam ediyor, risk altında. O yüzden, yapılan her türlü yasal düzenlemenin bu riskleri dikkate alacak ve o riskleri oluşturmayacak şekilde, hele hele bu dünya düzeninde oluşturmayacak şekilde olması gerekiyor.
Ben o kadar çok "Panama" duydum ki bir daha Panama'yı şimdi tekrarlamak istemiyorum da o belgeler niye çıktı; kim, neden yayınladı; kim vergi geliri düştü diye korktu veya "Güvenlik etkenleri beni rahatsız ediyor." diye ortaya koyduysa bu sefer bu tür para akımlarında yeni adreslere giderken de onun sorgulaması ve onunla ilgili farklı gündemler oluşabilir; onu da dikkate almak şarttır diye düşünüyorum.
Basını da çok merak ediyorum. İzlanda'da Başbakan istifa etti bu belgelerden dolayı. Türkiye'de hiç kimse, sanki hiçbir şey olmamış gibi, yüzlerce hesap, binlerce adres varken kimse hiç dikkate almadı. Ne kadar doğru iş yapmışlar. Aslında siz Panama veya o tür yerlerde vergi mükellefi olmadan iş yapanlara, burada gidip vergi ödeniyor diye ödül vereceğinize onlara ödül verin bari. Yani demek ki çok makbul oluyor orada iş yapmak.
Ben teşekkür ediyorum, maddeler üzerinde tekrar görüşlerimizi beyan edeceğiz.