Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/728) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 28 .06.2016 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Evet, kim ne derse desin son yıllarda Türk ekonomisi her geçen gün daha da ciddi sorunlarla karşı karşıya. Sanayicilerimiz, KOBİ'lerimiz, şirketlerimiz borç batağında. Bunu ki, İstanbul Sanayi Odasının her yıl açıkladığı ilk 500, 2'nci 500 firmaların mali yapısında da çok net olarak görebiliyoruz. Tahsilatta büyük sorun yaşanıyor, iflaslarda artış var ve bu maddenin konusu olan iflas ertelemelerde de, tabiri caizse, patlama var. Benim bildiğim kadarıyla, geçen yıl 492 iflas erteleme kararı var ki bu yıl ilk dört ayda 200 civarında iflas erteleme kararı var. Eğer arkadaşlarda resmî istatistikler varsa, onları alabilirsek memnun olurum. Bu iflas erteleme başvurularındaki artış piyasalarda müthiş bir tedirginliğe yol açıyor. Yani esnaf, sanayici, ticaret erbabı malını satarken "Acaba şirket iflas ertelemeye başvurur mu, alacağımı tahsil edemem mi?" diye bir tedirginlik yaşıyor. Bu durum bir domino etkisi de yapıyor, piyasaları çok olumsuz etkiliyor. Yani bunun söylentileri dahi kişileri gerçekten iflas erteleme mağduru olmaktan korkarak mal satmama gibi bir yöne de itiyor. Tabii, bu konuda bir düzenleme yapılmasına biz olumlu yaklaşıyoruz Milliyetçi Hareket Partisi olarak.
Burada şunu ifade edeceğim: İsim değişikliğiyle ilgili, şirket merkezinin değişikliğiyle ilgili de önerge geldi. Doğru. Çünkü maalesef, yani "Belli yerlerden daha kolay karar alabiliyoruz." diye şirket merkezlerinin değiştirildiğine şahit oluyoruz. Biraz önce Sayın Genel Müdürün dediği gibi isim değişikliği çok sıkça yaşanan bir konu. Burada, bir de, bir günde karar alınabiliyor. Bu ne derece isabetlidir bir günde mahkemeden alınan karar? Bu konuda çok ciddi bir inceleme yapılabilmesi için nasıl bir düzenleme yapabiliriz, bunu da tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Yine, kayyumun vasıfları da önemli. Bakıyorsunuz, şirketle uzmanlık alanı örtüşmeyen kişilerin dahi kayyum atanabildiğini görüyoruz. Bu anlamda bu konuyu da maddede nasıl dile getirebiliriz, açıkçası bunu da tartışmak lazım.
Benim soracağım şu da var: Devam eden davaları kapsamıyor herhâlde değil mi yapılan düzenleme? Devam eden davalarla ilgili de bir düzenleme yapmamız daha doğru olmaz mı diye düşünüyorum.
Bir de, bir tabire takıldım. Yani, mevcut kanunda "borçların aktifinden fazla olduğu" diye tanımlarken yenisinde "borca batık olduğu" diyoruz. Yani bu "borca batık olduğu"nu tanımlamamız gerekmez mi? Yani borca batık olduğundan neyi kastediyoruz? Çünkü bu tartışma yaratabilir ileride uygulamada. Onu netleştirmekte ben fayda olduğunu düşünüyorum. Maalesef, yani bu konuda iyi borçlu, kötü borçlu birbirine karışmış durumda. Yani hangi şirketin gerçekten ekonomisi bozulmuş ve iflas ertelemesi gerekir, hangi şirketin kötü niyetle bu yola başvurduğunu artık ayırmakta öyle zor bir hâle geldi ki... Sözümün başında ifade ettiğim gibi, bu düzenlemenin yapılması gerekiyor, uygulamada karşılaşılabilecek sorunları da dikkate alarak gerekli düzeltmeleri de yapmamız gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.